Uyuşmazlık, iştirak nafakası almakta iken ergin olan çocuğun eğitiminin devam ediyor olması halinde babanın nafaka yükümlülüğünün devam edip etmeyeceği ile eğitimin devam etmesi nedeniyle ihtiyacın devam ettiği iddiasının savunma yoluyla ileri sürülmesinin yardım nafakası talebi olarak kabulünün mümkün olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. TMK’nun 328.maddesinde: “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ile kişisel ilişki kurulması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkek, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay'a da yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebilir....
Zira anılan Kanunun 350. maddesinin 1. fıkrasına göre velayetin kaldırılması hâlinde bile ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesinde; “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü yer almaktadır. Ana babanın bakım yükümlülüğünün doğal sonucu olan iştirak nafakası, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir ve hâkim talep bulunmasa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir. İştirak nafakasının miktarının nasıl belirleneceği ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Nafaka miktarının takdiri” başlıklı 330. maddesinde; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
Uyuşmazlık, iştirak nafakası almakta iken ergin olan çocuğun eğitiminin devam ediyor olması halinde babanın nafaka yükümlülüğünün devam edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. TMK’nun 328.maddesinde: “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer....
Temyiz Sebepleri 1.Davacı kadın vekili; davalı baba ile ortak çocuklar arasındaki kişisel münasebetin yatısız olacak şekilde sınırlandırılması yönündeki karara itirazları olmadığı, ortak çocuklar babayla kişisel ilişkiye hazır olmadığı, uzun süre kalmaya direnç göstertikleri, babayla kişisel ilişki kurulması ile ilgili ağlama tepkileri verdikleri dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; baba ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. 2.Davalı erkek vekili; davacının kişisel ilişkinin daraltılması talebi bulunmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesinde talep aşılarak bu şekilde karar verilmesi, davalı babanın gece hayatı sektöründe çalıştığı gerekçesiyle çocuklarla arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, davalı babanın çalışma gün ve saatlerini çocuklarla kişisel ilişki kurulan günlere göre ayarladığı, çocuklarla kişisel...
Aile Mahkemesinin 2011/253 esas, 2012/381 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocuklar 2008 doğumlu Buse Ezgi ve 2009 doğumlu Baran'ın velayetlerinin annelerine bırakılıp baba ile çocuklar arasında şahsi münasebet tesis edildiğini, babanın yurt dışında yaşaması sebebiyle çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki kurulamadığını, davacıların 8 yıldır torunları ile kişisel ilişki kuramadıklarını belirterek davacılar ile torunları arasında ayda iki kez dini ve milli bayramlardan, sömestr tatilinde ve yaz aylarında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasını istemiştir. Davalı birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; birleşen davalıların oğlu ile müvekkillerinin Eskişehir 4....
Dairenin 15.03.2022 tarihli ve 2022/1723 Esas, 2022/2471 Karar sayılı bozma ilâmında; toplanan delillerden ve özellikle davalı babanın öğrencisi olduğu iddia edilen erkek şahısla olan hayatın olağan akışına ve öğrenci-öğretmen ilişkisine uygun düşmeyen iletişimi ve çocuk ile öğrencisi olan erkek şahıs ve kendisinin aynı yatakta yatması şeklindeki davranışının çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmakta ise de; mahkemece, davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında, kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği ve babanın davranışları da dikkate alınarak çocukla baba arasında daha önce kurulan yatılı kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olmadığı, onun duygusal gelişimini olumsuz etkileyeceği anlaşıldığından yatılı kişisel ilişkinin kaldırılması suretiyle yeniden yatısız olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge...
çocuklar ile birlikte Hollanda'ya yerleştiğini davacının küçük çocukları ile yurt dışına gittikten sonra yaptığı telefon görüşmelerinde, davalının yurt dışında Mehmet Galip ile birlikte resmi nikah olmadan birlikte yaşadıklarını söylediklerini, bu durumun davalının yoksulluk nafakasını engelleyen bir durum olduğunu, ayrıca davalının Hollanda'da oturum aldığını, bu ülkede çalıştığını, davalının Hollanda devletinden küçük çocuklar için sosyal yardım aldığını, bu durumda küçüklerin iştirak nafakası alabilmelerinin de mümkün olmadığını, davacının davalı ile boşandıktan sonra yeniden evlendiğini, geçimini sağlamakta zorlandığını, bu nedenlerle davalı lehine daha önce takdir edilen aylık 450 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar ödenen aylık 650'şer iştirak nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının kaldırılması taleplerinin kabul edilmemesi halinde iştirak nafakalarının ayrı ayrı aylık 100'er TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....
içi ve yurt dışına tatil gidecektir, bu tatiller için Ahu, Ali'ye yetki verecek ve Alin'in gerekli kimliğini ve pasaportunu verecektir, gerekli görülen hallerde Ali çocuğun bakıcısını yanında götürecektir" şeklindeki hükmün iptali ile " müşterek çocuk Alin'in 6 yaşını doldurduktan sonra her yıl sömestr tatilinin ikinci haftası bir hafta, her yaz Haziran ayının son bir haftası, Temmuz ayının son bir haftası ve Kurban Bayramlarında bir gün, baba ile yurt içi ve yurt dışına tatil gidecektir....
Her ne kadar 60.aya kadar yapılan kişisel ilişki düzenlemesinde baba ile çocuk arasında her hafta kişisel ilişki kurulmuş ise de; aynı zamanda avukat olan annenin anlaşmalı boşanma sırasında daha uzun süreli kişisel ilişki düzenlemesini çocuğun yararın uygun olmadığı halde kabul ettiği, gelinen aşamada anlaşmalı boşanma davası sırasında her hafta kurulan kişisel ilişki düzenlemesinden daha kısa süreli kurulan kişisel ilişkiye yönelik itirazının iyiniyet kuralları ile de bağdaşma yacağı, babanın anlaşmalı boşanma sırasında kurulan kişisel ilişki kapsamında, çocuğu ile her hafta 2 gece yatılı kişisel ilişki kurma hakkı olduğu halde çocuğun gelişim özelliklerini gözeterek daha kısa süreli ve yatılı olmayacak kişisel ilişki kurarak, çocuk yararına bu hakkından fedakarlıkta bulunduğu, mevcut kişisel ilişki nedeni ile çocuk ile baba arasında güçlü bir bağ kurulduğu, çocuk 60 aylık olana kadar düzenlenen kişisel ilişkinin yatılı olmadığı ve günlük kurulduğu, çocuğun yaşı gereği 60.ayı doldurana...