Ancak; Suça konu eteklerin çalındığı yerin müştekiye ait işyerinin önünde, kaldırım üzerinde olduğunun anlaşılması karşısında; bu yerin kapalı olup olmadığının ve iş yeri eklentisi sayılıp sayılamayacağının araştırılıp sonucuna göre eylemin niteliğinin belirlenmesi yerine yazılı şekilde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve müdafilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun BOZULMASINA, 22.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle: “Yöntemince yapılacak keşifte 3 kişilik zirai bilirkişi kurulunun dinlenerek taşınmazın niteliğinin kesin olarak belirlenmesi, zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresinin araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine, çekişmeli parselin davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 14.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
nin geçici raporunda sol kolda tam kapalı kırık yazılı olmasına göre tedaviye esas kayıtlar ile röntgen filmleri getirtilip işten kalma süresi belirlendikten sonra suç niteliğinin belirlenmesi gerektiği halde, kaza tespit tutanağı içeriği ile krokinin çelişkili olduğu da nazara alınmaksızın, tutanak tanıkları dinlenip çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi, İsabetsiz olup sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'un 326/4. maddesi hükmü de nazara alınarak istem gibi BOZULMASINA, 29/09/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in diğer sanıklara satmaları için silah temin ettiğinin ileri sürülmesi karşısında, eylemlerinin 6136 sayılı Yasanın 12/1-2. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmayacağı yönünden suç niteliğinin belirlenmesi ile kanıtları takdir ve değerlendirme görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanıklar ... ve ... ile sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince CMUK.nun 321. ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava konusu taşınmaz hakkında mera araştırması yapılması, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliğinin belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu olan .... ve... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı belgelerinin asılları celp edilerek incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde nüfus cüzdanlarının dosya içine konularak, aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığının belirlenmesi, tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumu ile suçun niteliğinin tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanıkların müdafileri ile sanık ...'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma Hüküm : TCK'nın 297/1, 297/1-son, 62/1, 53, 58, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükümlü olarak bulunduğu koğuştan, başka bir koğuşa gönderilen semaverin alt kısmında saklanmış vaziyette uyuşturucu madde tespit edilen sanığın uyuşturucu maddeyi başkasına temin amacıyla bulundurduğunun kabulü halinde eyleminin 5237 sayılı Kanunun 188/3. maddesi kapsamında kalıp kalmadığına dair suç niteliğinin belirlenmesi ile kanıtların takdir ve değerlendirmesinin Ağır Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarle yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu sebepten dolayı BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın gözetilmesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yakınanın evinden gerçekleştirilen hırsızlık suçuna konu iki adet cep telefonundan birinin, şüpheliye ait telefon hattında kullanıldığının, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından bildirilmesi üzerine şüpheli hakkında iddianame düzenlenmiştir. 5271 sayılı CMK’nun 170/3 ve 174/1. maddelerinde iddianamede nelerin gösterileceği ve hangi hâllerde iadesine karar verileceği, 170/2. maddesinde soruşturma evresi sonucunda toplanan kanıtlar suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet Savcısının bir iddianame düzenleyeceği hükme bağlanmış olup, kanıtları değerlendirip, yorumlayarak suç niteliğinin belirlenmesi mahkemenin görevi dahilinde bulunmakla, aynı anda çalındığında tereddüt bulunmayan telefonlardan birinin, şüpheliye ait telefon hattında kullanıldığının belirlenmesi, kamu davasının açılmasını gerektirir yeterlilikte kanıt oluşturduğu halde ve yargılama sırasında da kanıt toplanabileceği gözetilmeden iddianamenin iadesine karar verilmiş olmakla, iade kararı gerekçesinde...
Davalı vekili, kaza sonrası kolluk güçleri tarafından kaza tespit tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, müvekkilinin ehliyetsiz olmasının kazanın oluşumundaki kusur durumunun belirlenmesi açısından hiçbir önemi olmadığını, kazanın oluşumunda müvekkilinin tam kusuru bulunmadığını, kusur oranının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılması ve keşif yapılması gerektiğini, davacının talep ettiği 20.000,00-TL manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 20.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi 24.10.2011'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Maddesi uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, kazanın davalı şirkete ait araç sürücüsünün Elazığ yönünden Ankara istikametine doğru bölünmüş yolun sol şeridinde seyrederken mahalli ışık kontrollü kavşağı sarı ışık yanarken geçtiği esnada kamyonun ön sağ yan kısımları ile aynı istikamette ön ilerisinde orta şeritte seyreden ve kavşak müşterek alanından sola manevra yapan davacı sevk ve idaresindeki 34 XX 284 plaka sayılı otomobilin sol ön yan kısımlarına çarpması neticesinde kazanın gerçekleştiği, kazanın gerçekleşmesinde davalının otomobil ile seyri sırasında görüş alanını kontrol altında bulundurması, kavşağa yaklaştığını dikkate alarak hızını azaltması, kavşak müşterek alanında yavaşlayarak sola manevra yaparak seyir şeridini kapatan otomobile karşı zamanında etkili fren tedbiri alması gerekirken bu hususlara riayet etmemesi sonucu tali kusurlu olduğu, dava konusu kaza nedeniyle açılan maddi tazminat istemli Malatya 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/343 Esas sayılı dosyasında...