Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre; uyuşmazlık, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 5. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 5. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat isteğine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; dairemizin 12/01/2016 gün ve 2015/12908 - 2016/176 sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygundur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 262.00.- TL para cezasının düzeltme isteyenden alınmasına 19/09/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat isteğine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; dairemizin 25/06/2015 gün ve 2015/2506 - 2015/6431 sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygundur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 262.00.- TL para cezasının düzeltme isteyenden alınmasına 19/09/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 01.11.2022 günü aleyhine temyiz olunan Hazine vekilinin yüzüne karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı vekili ve aleyhine temyiz olunan bir kısım davalıların yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü; - K A R A R - Dava, tapu iptali ve tescil, 4721 sayılı TMK'nın 1007 nci maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak taleplerine ilişkindir....

          Nüfus kaydındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Davanın bu niteliği gözönüne alınarak, mahkemelerce kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın kaydın doğru olarak tespiti zorunludur. 4721 s. Türk Medeni Kanununun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve 5490 s. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir." Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" anlaşılır. (Ergun Özsunay, Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, S:243)....

          Bu tür davalar tapu sicilinin doğru biçimde tutulmasından sorumlu kaydın yazılı bulunduğu Tapu Sicil Müdürlükleri aleyhine açılır. Eldeki dava da husumet doğrudan Hazineye yöneltilmiştir. Tapu Sicil Müdürlüğünün ıslah yolu ile dahi olsa davaya katılması yasaya uygun düşmez. Bu nedenle davacı vekilinin 13.12.2005 günlü ıslah istemini de içerir dilekçesi yasal dayanaktan yoksundur. Davanın husumet nedeniyle reddine karar verilecek yerde davalının sıfatına ilişkin açıklanan husus gözden kaçırılarak davanın kabulü doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.6.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıklanarak davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı, kadastro sırasında yapılan sınırlandırma ve tespite itiraz etmeyip kadastrodan önce hak sahibi olunan tapu kaydının yüzölçümünün kadastro sırasında eksik uygulanması ve revizyon gördüğü parselin ise tespitinin kadastro mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle tapu sicilinin gerektiği gibi tutulmamasından kaynaklı tazminat talep ekmekte olup somut olayda anılan maddenin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Davalı Hazine cevap dilekçesiyle zamanaşımı def'inde bulunmuş olmasına rağmen kararın gerekçesinde bu konuda hiç bir tespit ve değerlendirme yapılmamıştır....

              Zararın bu şekilde gerçekleşmesi işlem dünyasında bilinebilir, mutad bir sonuç olup; bu açık durum karşısında zarar ile tapu memurlarının eylem ve işlemleri arasında uygun illiyet bağının kesildiğinden de söz edilemez. Önemle ve sıklıkla vurgulandığı üzere dava, hukuksal dayanağını kusursuz sorumluluktan almakta ve kusura değil tehlike prensibine dayanmaktadır. Öte taraftan tapu sicil müdürlüğü görevlilerinin kusurlu olup olmadığının araştırılmasına ya da kusurun varlığının ispatına gerek olmadığı gibi, esasen devletin sorumluluğu için bu kusurun varlığı da şart değildir. Tapu sicil müdürlüğünün hukuka aykırı eylem ve işlemleri ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğuna göre bu zarardan devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir ifadeyle, davacının zararı, tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklanmakla, olayda, Devletin sorumluluğunu gerektiren illiyet bağının bulunduğu şüphesizdir....

                Esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine, 2.878,29-TL takip çıkışlı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket tarafından süresinde takibe itiraz edilmediğinden yapılan icra takibi kesinleştiğini, sicil kaydı incelendiğinde davacı şirket tarafından işyerinin naklinin/devrinin yapıldığına ilişkin ticaret sicil gazetesinde herhangi bir ilan yapılmadığının görüleceği, dosyaya sunulan ticaret sicil gazetesinin 3. bir kişiye ait ticaret sicil kaydı olduğu, müvekkili şirketin bunu bilmesi hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafından da müvekkili şirkete bu yönde yazılı bir bildirim yapılmadığını, bu nedenle davacının devir iddiasının müvekkil şirket açısından bir bağlayıcığı bulunmadığını, faize ve faiz oranına itirazın da hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, temerrüt tarihleri ve temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin sabit olduğunu, faiz oranına işlemiş faiz oranına itirazın hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı borçlu...

                  DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, fazlaya ilişkin tüm hak ve taleplerimiz saklı kalmak üzere, tazminat ödenmeksizin tapu kaydı iptal olunan taşınmazların değerine karşılık gelmek üzere, alacaklarının şimdilik 5.000,00.TL'sinin -alacaklarının tamamına- tapuların davalı adına tescili yönündeki kararların kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalı taraftan tahsiline ve tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu