"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile 332.486,16-TL'nin kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... ve ark. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.02.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı Hazine vekili Av.... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Mahkemece, orman niteliğindeki yerin davacı adına tespitinin yapıldığı ancak yapılan tespit kesinleşmeden itiraz etmekle yükümlü olanların süresi içinde görevlerini yerine getirdikleri, bu haliyle henüz davacı adına oluşan bir tapudan bahsedilemeyeceği gibi zilyetlik dışında taşınmazın davacı adına tespitini gerektirir herhangi bir tapu kaydı da bulunmadığına göre, oluşmamış bir tapunun iptali nedeniyle tazminat sorumluluğu doğmayacağı, dolayısıyla ihlal edilen bir mülkiyet hakkının da bulunmadığı, aksi halin kabulünün haksız zilyet olan davacının bu eyleminden yarar sağlayacağı sonucunu doğuracağı açıklanarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır....
Hukuk Dairesi Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre dava, Hazinenin mahkeme ilamı nedeniyle ödediği tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı zararın sorumluları tarafından ödenmesi istemine ilişkin rücuan tazminat davasıdır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30/01/2019 gün ve 2019/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 1/7/2016 kabul tarihli ve 6723 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 07/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Yerel mahkemenin benimsemesine göre davanın zapta karşı tekeffülden kaynaklı tazminat istemi ile hazine yönünden tapu sicilinin tutulmasından dolayı kusursuz sorumluluk ilkelerine göre tazminat istemine ilişkin bulunmasına, davalıların tacir olmamalarına göre 6110 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde görevli dairenin belirlenmesinde mahkemenin benimsenmesi esas alınması gerektiğinden temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. Nitekim anılan Yüksek Dairece de duruşma yapıldığı görülmüştür. Ne var ki dava dosyası Yüksek 1.Yüksek 4. ve Yüksek 13.Hukuk Dairelerinin görevsizlik kararları üzerine Dairemize gelmiş olduğundan olumsuz görev uyuşmazlığı Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmelidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1.Başkanlığa sunulmasına, 15.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda dosya içeriğine temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA'sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez, aksinin kabulü; anılan maddenin uygulama alanının...
Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir " şeklindeki düzenleme ile de kapalı olan kaydın açılacağı haller düzenlenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2011/18- 784 K. 2012/288 T. 11.4.2012 kararında açıklandığı üzere, "...her ne kadar, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu' nun 14. maddesinin 1. fıkrası kapalı olan kayıtta düzeltme yapılamayacağını düzenlemişse de, 2. fıkrasında yeni bir sebep ortaya çıktığında kapalı kaydın yeniden açılacağı ve kişisel durumda meydana gelen değişikliklerin kişinin kaydına işleneceği..." açıktır. Yani, bir kaydın, üzerinde işlem yapılamayacak şekilde daimi olarak kapatılmış olması, hukuki yarar bulunduğu taktirde gerçeğe uygun kişisel durum tespitine engel teşkil etmez. Kişisel durum sicilinin kaydında düzeltme isteği, tespit isteğini de kapsar. (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 19.04.2016, 2015/9983 E. - 2016/6289K.)...
Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir " şeklindeki düzenleme ile de kapalı olan kaydın açılacağı haller düzenlenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2011/18- 784 K. 2012/288 T. 11.4.2012 kararında açıklandığı üzere, "...her ne kadar, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu' nun 14. maddesinin 1. fıkrası kapalı olan kayıtta düzeltme yapılamayacağını düzenlemişse de, 2. fıkrasında yeni bir sebep ortaya çıktığında kapalı kaydın yeniden açılacağı ve kişisel durumda meydana gelen değişikliklerin kişinin kaydına işleneceği..." açıktır. Yani, bir kaydın, üzerinde işlem yapılamayacak şekilde daimi olarak kapatılmış olması, hukuki yarar bulunduğu taktirde gerçeğe uygun kişisel durum tespitine engel teşkil etmez. Kişisel durum sicilinin kaydında düzeltme isteği, tespit isteğini de kapsar. (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 19.04.2016, 2015/9983 E. - 2016/6289K.)...
KARŞI OY YAZISI Dava, kesinleşmiş orman kadastrosuna göre orman sınırları içerisinde kalan davacılara ait taşınmazın tapusunun iptal edilmesi nedeniyle tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat (TMK md.1007) istemine ilişkindir. Türk Medenî Kanunun 1007. (eski M.K. 917.md.) maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." Hükmü amirdir. TMK 1007. maddede yer alan “Devletin sorumluluğunun oluşabilmesi için; tapu sicilinin tutulmasında sicil görevlisinin hukuka aykırı bir eylem veya işleminin olması, bu eylem veya işlem sonucunda bir zararın doğmuş olması, eylem veya işlem ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararlardan Devletin sorumluluğunun mevzuatımız içerisinde yer alan kusursuz sorumluluk hallerinden biri olduğu doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir....