Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemenin verdiği önceki karar ... tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle “temyize konu dosyadaki yargılama yol olarak tescil harici bırakılan kısma yönelik bulunmasına rağmen, önceki hükümle kesinleşen kısım yönünden yeniden yargılama yapılarak kesin hükme aykırı karar verilmesinin, yine kullanım kadastrosuna itiraz davasında husumeti bulunmayan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken herhangi bir ayırıma gidilmeksizin tüm davalılar yönünden kabul kararı verilmesinin isabetsiz olduğuna" değinilmiştir....

    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen ... kadastrosu, 01/02/2013 tarihinde ilân edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1955 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

      Ancak, mahkemece görevsizlik kararı verilmesine ve kullanım kadastro tespitinin kullanıcı belirlemesi yönünden herhangi bir dava olmadığı kabul edilmesine rağmen hüküm fıkrasında, görevsizlik kararı dışında, kullanıcı belirlemesine ilişkin bir dava varmış gibi ve özellikle davacı ... ve beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi bulunan davalı ... arasında kullanım şerhi yönünden de kesin hüküm oluşturacak şekilde “kullanım kadastrosuna ilişkin davasının reddine” ve tespit gibi tescil şeklinde taraflar arasında kullanıcı şerhi yönünden de kesin hüküm oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının bir ve ikinci bentlerinde yer alan “1) Davacının kullanım kadastrosuna ilişkin davasının reddine, 2) Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ......

        Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 22.6.1948 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp sonuçları 25.06.1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamından davanın tescil istemi ile genel mahkemede açıldığı ancak yargılama sırasında dava konusu taşınmazların kullanım kadastrosuna tabi tutulması nedeni ile genel mahkemece görevsizlik kararı verilerek davanın kadastro mahkemesine aktarıldığı anlaşılmıştır....

          Yönetimi, taşınmazların hükmen orman olarak tesciline karar verilip, bu kararın kesinleştiğini iddia ederek, düzenlenen kullanım kadastrosu tutanaklarının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parsellerin kadastro tutanaklarının yok hükmünde olduğunun tesbitine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 26/11/1975 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması bulunmaktadır....

            Şöyle ki, dosya kapsamından davacının, 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 sayılı parseller arasında kalan bilirkişi raporunda D işaretli 922,96 m2 yüzölçümlü, 2/B sahası olup, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yere, kendisine ait 1064 parselle birlikte kullanıldığı iddiasıyla dava açtığı, bu bölümün yine kendi kullanımında olan 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 numaralı 2/B parsellerine eklenmesini istediği anlaşılmaktadır. 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 parseller kullanım kadastrosuna konu edilerek davacı adına kullanım şerhi verilmiş, çekişmeli yer ise kullanım kadastrosuna konu edilmemiştir. Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki paftaların yenilenmesi kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.04.2006 gün ve 2006/2037-4758 sayılı bozma kararında özetle: "Çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı saptanmıştır. Açılan bu dava, aynı zamanda tapu iptali ve tescil talebini de içermektedir. Bu nedenle, tapu iptali ve tescil davası yönünden görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi" gereğine değinilmiştir....

                Yönetimi, taşınmazın halen bir kısmının eylemli orman olduğunu ileri sürerek, tesbit edilecek bu kısmın tefriki ile bu kısım yönünden beyanlar hanesindeki kullanıcı olarak görünen davalı isminin silinmesi ve tarla vasfının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tamamının tarla vasfıyla tesbit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmişti. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 20/06/2012 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır....

                  Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında orman kadastrosu, 27.06.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın kısmen eylemli orman alanında kaldığı belirlenerek, davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının temyiz itirazın reddi ile usûl ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21.01.2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

                    Türk ve ... Türk adına tesbit ve tescil edilmiş, 2003 yılında miras ve pay satışı nedeniyle davacı ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlıdır. ... Türk birleşen dosyada 01.02.2005 tarihinde tapu kaydına dayanarak orman sınırlamasının iptali, fıstık çamı dikilmek suretiyle yapılan elatmanın önlenmesi ve ağaçların kal'i istemiyle, 15.04.2003 tarihinde ilan edilip 15.10.2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna karşı 10 yıl içinde 6831 sayılı yasanın 11/1 maddesi uyarınca dava açmış ise de, bu davanın görülebilme koşulu yasal değerini koruyan ve 4785 sayılı yasanın yürürlüğünden önce oluşturulan bir tapu kaydı bulunmasıdır. Somut olayda; dayanılan tapu bu nitelikte bir kayıt olmadığından kesinleşen orman kadastrosuna itiraz yönünden davanın dinlenme olanağı yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu