Bu haliyle maktu kira niteliğinde gecikme tazminatının kabul edildiği açık seçik ortadadır. Teslimi gereken tarihte iskan ruhsatı alınmadığından arsa sahibinin kira tazminatı istemi haklı kabul edilmelidir. Nevar ki kira tazminatı yanında ayrıca munzam zarar karşılığı alacağın da tahsili istenilmiş ve mahkemece de istem aynen kabul edilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 105. maddesinde düzenlenen munzam zarar, geçmiş günler faizinden fazla zararının kanıtlanması durumunda istenilebilir. Davada maktu kira dışında yasanın tanımladığı biçimde munzam zararın varlığı kanıtlanamadığından davacının buna yönelik isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bilirkişilerin sözleşmede cezai şart kararlaştırılmış olduğu görüşüyle bağlı kalınarak cezai şartı artan kiranın munzam zarar kabulüyle hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir....
Taraflar arasında düzenlenen ---- tarihli birinci sözleşme ve -------tarihli olup aydınlatma armatürlerine ilişkin olan ikinci sözleşmede teslim alındığı anda bir ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş ise de ------ tarihli, balkon teraslarına ait hareketli mobilyalar ile kapalı havuzda kullanılacak olan ahşap şezlong ve sehpaların imalatına ilişkin olan üçüncü sözleşmede teslim ----- tarihinde gerçekleşmiş, teslimden önce gönderilen------ nolu ihtarnamesi ile davacı yüklenici cezai şart alacağını talep ettiğinden bu ihtarname ihtirazî kayıt niteliğinde sayılıp üçüncü sözleşmeye ilişkin cezai şart talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının değişik bu şekli ile bozulması gerekir. " belirtmiştir. ------ ilamında "...Sözleşmenin 6. maddesinde kararlaştırılan cezai şart işin süresinde bitirilmemesi halinde ödenmek üzere kararlaştırılmış olduğundan sözleşme ve dava tarihinde...
ve tazminat ücrtelerininin tahsili için dava açıldığını, ancak ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporunda sadece 2 yıl 81 günlük kira bedeli ve K.D.D'nin alacağının hesaplandığını, diğer kalemlerin ise hesaplanmadığından işbu davayı açmak durumunda kaldıklarını, bu nedenlerle 2 yıl 81 günlük kira alacağının hesaplanacak faizi olarak, işetme hakkı bedelleri, elektrik, su havagazı, ısınma ve her türlü gider bedeli olarak olarak 50.000,00 TL ... zararının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine talep ve dava etmiştir....
ruhsatının her ne sebeple olursa olsun iptal edilmesi hallerinde, kira sözleşmesi 2886 sayılı Kanun'un 62 nci maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece hemen feshedilerek, kesin teminatı irat kaydedilir ve cari yıl kira bedeli tazminat olarak tahsil edilir.” şartı uyarınca davalının cezai şarttan sorumlu tutulabilmesi için akdin idarece feshedilmiş olmasının yeterli olmadığı, feshin ve tahliyenin bir mahkeme ilamına bağlanması gerektiği, tahliye ilama bağlanmadığından feshin usulü dairesinde yapılmadığı, bu sebeple cezai şart bedeli talep edilemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 150.517,97 kira, 109.530,89 TL geçikme zammı olmak üzere toplam 260.048,86 TL'nin davalıdan tahsili ile fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre davacının sözleşmeleri haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle kira bedelinden kaynaklanan 417.656.00 USD ve KDV’sinin 12.05.2007 olan temerrüt tarihinden işleyecek aylık %1.5 gecikme faizi ile, eksik alınan ürün nedeniyle 500.000,00 TL kar kaybının dava tarihinden işleyecek avans faizi ile, protokolün 14. maddesi gereğince 200.000,00 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile, demirbaş bedelleri yönünden 29.277,55 USD’nin 12.05.2007 olan temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı ...’ın tüm bu talepler yönünden sorumluluğunun 100.000,00 USD ile sınırlı tutulmasına, davacının eksik alınan ürün nedeniyle kar kaybına ve protokolün (14) maddesi kapsamında cezai şart alacağı yönünden fazlaya ilişkin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR TARİHİ :15.09.2009 ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : Uyuşmazlık, kira alacağı ve cezai şartın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kiralanan tahliye edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, itirazın 5.562-TL kira alacağı ve günlük 40 TL, 105 günlük 4.200-TL cezai şart olarak toplam 9.762-TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve bu miktar üzerinden % 40 icra tazminatına karar verilmiş hüküm her iki taraf vekilince kira alacağı ve cezai şarta ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nun dava tarihindeki kur üzerinden sorumluluğunun 65.277,00 TL olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının cezai şart ve ariyet malların geç teslimi nedeniyle oluşan alacağının kabulü ile; 120.436,96 TL'nin davalı ...'nun sorumluluğunun 65.544,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla davalı şirket yönünden 15/06/2014, davalı ... yönünden ise 13/06/2014 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu ariyet olarak davalı tarafa verilen mallar dava tarihinden sonra davacı tarafa iade edildiğinden ve bu talep konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, cezai şartın tahsili, ariyet malların iadesi ve ariyet malların gecikmesi nedeniyle tazminat taleplerine ilişkindir....
