Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin davalı tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcu ödenmediği için başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kefaletin geçerli olabilmesi için TBK'nın 584. maddesi uyarınca eş rızasının alınması gerektiğini, eş rıza belgesindeki imzanın davalının eşine ait olmadığını, ayrıca kefalet sözleşmesindeki yazılarında davalıya ait olmadığını bu nedenle davalının kefaletinin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
İİK.’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK.'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu durumda, şikayetçi, icra kefilliğinin iptali hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır....
Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, sadece bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptali ile yetinilmesi gerekir. O halde mahkemece, Türk Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin 583 ve 584. maddeleri uyarınca kefaletin geçerli olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, sadece bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptali ile yetinilmesi gerekir. O halde mahkemece, Türk Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin 583 ve 584. maddeleri uyarınca kefaletin geçerli olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Şikayetçi icra kefili, 22.01.2015 tarihli icra kefalet işleminin ve aynı tarihli borç ödeme taahhüdünün geçersiz olduğunu ileri sürerek, anılan işlemlerin ve icra emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir.İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez.Ancak, İİK.nun 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda, icra kefalet işleminin geçerli olmadığı nedeniyle iptali ile geçersiz icra kefaletine dayalı olarak emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasını istediği anlaşılmıştır.İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektireceğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak, iptali talep edilemez.Ancak, İİK.nun 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av... ile davalılar vek.Av...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, dava dışı şirketin davacıya olan borçlarına kefil olan davalılar aleyhine kefalet sorumlulukları nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar vekili, müteselsil kefile müracaat edebilmek için gerekli şartların oluşmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ... Ltd.Şti'ne kullandırılan krediye diğer davalı ...'ın kefalet verdiğini, kredinin geri ödenmesindeki düzensizlik nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, şirket ortaklığından ayrıldıklarını ve kefaletin sona erdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre 7.201.23 TL alacağa yapılan itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece davalı kefilin sadece taksitli ticari kredi için kefalet verdiği, bu kefaletin asıl borçluya kullandırılan BCH kredisini kapsamayacağı, kefaletin sınırlarının genişletilemeyeceği belirtilerek davanın kısmen kabulüyle 1.699 TL üzerinden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen alacak tutarı üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kefil, kefalet limitiyle sınırlı olarak kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur. Genel kredi sözleşmesinin 12. maddesinde de kefilin, söz konusu sözleşme uyarınca kefalet limitiyle sınırlı olarak müşterinin tüm borçlarından sorumlu olacağı açıkça yazılmıştır. Bu nedenle mahkemece, kefilin sadece taksitli ticari krediden sorumlu olup, BCH kredisinden sorumlu olmayacağı şeklindeki kabulü usul ve yasaya aykırıdır....
Davalı vekili, sözleşmede dava dışı şirket yetkililerinin imzası olmadığı için sözleşmenin geçersiz olduğunu, dolayısıyla kefaletin de geçerli olmadığını, sözleşmede el yazısı ile yazılan kısımların sonradan yazıldığını, başlangıçta kefilin sorumlu olacağı miktarın belli olmadığından kefaletin geçerli olmadığını, cari hesap alacağının da kefalet kapsamında olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, sözleşmenin başlangıçta yetkisiz temsilci tarafından imzalandığı, ancak sözleşmenin fiilen uygulanmakla geçerli olduğu, böylece davalının kefaletinin de geçerli hale geldiği, sözleşmede öngörülen 20.000.-USD. cezai şartın fahiş olması nedeniyle B.K.nun 161/3. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gerekçeleriyle davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 5.000....