Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

asgari kira bedelinin mağaza işletmeye açıldıktan sonra işlemeye başlayacağı asgari kira bedeline her yıl bir önceki yılın İstanbul Ticaret Odası toptan eşya fiyat endeksine kira yılı ortalama artış oranı kadar zam yapılacağının kararlaştırıldığı, buna göre olacağı belirlenen bu asgari kira bedelinin 01.03.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesine uygulanacağının anlaşıldığı, sözleşmenin genel koşullar dâhil herhangi bir hükmünde kira bedelinin uyarlamaya ilişkin koşullarla ilgili bir düzenleme bulunmamakla birlikte sözleşmenin 4.maddesinde, sözleşme süresi sonuna kadar uyarlama davası açılmayacağı, sözleşme süresinin, sözleşmenin 6 maddesinde 15 yıl olduğu, davacı tarafça, 15 yıllık süre sonu itibariyle başlayan kira dönemine ilişkin uyarlama talep edildiği, Mahkemece hükme esas alınan 03/02/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda dava tarihine kadar uyarlama koşullarının altın, emsal kira ve bölgedeki ticari değişiklikler kriterine göre uyarlama koşullarının oluştuğunun sonucuna varıldığı...

İstinaf dilekçesine cevap veren davalı vekili dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın hukuka uygun olduğundan istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte,işbu dava kira tespit değil, uyarlama davası olduğundan, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmamış, işlem temelinin çökmesine sebep olacak bir gelişme yaşanmamış olduğundan davacının istinaf taleplerinin bu aşçıdan da reddi gerektiğini, bilirkişi raporunda ve rapor ekinde yer verilen Yargıtay kararlarına bakıldığında, işbu kira uyarlama davasında kira bedelinin uyarlaması şartlarının oluşmadığını, uyarlama şartlarının bulunmadığının sabit olmasının yanı sıra; kira bedelinin ciro üzerinden kararlaştırıldığı bir kira sözleşmesinde ticari hayatta zaman zaman artış yaşanabileceği gibi düşüşlerin de muhtemel olduğu öngörülebilir bir durum olduğunu, uyarlama davası açılabilmesi için ise, önceden öngörülemeyen ve beklenilemeyen hallerin...

İstinaf dilekçesine cevap veren davalı vekili dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın hukuka uygun olduğundan istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte,işbu dava kira tespit değil, uyarlama davası olduğundan, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmamış, işlem temelinin çökmesine sebep olacak bir gelişme yaşanmamış olduğundan davacının istinaf taleplerinin bu aşçıdan da reddi gerektiğini, bilirkişi raporunda ve rapor ekinde yer verilen Yargıtay kararlarına bakıldığında, işbu kira uyarlama davasında kira bedelinin uyarlaması şartlarının oluşmadığını, uyarlama şartlarının bulunmadığının sabit olmasının yanı sıra; kira bedelinin ciro üzerinden kararlaştırıldığı bir kira sözleşmesinde ticari hayatta zaman zaman artış yaşanabileceği gibi düşüşlerin de muhtemel olduğu öngörülebilir bir durum olduğunu, uyarlama davası açılabilmesi için ise, önceden öngörülemeyen ve beklenilemeyen hallerin...

CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Açılan davayı kabul etmediğini, 01/01/2014 tarihli kira kontratı mucibince kiracı olduğunu, kira kontratının süresinin 5 yıl olup 31/12/2018 tarihinde sona ereceğini, kontratın usulüne uygun olduğu sebebi ile kira sözleşmesinin yenilenmesi veya sözleşme sona ermeden kira bedelinin revize edilmesinin hukuken söz konusu olmadığını, kira uyarlaması için olağanüstü bir halin varlığından söz edilemeyeceğini, davacının iddialarının samimi, gerçek ve kukuki olmadığını, uyarlama davasının şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince; Davanın reddine, karar verildiği görülmüştür....

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/409 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, çevredeki gayrimenkullerin değerlerinin yükseldiğini, ödenmekte olan kira bedelinin çok düşük kaldığını ileri sürerek; 16/05/1999 tarihinden itibaren davaya konu gayrimenkulün yıllık kira bedelinin 300.000TL olarak uyarlanmasını istemiştir. Davalı; çevredeki gayrimenkullerin değerlerinin yükselmiş olmasının yada kira bedelinin düşük kalmasının uyarlama sebebi olmadığını, mezkur yere ait kira uyarlamasının Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1995/902 Esas sayılı dosyasıyla yapıldığını, bir daha uyarlama yapılamayacağını, davacı tarafın her yıl dava açtığını, uyarlama davalarında geriye dönük artırma talebinde bulunulamayacağını, 16/05/1999 tarihinden itibaren uyarlama talep edilemeyeceğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, somut olayda uyarlama şartlarının gerçekleşmediğini, savunarak; davanın reddini istemiştir....

    Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “ uyarlama “ davası açılabilir. Mahkemece yapılacak iş; az yukarıda açıklanan uyarlama davalarında uygulanması gereken kurallar belirtildiği şekilde tek tek ortaya konulmalı ve konularında uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan ( inşaatçı- emlakçı- kira bilirkişi), tüm bu veriler kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, çevresi, bölgedeki kira parasını etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticaret değişiklikleri emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar, azalışlar dikkate alınarak bir rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Kira sözleşmesinde kiranın aylık 5.0000.000.000 TL. olduğu, yıllık kiranın peşin ödeneceği ve her yıl kiranın DİE toptan eşya fiyatı endeksine göre artacağı kararlaştırılmıştır. Uyarlama davalarının kabul edilebilmesi için, sözleşmenin kurulduğu tarihten sora geçen süre içinde gerek taşınmazın bulunduğu çevrede gerekçe kira bedellerinde çok büyük değişikliklerin olması gerekir. Kira sözleşmesinin yapılmasından sonra çevrede bu nitelikte olağanüstü bir gelişme olduğu, çevrenin ticari yönden çok geliştiği davacı tarafından kanıtlanamadığı gibi, iktisadi bir krizin olmadığı, 19.2.2007 tarihli bilirkişi raporunu da da belirtildiği gibi doların %5,45 auronun %43,88 kiraların %59,22 oranında arttığı, yani döviz ve yabancı paralarda ve kiralara çok büyük katlanılamayacak değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. Öyle olunca uyarlama şartları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira uyarlaması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, uyarlama talep edilen kira sözleşmesi bir yıl süreli olup, kısa süreli kira sözleşmelerinde uyarlama talep edilemeyeceğine göre, yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 11.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bunun mümkün olmaması hâlinde borçlu, sözleşmeden dönebilir; sürekli edimli sözleşmelerde ise kural olarak, fesih hakkını kullanır.” denilerek uygulama da kabul edilen uyarlama davasına ilişkin ilkelerin kanun maddesi haline getirildiği belirtilmiştir. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 16/08/2010 başlangıç tarihli, on yıl süreli kira sözleşmesine ilişkin, taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, dava tarihi olan 19/03/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değişen hal ve şartlara göre kira bedelinin uyarlanmasını istemiştir. Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “ uyarlama “ davası açılabilir....

            No: 19/17 İskenderun adresinde kiracı olduğunu, kiracının 2015 senesinde 385 TL ve 2016 senesinde 410 TL yatırdığını, ancak daha önceki vakıf yöneticisinin mahkeme tarafından vakfı zarara uğratması ve kira bedellerini çok düşük bedellerle akdetmesi karşılığında azledildiğini, vakfın daha fazla zarara uğramaması için bu davanın açıldığını, dava konusu yer için ödenmekte olan kira bedelinin mecurun bulunduğu çevredeki emsal kira bedelleri, yüz ölçümü ve özellikleri itibariyle hak ve nesafet ilkeleriyle bağdaşmayacak ölçüde fevkalade az olduğunu, adalet ve hakkaniyet ölçülerine uygun olarak kira bedellerinin uyarlanmasını, aylık 410 TL olan kira bedelinin dava tarihinden itibaren 1.050 TL 'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Açılan davayı kabul etmediğini, kira bedeli uyarlama davasının şartlarının Borçlar Kanununun 138....

            UYAP Entegrasyonu