Mahkemece, taraflar arasında yapılan sözleşme, özellikle sözleşmenin 14/I maddesi kapsamında, kiralayanın sözleşmeden kaynaklanan haklarını başlangıçta kullanmamasının bu hakkından vazgeçtiği anlamına gelmeyeceği, kiralayanın ileriye ertelediği haklarını her zaman talep edebileceği, doğmuş hakkından açıkça vazgeçmediği takdirde kiralayanın doğmuş olan hakkın talep edilbileceği nazara alındığında, sözleşme kapsamında davalının ödemesi gereken aylık kiralarını bir dönem düşük ödemesi ve bunu da davacının kabul ederek faturalandırıp defterlerine kaydetmesi ve tahsil etmesinin, ödenmesi gereken kira miktarından feragat ettiği anlamına gelmeyeceği ve taraflar arasında sözleşmenin aylık kiralara ilişkin hükmünün uygulama ile değiştirildiği sonucunu doğurmayacağı, bilirkişilerce sözleşme hükümlerine göre hazırladıkları 24.04.2017 tarihli ek raporda; davalı kiracının eksik ödenen kira borcu ile 4 aylık muaccel kira borcu, cezai şart ve sözleşmede belirlenen aylık temerrüt faiz oranına göre hesaplanan...
Bu durumda mahkemece T.T.K.nun 14,17,1463. maddeleri, 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3. maddesi çerçevesinde kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, tacir olması durumunda hakkında TBK.nun 346. maddesinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı, cezai şart koşulunun geçerli olacağı, davalının tacir olmaması halinde ise TBK.'un 346. maddesi gereğince kira sözleşmesindeki cezai şart hükmünün geçersiz olacağı hususları üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Davalı kiracının, tacir olduğunun anlaşılması halinde ise belirtildiği üzere cezai şart koşulu geçerli olacaktır. Dava dilekçesinde, davalı kiracının, kira sözleşmesinin 3. maddesinin 1,2 ve 4. fıkraları, 4/4.maddesi, 5/2. maddesi, 6/2. maddesine aykırı davrandığını ve kiralananda kullanılan elektrik ve su bedellerini ödemediğini beyanla cezai şart alacağı isteminde bulunmuştur....
Sözleşmenin 7. maddesinde kararlaştırılan cezai şart Borçlar Kanunu'nun 158/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezadır. Sözleşmede bunun dışında gecikme halinde tazminat ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulumadığı gibi, ceza dışında tazminat ödenmeyeceğine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Dairemiz'in yerleşmiş uygulamasına göre sözleşmede gecikme tazminatı konusunda herhangi bir düzenleme bulunmaması halinde dahi, arsa sahiplerinin gecikme halinde rayiç bedellere göre gecikme tazminatı istemeleri mümkündür. Sözleşmede ifaya ekli cezai şartın kararlaştırılmış olması halinde de arsa sahiplerinin aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde cezayı aşan zararları için tazminat istemelerine bir engel bulunmamaktadır. Somut olayda arsa sahipleri vekili gecikme tazminatı isteminde bulunmuştur. Bu istek sözleşmede kararlaştırılan cezayı aşan tazminat istemi niteliğindedir....