Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin yöneticisi konumundaki dava dışı yetkisi dışında dava dışıborcuna kefil olarak müvekkili şirketi kredi sözleşmesinde kefil gösterdiğini, kefaletin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddi ile davacının tazminata mahkum edilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava dışı asıl borçlu nin yönetim kurulu başkanı ve şirket yetkilisi İsmail Duman'ın aynı zamanda davalı müşterek borçlu müteselsil kefil.'nin yetkili temsilcisi olduğu, iki şirketin de yetkilisi olan kendine ait ve yönetim kurulu başkanı olduğu, aile şirketi olan . lehine davalı şirket adına temsilen yetkisini aşarak şahıs çıkarları düşünülerek hareket ettiği, bu nedenle davalı adına verilen kefaletin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının kefili olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin asıl borçlunun 2007 yılında kullandığı krediye kefil olduğunu, kefil olunan borcun ödeme ile son bulduğunu, bu nedenle kefaletin de sona erdiğini, takibe konu kredi nedeniyle kefaletin bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece BK.nun 484.maddesi gereğince kefaletin geçerliliğinin kefilin sorumlu olacağı borç miktarının belirli olmasına bağlı olup, bu nedenle de kefaletin geçersiz olduğu, davacının kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın ve davalıların tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 11.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre davalıların sorumluluğunun kapsamına aşağıda yer verildiğini; Asıl borçlu firma için Akdi Faiz tutarı ---- bulunmakta olduğunu, Toplam alacak tutarı-------- hesaplandığını, buna göre icra takip talebinde yer alan ----- uygun bulunduğunu, Kefil .------------- borca kefaletin geçerli olduğu kabul edildiğinde, ihtarnamedeki tutarın ----- sorumlu olduklarının düşünüldüğünü, Buna göre -----hesaplandığını, faizin ---- bulunduğunu, Toplam alacak tutarı----- hesaplandığını, buna göre icra takip talebinde ----edildiği ---- varıldığını, Mahkemece ----anapara borca kefaletin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde, icra takip talebinde yer alan 50.352,86 TL'nin uygun bulunduğu hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli hırsızlığa teşebbüs HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Her ne kadar sanığa gerekçeli karar tebliğine ilişkin tebligat usulsüz gibi görünse de; sanığın yatırdığı nakti kefaletin karar kesinleştikten sonra sanığın iadesine karar verildiği, sanığın kefaletin iadesi için 18/03/2011 tarihinde talepte bulunduğu, mahkemenin de nakti kefaletin sanığa iadesi için Mal Müdürlüğüne yazdığı 18/03/2011 tarihli yazıda sanığın yargılandığı davada hükmün kesinleştiği bu nedenle kefaletin sanığa iadesinin yazıldığı, müzekkere yazıldıktan sonra sanığın 18/03/2011 tarihinde bu yazıyı tebliğ aldığı, sanığın kefaletin iadesi için 18/03/2011 tarihinde talepte bulunduktan sonra 2019 yılına kadar başka herhangi bir talep ve temyiz talebinde bulunmadığı, bu itibarla 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK'nun 310/1 maddesinde öngörülen bir haftalık...
KREDİ SÖZLEŞMESİNİN AKDOLUNDUĞU TARİHTEN 11 YIL GEÇTİKTEN SONRA KEFALETİN GEÇERSİZ OLDUĞUNUN SAVUNULMASIİTİRAZIN İPTALİ DAVASI EŞİN RIZASI OLMADAN KEFİL OLUNMASITÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 584İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 67 "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili banka ile davadışı O.... Ltd. Şti. arasında akdolunan kredi sözleşmesi kapsamında davalıların da kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun kısmen ödenmemesi üzerine aleyhlerine girişilen takibe davalıların itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti. 2- ... 3-... vekili Av. ... aralarındaki itirazın iptali davası hakkında Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden verilen 2014/408 esas ve 2014/341 karar sayılı ve 28.10.2014 tarihli hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 2018/1863 esas ve 2018/6502 karar sayılı ve 11.12.2018 tarihli ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 20,80 TL harç ve takdiren 450,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 18.06.2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi. MUHALEFET ŞERHİ Dava, kefalet sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir. ...
Mahkemece yapılması gereken iş; davaya konu icra dosyasının kül halinde getirtilip öncelikle davalının itirazının davacıya tebliğ edilip edilmediğinin belirlenmesi, tebliğ edildiği taktirde tebliğ tarihi değerlendirilerek 1 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise yine davanın reddine karar vermek; Bir yıllık hak düşürücü süre geçmemiş ise yine öncelikle davalı vekilinin süresinde yapmış olduğu zamanaşımı itirazının TBK'nun 155 ve 157/2 maddesi kapsamında yerinde olup olmadığının icra dosyası ile beraber değerlendirilip zamanaşımı dolmuş ise davanın bu nedenle reddine karar vermek; Zamanaşımı süresi dolmamış ise itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı davalar olduğu gözetilerek takibe konu kredi sözleşmesinin hangi sözleşme olduğu belirlenip bu sözleşmenin dosya içine alınması ile yine davalının kefaletin geçersiz olduğunu ileri sürdüğü dikkate alınarak sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 808 sayılı TBK'nun 483 vd maddeleri gereğince kefaletin geçerli olup olmadığının titizlikle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi icra kefili, 02/05/2014 tarihli icra kefalet işleminin ve emekli maaşına konulan haczin geçersiz olduğunu ileri sürerek, anılan işlemlerin ve icra emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmiştir. İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez....
Ltd.Şti arasında 23.08.2011 tarihinde akdedilen ve davalı ....in 37.514,00 TL limitle müteselsil kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesinin, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce akdedildiği, bu yasadan önce yürüklükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda. kefaletin geçerliliği için kefalet tarihi, kefalet limiti ve kefaletin müteselsil olduğu hususlarının kefilin el yazısı ile yazılması gerektiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, kefalet sözleşmelerinde sözleşmenin yazılı olarak yapılması ve kefalet limitinin belirli ya da sözleşme kapsamı ile belirlenebilir olmasının kefaletin geçerliliği için gerekli ve yeterli olduğu, temlik eden Banka ile davalı kefil arasında yazılı olarak yapılan kefalet sözleşmesinde kefalet limitinin 37.514 TL ile belirli olduğu dikkate alınarak davalı ...'...