Sulh Hukuk Mahkemesi ve Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart ve kiralanan taşınmaza zarar verildiği iddiası ile tazminat istemine ilişkindir Sulh Hukuk Mahkemesince, "Taraflar arasında kira ilişkisinin sona erdiği, bu aşamadan sonra taraflar arasında bu kira ilişkisinden yasal olarak söz edilemeyeceği istemin (Cezai şart) tazminat içerikli olduğu ve alacak davası mahiyetinde tazmini nitelik taşımadığı, bu haliyle davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, "davacının cezai şart istemine ilişkin davasını, taraflar arasındaki 21/11/2009 tarihli kira sözleşmesinin Ceza-i Şart başlıklı "İşbu sözleşme şartlarını ihlal eden taraf karşı tarafa 25.000,00....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar, arasındaki kira alacağı, cezai şart ve birleştirilen davada itirazın iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19.10.2010 gün ve 2010/8211-10800 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar ... Özel Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti., ... (...) ile Mustafa ... mirasçıları vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 01.01.2001 başlangıç tarihli hasılat kira ilişkisinin davalı tarafından süresinden önce ve haksız olarak bozulduğu iddiasına dayalı kar yoksunluğu zararı ile cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Birleştirilen dava ise, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir....
Davalı cevap dilekçesinde, 15.06.2012 tarihinde yüksek kira bedeli ve aidat gideri nedeniyle noter ihtarı ile sözleşmeyi feshettiğini ve 30.06.2012 tarihinde tahliye ettiğini, genel işlem koşuluna aykırı olan cezai şartı kabul etmediklerini belirterek haksız ve yersiz davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 39.357TL’nin dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Taraflar araasındaki 04.02.2010 başlangıç tarihli 5 yıl süreli, asgari aylık kira bedelinin 1.yılda aylık 1110Euro+KDV, ikinci yılda aylık 1295Euro+KDV, 3. yılda aylık kira bedelinin 1480Euro+KDV ve Çiğ Köfte Satış Mağazası olarak kullanılmak üzere kira sözleşmesi ile cezai şart başlıklı sözleşmenin 29. maddesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 29. maddesinde; “..kiracı bu sözleşmeyi haksız feshetmesi halinde, kiracı kiraya verenin her türlü zarar,ziyan, tazminat hakkı saklı kalmak üzere kiraya verene 1 yıllık asgari kira bedelini cezai şart olarak öder....
Sözleşmenin 11. maddesinde, taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işletme ruhsatının her ne sebeple olursa olsun iptal edilmesi hallerinde kira sözleşmesinin, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’ nun 62. maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek, kesin teminatın gelir kaydedileceği ve cari yıl kira bedelinin tazminat olarak tahsil edileceği hususları kararlaştırılmıştır. Davalı idare 21.05.2010 tarihi itibariyle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiştir. Sözleşmenin feshi durumunda davalı kiracının tazminat ve cezai şart ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davacı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir. Davacı idare kira bedellerinin davalı kiracı tarafından ödenmediğini belirterek sözleşmeyi feshetmiştir....
nin davalılar aleyhine açmış olduğu davasının kısmen kabulü ile, Kira sözleşmesinin davalılar tarafından kira süresinin bitiminden önce haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmiş olması nedeni ile taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 32 maddesine göre; sözleşmenin 9 maddesinde kararlaştırılan aylık 8.500 USD ve KDV olmak üzere 10.030 USD tutarındaki kira bedeli üzerinden mahkememizce takdiren; her ne kadar 6102 sayılı TTK 24 maddesi uyarınca tacir sıfatına haiz borçlu fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemeyecek ise de kararlaştırılan cezai şartın borçlu şirketin ekonomik yönden yıkımına neden olacak şekilde fahiş olduğu belirlendiği takdirde Yargıtay uygulamaları da dikkate alınarak indirim yapılabileceğinden taraflar arasındaki sözleşmenin 32 maddesindeki cezai şarttan mahkememizce takdiren 3/4 oranında indirim yapılmak suretiyle 30.090 USD'nin cezai şart olarak kabulüne, fazlaya ilişkin talebin davalı şirketin mahfına sebep olacağı gerekçesi ile...
Arsa sahiplerince açılan davada eksik iş bedeli ve kira alacağı, yüklenici tarafından açılan davada ise yine tapuların geç devrinden dolayı kira alacağı ve cezai şartın tahsili talep ve dava edilmiş, mahkemece her iki davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece yüklenicinin açtığı davada 4.090,00 lira rayiç kira bedeli ile kira bedelinin 200 katı tutarı olan 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, sağlık ocağındaki 73.29 m2 lik aile hekimliği odası ile 42.29 m2 lik ortak kullanım alanının mal müdürlüğü tarafından 2886 sayılı yasa gereği davalıya kiralandığını, tahsisli idarenin Sağlık Bakanlığı olduğunu, sözleşmenin 17.02.2011 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli olduğunu, kira süresinin sonunda davalının yeni yapılan ihaleye katılmadığını, kiralanananı tahliye de etmediğini yine davalınınkira süresi bitiminden itibaren ortak kullanım (elektrik, su, yakıt) bedellerine ilişkin kira sözleşmesinde belirtilen ve m2 payına düşen ortak kullanım giderlerini ödemediğini, sözleşmenin 17. maddesinde '' Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse, geçen her gün cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında ceza, itirazsız olarak ödenir '' hükmü bulunduğunu belirterek 8.000 TL cezai şartın tahsili ile 2.687,30 TL ortak kullanım bedeli alacağının tahsili isteminde bulunmuş, mahkemece davacının cezai şart gereği alınması...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 YTL kar kaybı, 2600,00 YTl fazla ödenen kira bedeli ile 10.000,00 YTL cezai şartın tahsiline kararverilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacılar, 1.9.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalının işlettiği dershanenin kantinini 3 yıl süre ile kiraladığını, bir yıl kullandıktan sonra dershanenin yeni binaya taşındığını, sözleşmesinin tek taraflı olarak fesih edildiğini ileri sürerek fesih nedeniyle 20.000 YTL kar kaybı, 2.600,00 YTl fazla ödenen kira bedeli ile 10.000,00 YTL cezai şartın tahsil istemi ile eldeki davayı açmış, davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece yoksun kalınan kar belirlenerek davacının yoksun kaldığı kar, fazla ödenen kira bedeli ile sözleşmede yer alan cezai şartın tahsiline karar verilmiştir...
Mahkemece açılan davanın asıl alacak ve 12.000 TL cezai şart yönünden kısmen kabulüne, asıl alacağın %20 paranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin asıl alacağa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin cezai şart alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346. maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe etkili...
Bu nedenle, davalının cezai şart bedelinden sorumlu olduğu kabul edilerek, davalının cezai şartın fahiş olduğu ve indirim yapılması gerektiği yönündeki savunması üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tahliye kararına rağmen icra takibi yaparak davalıyı tahliye etmeyen davacının zararın doğmasına ve artmasına sebep olduğu yönündeki yanılgılı gerekçe ile istemin tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 4. Davacı, dava konusu edilen kira bedellerinin vade tarihlerinden itibaren hesaplanacak gecikme zammı ile tahsilini talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kira alacağının vade tarihlerinden dava tarihine kadar olan işlemiş faiz miktarı hesaplanmış ve işlemiş faiz alacağı hüküm altına alınmış ise de, dava tarihinden itibaren işleyecek faize ilişkin hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir....