WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yönetimi tarafından tapu iptali istemiyle dava açılmamış olsaydı dahi dava konusu taşınmazın tapusu dava açıldığı tarihte halen davacı adına kayıtlı ise de taşınmazın ... tahdidi içine alınması tapu maliklerinin tasarruf yetkisini kısıtlar nitelikte olduğundan ve idare tarafından tapu iptali ve tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan, tapu maliki tarafından da kesinleşmiş ... kadastro sınırları içinde kalan bölümlerinin maliki olduğu parselden ifrazını ve bu bölümün mülkiyetini kaybetme nedeniyle doğacak zararın tazminini istemeye engel bir durum bulunmamaktadır. Açıklanan bu sebeplerle davacının tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline yönelik davasının sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş olması yerinde olmamıştır. Ayrıca; tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından Medenî Kanunun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir....

    Bu hak kişisel bir haktır. Bilindiği gibi kişisel haklar yalnızca sözleşmenin tarafına karşı ileri sürülebilir. Taşınmaz üzerinde doğan kişisel haklarda aynı niteliktedir. Borçlu bu taşınmazı üçüncü kişiye geçirirse kişisel hakkın üçüncü kişiye karşı ileri sürülebilme olanağı yoktur, ancak borçludan borca aykırılıktan dolayı Borçlar Kanununun 96.maddesine göre tazminat istenebilir. Taşınmazlarda mülkiyetin geçirilmesi değil yalnızca kullandırma, yararlandırma istemi veren adi kira ve ürün kirası hakkı gibi kişisel haklarda da durum böyledir. İşte taşınmazlardaki kişisel hakların tapu kütüğüne şerhi, hak sahiplerine, kendileri için doyurucu olmayan üstelik gerçekleşmesi borçlunun ödeme gücüne bağlı, bu nedenle de kuşkulu olan yalnız tazminat gideri istemiyle yetinmek zorunda kalmaktan kurtarmakta, bu hakların taşınmaza edinen üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesine olanak sağlamaktadır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı idare vekilinin istinaf dilekçesi ile özetle; davacının tazminata hakkı olmadığı ve bedelin fahiş olduğu, Kadastro Mahkemesi kararıyla iptal edilenin tapu kaydı değil kadastro tutanağı olduğu, tazminat şartları oluşmadığı belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava 4721 sayılı Tük Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdürü ya da memurun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulması nedeniyle, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir....

      Maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir....

      Türk Özel Hukukunda kusura dayanmayan sorumluluk hallerinden birisi de Tapu sicilinin tutulmasından Devletin sorumluluğudur. Bu sorumluluğun niteliği ve somut olay yönünden değerlendirilmesine gelince; Devletin “tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğuna” ilişkinolarak, kusursuz sorumluluk/ağırlaştırılmış sebep/ağırlaştırılmış objektif sorumluluk/tehlike sorumluluğuna ilişkin kurallar uygulanır. Taşınmazların tapu siciline kaydedilmesinde ve doğru sicillerin oluşturulmasında “Devletin sorumluluğu” o kadar önemlidir ki, 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 917, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1007.maddelerinde açıkça; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” Hükmüne yer verilerek, bu sorumluluk yasal düzenleme altına alınmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı Medeni Kanunu’nun 1007.maddesine dayanan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Davacı, dava konusu olup adına kayıtlı taşınmazın tapudaki miktarının azalmasından kaynaklı zararını 4721 sayılı Medeni Kanunu’nun 1007.maddesine dayanarak istemiş, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacının, adına kayıtlı 621 parsel sayılı 32040.00 m2 yüzölçümündeki taşınmazın gerçekte daha küçük yüzölüçümüne sahip olduğu ve bu nedenle zarara uğradığı iddiası ile açtığı ilk davanın, Van 4....

        Nüfus kaydındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Davanın bu niteliği gözönüne alınarak, mahkemelerce kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın kaydın doğru olarak tespiti zorunludur. 4721 s. Türk Medeni Kanununun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve 5490 s. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir." Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" anlaşılır. (Ergun Özsunay, Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, S:243)....

        nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, anılan yasal düzenleme nedeniyle tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlarla ilgili olarak açılan davalarda husumetin Hazine'ye yöneltilmesi gerekir. Dava konusu edilen somut olayda; dava dilekçesinde davalı olarak temsilcide yanılma sonucu Hazine (... ...)'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle iptal edilen tapu kaydı nedeniyle tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat isteminden kaynaklanmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21/01/2013 tarih ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi 5. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 17/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi...

            Esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine, 2.878,29-TL takip çıkışlı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket tarafından süresinde takibe itiraz edilmediğinden yapılan icra takibi kesinleştiğini, sicil kaydı incelendiğinde davacı şirket tarafından işyerinin naklinin/devrinin yapıldığına ilişkin ticaret sicil gazetesinde herhangi bir ilan yapılmadığının görüleceği, dosyaya sunulan ticaret sicil gazetesinin 3. bir kişiye ait ticaret sicil kaydı olduğu, müvekkili şirketin bunu bilmesi hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafından da müvekkili şirkete bu yönde yazılı bir bildirim yapılmadığını, bu nedenle davacının devir iddiasının müvekkil şirket açısından bir bağlayıcığı bulunmadığını, faize ve faiz oranına itirazın da hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, temerrüt tarihleri ve temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin sabit olduğunu, faiz oranına işlemiş faiz oranına itirazın hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı borçlu...

              UYAP Entegrasyonu