Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar; dosyaya sunulan mehir senedinde kendilerinin imzasının bulunmadığını, bu mehir senedinin kim tarafından düzenlendiğinin belli olmadığını, muhtar olarak imza eden kişinin muhtar mühürünü neden bastığını ve imzasını neden attığını, neyi doğruladığının belli olmadığını, mehir senedinin geçerliliğinin bulunmadığını, ayrıca kendilerinin mehir senedinde belirtildiği gibi bir taahhüdlerinin bulunmadığını, davacının müşterek evden ayrıldıktan bir süre sonra kendisine ait olan ve evlenirken baba evinden getirmiş olduğu eşyalarını tamamen alıp götürdüğünü ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece; davacının davalı ... yönündeki davasının husumet nedeniyle reddine, davacının, davalı ... yönündeki davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; aşağıda cinsi, miktarı ve değerleri yazılı eşyaların aynen davalı ...'...

    Davalılar vekili; müvekkilinin davacının talep ettiği bir kısım eşyaları iadeye hazır olduğunu, diğer taleplerinin yersiz olduğunu, kalan eşyaların davacı tarafından götürüldüğünü, tüm ziynetlerin davacı yedinde bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini, karşı davasında ise; davacının, müvekkiline ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini, bu nedenle bağıştan rücu edildiğini belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde 14.000 TL'nin davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      Davacılar 28/06/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle; davanın menfi tespit davası olduğunu ve takip talebinde bono dışında kaynak gösterilmemesi sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davalının mehir senedi alacağı olarak beyanı üzerine davacı yönünden bağışlamanın geri alınması (bağıştan rücu) koşullarının oluştuğunu, davayı terditli davaya dönüştürerek ... ve ... birlikte yaşamalarını temin etmek, resmi nikah yapılmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiş olması nedeniyle menfi tespit, bağıştan rücu koşulları uyarınca davalı ...'nin "Kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı" davranması nedeniyle menfi tespit talebi yönünde ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "Menfi Tespit " davasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 17.01.2011 gün, 2010/7827-2011/56 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 10.06.2010 gün 2010/7411-8397 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Asıl dava mehir senedine dayalı alacak, karşı dava ise bağıştan rücu ve alacak istemine ilişkin olup, hüküm asliye hukuk mahkemesince verilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 30.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı T5 yönünden davanın reddine karar verildiğini, davalının babasının da davalı ile beraber mehir senedini üstlendiğini, oğlu ile beraber sorumluluk altına girerek mehir senedindeki belirtilen tutarları üstlendiğini mehir senedini imzalayarak onayladığını, mahkemenin davalı T5ın mehir senedindeki sorumluluğuna ilişkin duyduğu şüpheler bakımından herhangi bir usuli işlem gerçekleştirmeden, mehir senedindeki şahitlere başvurmadan, yemin delilini kullanmadan davanın reddine karar verdiğini, mahkeme bir şüpheye düşüyor ise, mehir senedindeki şahitlerin bu hususta dinlenmesini talep edebileceğini, mehir senedindeki şahitlerin, şahit olmalarındaki amaçlardan birisininde bu olduğunu, bu tür ve buna benzer şüphe durumlarında bilgi ve görgülerini paylaşmalarının gerektiğini, ilgili mehir senedi geleneklere göre oturmuş ve içtihat olarak kabul edilmiş olan ve şartlarını sağlayan bir mehir senedi olduğunu, davalı...

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı T5 yönünden davanın reddine karar verildiğini, davalının babasının da davalı ile beraber mehir senedini üstlendiğini, oğlu ile beraber sorumluluk altına girerek mehir senedindeki belirtilen tutarları üstlendiğini mehir senedini imzalayarak onayladığını, mahkemenin davalı T5ın mehir senedindeki sorumluluğuna ilişkin duyduğu şüpheler bakımından herhangi bir usuli işlem gerçekleştirmeden, mehir senedindeki şahitlere başvurmadan, yemin delilini kullanmadan davanın reddine karar verdiğini, mahkeme bir şüpheye düşüyor ise, mehir senedindeki şahitlerin bu hususta dinlenmesini talep edebileceğini, mehir senedindeki şahitlerin, şahit olmalarındaki amaçlardan birisininde bu olduğunu, bu tür ve buna benzer şüphe durumlarında bilgi ve görgülerini paylaşmalarının gerektiğini, ilgili mehir senedi geleneklere göre oturmuş ve içtihat olarak kabul edilmiş olan ve şartlarını sağlayan bir mehir senedi olduğunu, davalı...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her ne kadar davacı-davalı taraf Türkçe bir mehir senedi düzenlendiğini, bir takım eşya ve altınların bu senede yazıldığını ancak davalı-davacının senedi alarak bir daha davacı-davalıya vermediği iddiası ile mehir senedine dayalı olarak işbu davayı açmış ve mehir senedine yazıldığını iddia ettiği eşyaların kişisel malı olduğunu iddia etmiş ise de, dava konusu edilen eşyalar için mehir senedi düzenlendiğinin davacı-davalı tarafça ispat edilemediği gibi bu eşyaların davalı-davacı tarafından davacı-davalıya bağışlandığının da dosya kapsamı ile anlaşılamadığı, her ne kadar tanık Ayşe İhtiyar, davalı-davacının bu eşyaların davacı-davalının olduğunu söylediğini beyan etmiş ise de, bu beyandan açık bir bağış iradesinin olduğunun kabul edilemeyeceği, davacı-davalının yemin delilinin de olmadığı, dolayısıyla dava konusu edilen eşyaların davacı-davalının kişisel malı olduğunun ispatlanamadığı, dosya kapsamı ile dinlenen davacı-davalı tanık beyanlarından...

          Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın müvekkili hakkında güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu nedenine dayalı olarak davanın açıldığını, bağıştan rücu sebebinin öğrenilmesinin üzerinden resmi olarak 3 yıl geçtiğini, bu durumu öğrendikten 1 yıl sonra açılması gerektiğini, dava açılışındaki iki farklı talebi için ayrı ayrı harç ödemesi gerektiğini, dava konusu çeyiz senedindeki eşya ve altınların müvekkilinden alınıp davacıya verilmesi yoksa bedelin ödenmesi talebinin asliye hukuk mahkemesinde görülemeyeceğini, boşanma davasının kesinleşmesinin beklenilmesinin gerekli olduğunu, bağıştan rücu şartlarının oluşmadığını, davacının iddialarının gerçek olmadığını, güvenden sarsıcı hareketin bağıştan rücuyu gerektiren neden olmadığını, boşanma davasında boşanmaya yönelik karar verildiğini, müvekkili ile davacının 2017 yılında evlendiklerini, müvekkili facebook hesabını 2013 yılında açtığını ve faal bir hesap olmadığını, o dönem 14...

          Borçlar Kanununun “İptal-Bağışlanan Malların İstirdadı” başlıklı 244.maddesine göre bağıştan rücu nedenleri; 1-Bağışlanan, bağışlayana yahut yakınlarından birine karşı ağır bir cürüm irtikap ederse, 2-Bağışlanan, bağışlayana veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı ehemmiyetli bir surette riayetsizlikte bulunmuş ise, 3-Bağışlanan, bağışlamayı takyit eden mükellefiyeti haklı bir sebep olmaksızın icra etmezse, şeklinde sıralanmıştır. Eldeki davada, anılan yasa hükmü uyarınca bağıştan rücu nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun incelenmesi gerekmektedir....

            Islah dilekçesi: Davacı ıslah dilekçesi ile vakıa ıslahı yapmak sureti ile mehir senedine konu ziynet eşyalarının düğünden sonra davalının annesi tarafından çalınabileceği gerekçesiyle müvekkilinden alındığını, davalının da bu durumu onayladığını, altınların annesine verilmesini istediğini fakat altınların daha sonra müvekkiline iade edilmediğini belirtmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedinde belirtilen 22 ayar 120 gram bilezik ve 1 adet set dışındaki eşyaların taraflar evlenirken müşterek konuta yerleştirildiğini, bu nedenle mehir senedinin bu eşyalar yönünden ifa edildiğini, istenildiğinde davacı tarafa vermeye hazır olduklarını, mehir senedindeki 22 ayar 120 gram bilezik ve 1 adet setin ise düğün günü davacıya verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu