Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın ise, 15.10.1963 tarihli "mektum ilmuhaberine" istinaden tek kişi olarak nüfusa tescil edildiği, bu adları geçenlerin üst soylarını gösteren kaydın bulunmadığı; tescillerin farklı hanelere ve farklı soyadları ile Bu haliyle dava kişisel durum sicilinin düzeltilmesine esas olmak üzere açılan bir tespit davası değil, irs (mirasçılık) ilişkisinin tespiti niteliğindedir. Başka bir ifade ile davacıların isteği, kişisel durum sicillerin düzeltilmesi için bir tespit hükmü elde etmek değil, irs ilişkisini tespit etmektir. İrs ilişkisi ise, mirasçılık belgesiyle ilgili çekişmeli olarak görülecek bir davada, kayıtlar arasında irtibat kurulmasa veya nüfus kaydı mevcut olmasa dahi her türlü delille ispat olunabilir. Diğer bir ifade ile nüfus kaydının bulunmaması, irs ilişkisinin diğer delillerle ispatına engel değildir. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalar, bir çekişmesiz yargı işidir. (6100 s....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPUNUN HAKSIZ ELE GEÇİRİLMESİ NEDENLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; tapu sicil kayıtlarının hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. (4271 s. TMK m. 7) Mahkeme kararı olmadıkça kişisel durum sicilinin hiç bir kaydında düzeltme yapılamaz. (4721 s. TMK m. 39) Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Ayrıca kişisel durum sicilindeki kaydın düzeltilmesine ilişkin davalar çekişmesiz yargı işidir. (((6100 s. HMK m. 382/2.(a)-))) Çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça re'sen kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 s. HMK m. 385/2) Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. (Yargıtay 8....

    Ancak anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu için öncelikle bir zararın bulunması ve bu zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olması gereklidir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, ayın hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

      Mahkemece, mahallinde refakate resen alınacak fen bilirkişisi ve mahalli bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak, dayanak 11.11.1935 tarih 4 sıra nolu 229.750 m2 yüzölçümlü tapu kaydının kapsadığı alan kesin olarak belirlenmeli, dayanak tapu kaydının kapsamında kalan ve arazi kadastrosu ile parsel numarası verilen taşınmazlar varsa bu taşınmazlar tespit edilerek kadastro tespit tutanakları, var ise dayanak belgeleri, oluşan tapu kayıtları, hükmen oluşan tapu kaydı var ise dava dosyaları; dayanak tapu kaydının kapsamında olup orman kadastrosunda orman sınırında kalan taşınmaz var ise orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları, oluşan tapu kayıtları, hükmen oluşan tapu kaydı var ise dava dosyaları getirtilip davacıların dayandığı tapu kaydının değerini hangi tarihte yitirdiği tapu kaydı kapsamında kalan her bir parsel için ayrı ayrı ve açıkça tespit edilip, davalı Hazine süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğundan bu husus da tartışılıp...

        Mahkemece, mahallinde refakate resen alınacak fen bilirkişisi ve mahalli bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak, dayanak 11.11.1935 tarih 4 sıra nolu 229.750 m2 yüzölçümlü tapu kaydının kapsadığı alan kesin olarak belirlenmeli, dayanak tapu kaydının kapsamında kalan ve arazi kadastrosu ile parsel numarası verilen taşınmazlar varsa bu taşınmazlar tespit edilerek kadastro tespit tutanakları, var ise dayanak belgeleri, oluşan tapu kayıtları, hükmen oluşan tapu kaydı var ise dava dosyaları; dayanak tapu kaydının kapsamında olup orman kadastrosunda orman sınırında kalan taşınmaz var ise orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları, oluşan tapu kayıtları, hükmen oluşan tapu kaydı var ise dava dosyaları getirtilip davacıların dayandığı tapu kaydının değerini hangi tarihte yitirdiği tapu kaydı kapsamında kalan her bir parsel için ayrı ayrı ve açıkça tespit edilip, davalı Hazine süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğundan bu husus da tartışılıp...

          Ancak; Davacının sahte fek yazıları ile 8 ve 9 no'lu bağımsız bölümler üzerinde bulunan ipoteklerin kaldırılmasından dolayı uğradığı zarar nedeniyle davalı Hazine'ye yönelik tazminat isteminin yasal dayanağı, Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunu düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesidir. Devlet, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan kusursuz olarak sorumlu olup tapu sicilinin tutulmasında, sicil görevlisinin hukuka aykırı bir işlemi ve bununla zararlı sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Eylemin kusura dayanıp dayanmamasının bir önemi bulunmadığından Devletin Sorumluluğu, kusursuz sorumluluğun özel bir durumu olarak ortaya çıkmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Yerel mahkemenin benimsemesine göre davanın zapta karşı tekeffülden kaynaklı tazminat istemi ile hazine yönünden tapu sicilinin tutulmasından dolayı kusursuz sorumluluk ilkelerine göre tazminat istemine ilişkin bulunmasına, davalıların tacir olmamalarına göre 6110 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde görevli dairenin belirlenmesinde mahkemenin benimsenmesi esas alınması gerektiğinden temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. Nitekim anılan Yüksek Dairece de duruşma yapıldığı görülmüştür. Ne var ki dava dosyası Yüksek 1.Yüksek 4. ve Yüksek 13.Hukuk Dairelerinin görevsizlik kararları üzerine Dairemize gelmiş olduğundan olumsuz görev uyuşmazlığı Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmelidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1.Başkanlığa sunulmasına, 15.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesi Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre dava, Hazinenin mahkeme ilamı nedeniyle ödediği tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı zararın sorumluları tarafından ödenmesi istemine ilişkin rücuan tazminat davasıdır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30/01/2019 gün ve 2019/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 1/7/2016 kabul tarihli ve 6723 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 07/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                Bu durumda dosya içeriğine temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu