P.. yönünden de yazı, rakam ve imza incelemesi yaptırılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından, suça konu bono üzerinde tanık H... yönünden sahtecilik ve grafoloji konusunda uzman bilirkişiye yazı, rakam ve imza incelemesi yaptırılarak ve aldatma niteliğinin gerçekleşip gerçekleşmediği de araştırılarak suça konu bononun aslının denetime olanak sağlayacak şekilde dosya arasına da konularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile beraat kararı verilmesi Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, yargılama sırasında yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz tutanakta mera olarak nitelenerek tutanak düzenlenmişse de, yörede orman kadastrosu yapılmadığı, davanın aynı zamanda orman kadastrosuna dönüştüğü ve 3402 Sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince taşınmazın gerçek niteliği belirlenmesi gerektiğinden, öncelikle taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, orman olarak belirlenirse orman niteliği ile Hazine adına tesciline, orman niteliğinde değilse 3402 Sayılı Yasanın 16. maddesi gereğince mera olarak sınırlandırılmasına ve meranın aidiyeti ile ilgili olarak da şimdi olduğu gibi 3402 Sayılı Yasanın 25/son maddesi gereğince yenilik doğurucu hüküm almayı gerektirmesi nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmelidir. Bu aşamada, görev Kadastro Mahkemesinindir....
Sulh Ceza Mahkemesinin 1983/509 Esas sayılı ilamının kapsamının nereye ait olduğunun tam olarak belirlenmesi, teknik bilirkişiden uygulamayı gösterir ayrıntılı ve krokili rapor alınması, tespit tutanağındaki beyanlar hususunda tespit bilirkişilerinin bilgisine başvurulması, davacının mahkumiyetine konu ilamın taşınmazın bir bölümünü ya da tamamını kapsaması durumunda ilama konu taşınmazın niteliğinin mera olduğunun belirlenmesi neticesinde verilen mahkumiyet hükmünün hukuk hakimini de bağlayacağının düşünülmesi, söz konusu ilamın taşınmaza uymaması halinde bu çerçevede değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 101 ada 143 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "uyuşmazlığın kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak tescil harici bırakılan yerin zilyetlikle iktisap edilip edilmeyeceği noktasında toplandığı, davacıya ait ... nolu parselin hükmen tesciline ilişkin dava dosyasının incelenmediği, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede yapılacak keşifte, mahalli bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmaza kim ya da kimlerin zilyet olduğunun belirlenmesi, ziraatçi bilirkişi marifetiyle taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, yasal ilanların yapılması, sürelerin beklenmesi, senetsizden tescil edilen taşınmaz malları bulunup bulunmadığının araştırılması" gereğine değinilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece tespit tarihinden 20-25 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş çift hava fotoğraflarının dosya arasına istenmesi ve taşınmaz başında kadastro fen elemanı, ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılarak taşınmazın niteliğinin, kullanıma ne zaman başlandığının belirlenmesi, tanık ve bilirkişi sözlerinin ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporları ile denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir....
değerlendirilmesinin yaptırılması, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi, tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin bilirkişi raporlarıyla denetlenerek çelişki olması halinde bu çelişkinin giderilmesi, taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarının irdelenmesi ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının değerlendirilmesi gereğine" değinilmiştir....
gözetilerek, dosya içerisinde fotokopisi bulunan suça konu çeklerin Adli Emanetten getirilip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarları bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 15.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
U.. hakkında verilen hükme ilişen temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; 1- Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözönüne alınıp, suça konu senetler üzerinde, duruşmaya getirtilip incelenmek ve özellikleri tutanağa geçirilmek suretiyle gözlemde bulunulmadan, aldatma niteliğinin ne şekilde oluştuğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, senet asılları denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulmadan, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu senetlerin aynı tarihte verildiği, farklı tarihlerde düzenlendiğine dair kesin delil bulunmayıp, TCK.nun 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin bütün...
in zilyetliğinin niteliğinin belirlenmediği açıklanarak mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların hangi tarihten beri kimler tarafından neye istinaden ve ne şekilde zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, davacı ...'in taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin neye istinaden olduğu ve niteliğinin kesin olarak belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve temyize konu 627 ada 11 ve 629 ada 12 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ... 1) Sanığın, kardeşi olan temyiz dışı sanık ... adına imza atıp ciro ettiği suça konu 4 adet çeki kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, ... ile birlikte fırın işlettiklerini, katılan şirketten 20 yıldır un aldıklarını, suça konu çekleri katılan şirketin yetkilisi ...’e verdiğini, suç kastı olmadığını, borcu da inkâr etmediğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu dikkate alınarak, öncelikle suça konu çeklerin asıllarının getirtilip duruşmada incelenerek özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, katılan şirketle olan ticari ilişkisinde suça konu çekler dışında sanık tarafından ... adına...