Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davalının tacir olmaması ve cezai şart miktarının fahiş olması karşısında, yukarıda açıklandığı şekilde inceleme yapılarak, cezai şartta tenkis yapılması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile cezai şart bedelinin tümünün tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3- Davalının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince; İcra İflas Kanunun 67. maddesindeki düzenlemeye göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi için davaya konu alacağın gerçek miktarın belli olması veya belirlenebilmesi için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. Cezai şart alacağının miktarının tayini yargılamayı gerektirdiğinden, takip tarihi itibariyle davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olmadığının kabulü gerekir....

    için hesaplanacak bedelin cezai şart olarak karar altına alınmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir....

      Esasen TTK’nun 22. maddesi gereğince tacir sıfatını haiz borçlu cezai şartın indirilmesini isteyemez ise de, kararlaştırılan ceza tutarı borçlunun iktisaden sarsılmasını, çöküntüye uğramasını mucip olacak ise indirim isteyebileceği uygulamada kabul edilmektedir. Somut olayda; Mahkemece; sözleşmenin feshi ve araçların iadesinden sonra davacının araçları yeniden kiraya vererek ya da başka şekillerde değerlendirerek araçlardan istifade edebileceği, cezai şart olarak geri kalan kira döneminin tamamına hükmedilmesinin hakkaniyetli kabul edilmediği ve cezai şartın borçlunun iktisaden mahvına neden olacağı gerekçesiyle sözleşmede belirlenen cezai şart miktarından indirim yapılarak hüküm kurulması yoluna gidilmiş ise de; kararlaştırılan cezai şartın davalı şirketin mahvına neden olduğu hususu bilirkişi raporu ile tespit edilmemiştir....

        Maddesinin açık olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının sözleşmenin ifasının imkansızlaştığı iddiasının kabul edilemeyeceği sözleşmenin 6. Maddesi hükmüne göre cezai şart olarak 2 aylık kirayı ödemekle yükümlü olduğu, ancak fahiş olarak kabul edilen cezai şart bedelinden indirim yapılması gerektiği, 40.000 USD cezai şart bedelinin makul olduğu belirtilerek kısmi itirazın 46804 USD üzerinden iptaline karar verilmiştir. Davaya dayanak oluşturan ve hükme esas alınan 05/06/2008 başlangıç tarihli 5 yıl süreli aylık 39600 USD bedelli kira sözleşmesi ile üç aylık kira bedeli olan 118.800 USD nin davacı kiracı tarafından ödendiği çekişmesizdir. Sözleşmenin 6....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava,kira sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir....

            İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR: Mahkemece, davanın Kısmen Kabulü ile, 20/01/2017 tarihli kantin kira sözleşmesi gereğince; 23/04/2017- 30/05/2017 dönemine ilişkin 27.236,11 TL kira bedelinin gecikme zammı ile birlikte, 1.670,54 TL elektrik ve 197,84 TL su bedelinin yasal faizi ile birlikte, 3.180,00 TL kullanım bedelinin gecikme zammı ile birlikte, 53.000,00 TL cezai şartın yasal faizi ile birlikte; büfematik kira sözleşmesi gereğince; 3.186,11 TL kira bedelinin gecikme zammı ile birlikte , 573,06 TL elektrik bedelinin yasal faizi ile birlikte, 6.200,00 TL cezai şartın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilikin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

            Davacı vekili, 24.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; mahrum kaldığı kira alacaklarına karşılık 9.000,00 TL kira tazminatının(cezai şart)davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, sekiz adet dairede taşınmazların natamam vaziyette olması, iskanın alınmamış olması, bina asansörünün çevre düzenlmesinin yapılmamış olması sebebi ile meydana gelen değer kaybı sebebi ile sekiz daire için toplam 60.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şehir dışında olması sebebi ile tapu devrinin gerçekleşmediğini, cezai şart isteme koşullarının oluşmadığını, ilgili madde de noter ihtarname ve tebliği ön şart olarak düzenlendiğini, fazlaya ilişkin dava ve alacak haklarının saklı kalması kaydı ile hiçbir kalem adı altında şirketlerinin kusurlu sayılmamasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

              Asıl davada kira tazminatı istenmiş, birleşen itirazın iptâli davasında ise sözleşmenin 10. maddesi uyarınca cezai şartın tahsili istenmiştir. Sözleşmede aykırı bir hüküm bulunmadığından arsa sahibi ancak cezai şart ile aşan zararını isteyebilir. Yaptırılan bilirkişi incelemesinde cezai şarttan fazla kira bedeli hesaplanmadığından davacının cezayı aşan zararının bulunduğundan sözedilemez. Bu nedenle asıl davadaki kira kaybı isteminin reddine, birleşen davada cezai şart isteminin 92.725,20 TL üzerinden kabulü gerekirken kira tazminatının mahsubu ile hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır. 3-Yüklenicinin sair temyiz itirazlarına gelince; arsa sahibinin birleşen davasında gecikme tazminatı alacağı yapılan yargılama sonucu ve alınan bilirkişi raporuna göre belirlendiğinden takibe konu alacağın likid olduğundan sözedilemez. Bu nedenle davalı itirazında haksız olmadığından İİK'nın 67. maddesi uyarınca %40 inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır....

                . 1-Dava, satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaad edilen dairenin, süresinde teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı ve cezai şart alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....

                  HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez.Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır. Somut olaya gelince; dava dilekçesinde kira alacağı, cezai şart ve tazminat alacağının gecikme zammı ile birlikte tahsili talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemece bu alacaklar yönünden tespit hükmü kurulmuştur. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınmak suretiyle ve taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde tespit yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu