Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar 23/03/2020 tarihli fenci bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazın geldisi olan 16/12/1959 tarih ve 187 sıra nolu tapu kaydı ile 05/07/1972 tarih 18 numaralı tapu kaydının dava konusu parseli kapsadığı belirtilmiş ve Ordu Kadastro Mahkemesi'nin mezkur dosyası üzerinden yapılan keşifte beyanı alınan mahalli bilirkişi Adem Bayram'ın dava konusu parselin dayanak tapu kaydı kapsamında kaldığını belirttiği görülmüş ise de, bu beyan ve anlatımların tamamen soyut nitelikte oldukları anlaşılmıştır....

Davacı tarafından, … Cumhuriyet Başsavcılığından temin edilen 27/09/2017 günlü, adli sicil kaydı sorgulaması sonuçlarını içeren belgede, adli sicil kaydı ve adlı sicil arşiv kaydının bulunmadığı belirtilmiştir. Davacı hakkındaki yukarıda ayrıntısına yer verilen ceza yargılaması ve yürütülen soruşturma nedeniyle; … günlü, … sayılı 2017 yılı İlk Defa Sözleşmeli ve Engelli Öğretmen Ataması Yapılanlara İlişkin Sicil Kaydı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu Kararı gereğince, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle, Milli Eğitim Bakanlığının … günlü, … sayılı kararnamesiyle, davacının öğretmen olarak atanmasına ilişkin işlem iptal edilmiştir. Anılan işlemin iptali istemiyle de, temyizen bakılmakta olan dava açılmıştır....

    , iş bu satışlara ilişkin resmi senetlerin örnekleri dilekçe ekinde mübrez olduğunu, müvekkil hatalı işlemde kendi kusuru olmaması sebebiyle hatanın düzeltilmesine yönelik muvafakat vermemiş, daha sonra Arnavutköy Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından 17.02.2020 tarihli ihtar ile müvekkile ait tapunun iptal edildiği bildirilmiş, dolayısıyla müvekkil adına yapılan tescil iptal edildiğini, müvekkilin yıllardır ailesi ile beraber yaptığı birikime karşılık olarak yatırım amaçlı satın almış olduğu taşınmaz tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı olarak elinden gittiğini, müvekkil taşınmazı 2017 yılında satın almış, 2020 yılında ise tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı olarak taşınmazı kaybettiğini, müvekkilin zararı sadece tapuyu satın alırken ödediği bedel değil, satın aldığı tarihten bu yana taşınmazın değerinde oluşan artışa bağlı olarak da etmiş olduğu zararlar mevcut olduğunu, taşınmazın 2017 yılındaki değeriyle 2020 yılındaki değeri arasında muhtemel değer artışı olacağı sayın mahkemenin...

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın ... yönünden reddine, Hazine yönünden ise kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacılar ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/210 E. - 2019/296 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar ile davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince, miktarı veya her paydaş için değeri 72.070,00....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Hüküm : TCK'nın 179/3-2, 62/1, 50, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıka kaydı olduğu anlaşılmakla hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Adli sicil kaydında suç tarihi itibarıyla hapis cezasına mahkumiyetinden kaynaklı tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının, TCK'nın 50/3. maddesindeki "daha önce hapis cezasına mahkûm...

        Mahkemece zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanmadığı, kadastro sırasında Hazinenin görevini yapmayarak orman alanı içinde gerçek kişiler adına tapu kaydı oluşmasına yol açtığı, zararın Hazinenin eylem ve işleminden doğduğu, bu nedenle davada idari yargı görevli olduğundan davada görevsizliğe karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Türk Medeni Yasasının 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, iddiaya ve savunmaya göre zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanmadığı, kadastro sırasında Hazinenin görevini yapmayarak orman alanı içinde gerçek kişiler adına tapu kaydı oluşmasına yol açtığı, zararın Hazinenin eylem ve işleminden doğduğu, bu nedenle davada idari yargı görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir....

          Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulüne, Belediye aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine dair verilen 24.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Sicil Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 218 ada 22, 217 ada 18, 19 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydı beyanlar hanesinde yazılan “Bu parselin oluşumundaki ihdas işlemi imar Kanununun 18. maddesine aykırıdır ” belirtmesi ile 424 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki “ Bu parselin oluşumundaki ihdas işlemi tapu kanununun 21. maddesine ve imar kanununun 18. maddesine aykırıdır” belirtmesinin terkini istemiyle açılmıştır. Mahkemece, davalı Çalkaya belediyesi aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı ... sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulü ile belirtmenin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ......

            Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....

            Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun, sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, yüklenen suç açısından failin kastının bulunmaması gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sübuta ve beraat hükmüne ilişkin, mahalli Cumhuriyet savcısının, hakaret suçunun unsurlarının oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2-Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanık hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde: Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon...

              hareket ederek kişisel kusurları ile sicil doldurduklarının kanıtlandığı, davalıların belirtilen eylemlerinin hukuka aykırı olduğu, eylemleri ile sonuç arasında illiyet bağının bulunduğu, davalıların kişisel kusurları ile davacının kişilik haklarına saldırıda bulundukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu