Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

müvekkili idare arasında geçerli bir kira sözleşşmesi bulunmadığını, davacının kiracı sıfatının da bulunmadığını aksinin kabul edilerek kira sözleşmesinin 17/12/2015 tarihinde aynı şartlarla uzadığının kabulü halinde de kalan sürenin bir yıldan kısa olduğu dikate alınarak kira bedelinin uyarlanması davası açılamayacağını, uyarlama koşullarının da oluşmadığını ileri sürerek açılan davanın reddini talep etmiştir....

müvekkili idare arasında geçerli bir kira sözleşşmesi bulunmadığını, davacının kiracı sıfatının da bulunmadığını aksinin kabul edilerek kira sözleşmesinin 17/12/2015 tarihinde aynı şartlarla uzadığının kabulü halinde de kalan sürenin bir yıldan kısa olduğu dikate alınarak kira bedelinin uyarlanması davası açılamayacağını, uyarlama koşullarının da oluşmadığını ileri sürerek açılan davanın reddini talep etmiştir....

Buna göre, yukarıda açıklanan sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin kural ve yöntemlerin ışığı altında mahkemece; yerinde uygulama yapılıp, uzman bilirkişiler düşüncesinden de yararlanmak suretiyle, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgede kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticari gelişmeler gibi değişiklikler, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar araştırılıp, değerlendirilerek, sonuçta işlem temelinin çöktüğü, sözleşmedeki çıkar dengesinin katlanılamayacak derecede davacı aleyhine bozulduğunun benimsenmesi halinde kiracının ne miktar kira parasından sorumlu olacağının, taraflarca sunulan veya bilirkişilerce resen tespit edilen emsal kira sözleşmeleri dikkate alınarak ve emsallerde de keşif yapılarak belirlenmesi, böylece sözleşmedeki kira parasını, tarafların amacına uygun objektif iyiniyet, hak ve nesafet (TMK 2/1, 4. md) kurallarının elverdiği ölçü ve düzeyde, brüt kira bedeline uyarlanması, aksi halde ise davanın reddine...

    O halde mahkemece yukarıda geniş şekilde açıklanan uyarlama yöntem ve kurallarının ışığı altında, sözleşmedeki özel intibak hükümleri, kira bedelinin Dolar üzerinden kararlaştırılmış olması, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgede kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticari gelişmeler gibi değişiklikler, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar araştırılıp, değerlendirilerek, sonuçta işlem temelinin çöktüğü, sözleşmedeki çıkar dengesinin katlanılamayacak derecede davacı aleyhine bozulduğunun benimsenmesi halinde kira bedelinin uyarlanmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında finansal kiralama sözleşmeleri akdedildiğini, davalı kiracının açtığı uyarlama davasında müvekkili şirket aleyhine ihtiyati tebdir kararı verilip, akdedilen finansal kiralama sözleşmeleri ile kullandırılan döviz ödemeli kredinin 15.04.2001 tarihinden itibaren aylık kira taksit tutarlarının Türk Lirası karşılığı sabitlendiğini, borçluların kira ödemelerini sabitlenen kur üzerinedn yaptıklarını ve bu durumun davacı şirket açısından sözleşme edimlerinde aşırı nispetsizliğine ve dengelerin bozulmasına sabep olduğunu, davacı lehine sonuçlanan uyarlama davasının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, ihtiyati tedbir kararı gereğince sebitlenen kur ile ihtiyati tedbir kararı alınmasaydı hangi kur uygulanacak idiyse o kur arasındaki fark olan toplam 61.622 Euro kira bedelinin, 15.04.2001 tarihinden ihtarname tarihine kadar işlemiş 44.155 Euro sözleşme faizi ile birlikte 105.777 Euro toplam borcun keşide edilen ihtarnameye rağmen ödenmediğini...

        KARAR Davacı, mülkiyeti kendisine ait taşınmazı davalı bankaya 01.07.2004 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, kira bedelinin 4.500-USD olarak belirlendiğini, sözleşmede herhangi bir arttım şartı bulunmadığını, banka şubeleri ve diğer işyerlerinin buraya akın etmeleri nedeniyle kira fiyatlarının hızlı bir şekilde arttığını, aylık kira bedelinin emsal kira değerleri yanında çok ucuz kaldığını, doların beklenenin aksine kur değerinin düştüğünü ileri sürerek aylık kira bedelinin 20.000-USD’ye uyarlanmasını istemiştir. Davalı, uyarlama şartlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, çevre koşullarının ve ülkedeki ekonomik koşulların sözleşmenin düzenlendiği tarihten sonra önemli derecede değişmediği, TL’nin yabancı para karşısında değer kaybetmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanununun kira artışına ilişkin 344. maddesindeki düzenleme, kiracının tacir olması durumunda 6217 Sayılı Kanunun geçici 2 . maddesi gereğince 8 yıl süreyle uygulanama imkanı yoktur. Uzun süreli kiralarda 01/07/2012 ilâ 01/07/2020 tarihine kadarki dönemde 6098 sayılı TBK öncesinde uygulanan 818 sayılı B.K. ile Yargıtay içtihatlarına göre kiralayanlar ancak kira bedelinde uyarlama isteyebilir....

          Bunun mümkün olmaması hâlinde borçlu, sözleşmeden dönebilir; sürekli edimli sözleşmelerde ise kural olarak, fesih hakkını kullanır.” denilerek uygulama da kabul edilen uyarlama davasının yasa maddesi haline getirildiği belirtilmiştir. Somut olayda;Davaya dayanak ve hükme esas alınan kira sözleşmesi 01.06.2007 başlangıç tarihli ve 15 yıl süreli olup davacı, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değişen hal ve şartlara göre kira bedelinin uyarlanmasını istemiştir. Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “ uyarlama “ davası açılabilir....

            Dava dilekçesinde aylık 17.060,00 TL olan kira bedelinin yeni dönem için aylık 8.000,00 TL'ye indirilmesi talep edilmiştir. TBK.'nun 138.maddesine dayalı uyarlama davalarında, dava değerinin aylık kira farkı mı yoksa yıllık kira farkı mı kabul edilmesi gerektiği konusunda Harçlar Kanunu'nda ve Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi'nde açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak uyarlama davası ile hakimin sözleşmeye müdahale etmesi ve taraflar arasında uygulanmakta olan kira miktarının belirli bir miktara indirilmesi talep edildiğine göre uyarlama davalarında dava değeri ve buna göre alınması gereken harç ve uygulanacak vekalet ücreti yönünden TBK.'nun 344.maddesindeki kira tespitine yönelik düzenlemelerin kıyasen uygulanması gerekir. Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/4672 Esas - 2017/15310 Karar sayılı kararında kiracılık sıfatının tespiti ve kira bedelinin uyarlanması davalarında 1 yıllık kira bedeli üzerinden harç alınması gerektiği belirtilmiştir....

            Köy Tüzel kişiliği tarafından Posta ve Telgraf Müdürlüğü'ne 49 yıllığına kiralanmış olup, 1.000 TL olan aylık kira bedelinin kira süresi müddetince arttırılmayacağının kararlaştırıldığını ancak günümüz koşullarında söz konusu kira bedelinin 0,10 kuruşa tekabül ettiğinden sözleşme yapıldığı anda mevcut olan dengenin sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle müvekkili İdare aleyhine katlanılamayacak derecede bozulduğunu ,sözleşmede yer alan kira müddetinin 49 yıl olması ve bu süre zarfında hiçbir artış yapılamayacağı şartı nedeniyle işlemin temelinden çöktüğünü beyanla ... Belediyesi'nin müvekkili İdare'nin sınırları içine katıldığı tarih olan 01.04.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 0,10 kuruş olan kira bedelinin aylık net 150 TL olarak uyarlanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise 25.05.1992 tarihinde ......

              UYAP Entegrasyonu