ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 21/01/2020 NUMARASI : 2014/502 Esas - 2020/38 Karar DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/02/2021 İstinafa konu hükmün; İİK 235.maddesi uyarınca açılan kayıt kabul davasına ilişkin olduğu; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin; 06/07/2020 tarihli ve 36826 sayılı kararına göre; "2004 sayılı İİK'nın 235. maddesi uyarınca iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik şikâyet ve davalar (kayıt kabul, kayıt terkini davaları ile sıraya yönelik şikâyetler) sonunda verilen hüküm ve kararlar," ile ilgili istinaf incelemesi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17., 45. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17., 45. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir....
Dosya henüz kayıt kabul davasına dönüşmemiş olup kaldı ki dava sırasında kayıt kabul davasına dönüşse dahi Mahkemelerin görevi dava açılması anında sabit hale gelir ve görev hususu sonradan ortaya çıkan değişikliklerden etkilenmez. Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususu iflas tarihinden sonra açılacak kayıt kabul davaları için geçerli olup dava sırasında iflas durumu söz konusu olduğunda Mahkeme tarafından İİK 194. Maddesi işletilerek davaya devam edilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalı taraf her ne kadar tacir olsa da davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla nisbi ticari dava olması için her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiğinden somut olayda davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan 11....
İkinci alacaklılar toplantısında dava konusu alacağın masaya kabul edilmemesi halinde davaya kayıt kabul davası olarak devam edilerek bir karar verilmesi gerekir. İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda genel mahkemelerce tespit edilecektir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 02.02.2012 tarih ve 2011/4952 E. - 2012/680 K. sayılı ilâmı da bu yöndedir.) İİK'da masa borçları için İİK'nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan HMK'ya göre belirlenmesi gerekir. İflas masasının bu safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), "alacakların ödenmesine tahsis olunur" (İİK m.184,I,c.1). Buradaki "alacaklar" teriminden maksat, aslında yalnız "iflas alacaklarıdır."...
Davacı istinaf nedenleri olarak; davacısı tamamen farklı dosyaların emsal gösterildiğini ve delillerinin incelenmediğini, müflis şirketin kayıt dışı ticaret yaptığını, defterleri incelense de sonuç çıkmayacağını, müflis şirketin defterlerinde hiçbir kayıt olmadığından kendi bonolarının da kayıtlı olmadığını, müflis şirketin muhasebe eksikliğinin kendi mağduriyetine yol açmaması gerektiğini, ülkemizde her ilişkinin kayıt altına alınmadığının sosyal ve ekonomik bir gerçek olduğunu, müflis şirkete verdiği paralar nedeniyle mal varlığının azaldığını, bu durumun araştırılması halinde mal varlığının azaldığının ortaya çıkacağını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır....
Açıklanan nedenlerle kayıt kabul davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerini içermediğinden, kayıt kabul davası açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulması yönünde bir dava şartı bulunmadığı gibi iflas idaresinin de arabuluculuk görüşmesine katılma yetkisi de bulunmamaktadır. Ne var ki, bir çok mahkeme tarafından yasanın farklı yorumlanması neticesinde bu konuda farklı kararlar çıktığı ve buna dair çelişkilerin giderilmediği de bir gerçektir. 6102 sayılı TTK ‘nın 5/A maddesinde düzenlenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk", ... sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun'un 20. maddesi ile düzenlenmiş ve aynı yasanın 26/1-a bendi gereğince 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir....
Davanın kabul edilmesi belirli bir para alacağının tahsilini değil sadece sıra cetvelinin düzeltilmesi sonucunu doğurur (bkz., Hunkeler/Sprecher: Kurzkommentar, 2. Bası, Basel 2014, m.250, kn.1). Eldeki dava on beş günlük hakdüşürücü süreye tâbi tutulmuş olmakla birlikte dava süresinde açılmasa dahi tasfiye sonucunda tasfiye artığı kalması halinde alacaklının bu kısma müracaat edebileceği kabul edilmektedir. Diğer bir ifade ile kayıt kabul davası subjektif bir hakkı konu almakta ve maddi hukuk hükümlerine göre incelenmekle birlikte maksadı bu tutarın “tahsili” değildir. Yargıtay uygulaması da aynı yönde olup, davanın bu niteliği gereği alacak davalarından farklı olarak, alacak tutarı üzerinden nispi harç ve vekalet ücretine değil maktu harç ve vekalet ücretine hükmedileceği ilkesi benimsenmiştir. Açıklanan nedenlerle kayıt kabul davası “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmayıp, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi değildir....
İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Kayıt kabul davası için yasada öngörülen 15 günlük süre özel dava şartıdır. Nitekim bu husus Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 24/06/2020 tarihli 2016/8277 E. 2020/2247 K. sayılı ilamında; "Dava, alacağın iflas masasına kayıt kabul istemine ilişkindir. İİK'nın 235. maddesine göre, kural olarak sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesine dava açabilirler....
yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ''Yerleşik Yargıtay içtihatları gereği iflas tarihi itibariyle müflis şirkete karşı açılan alacak davaları kayıt kabul davası niteliğindedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, dava niteliği itibari ile bir kayıt kabul davası olduğundan, geçerli bir alacak olup olmadığını tespitinin mahkemenin görevi olduğu, müvekkili ile müflis şirket arasında imzalanan ön ödemeli konut satış sözleşmesinin geçerli olduğu, sözleşmede konutun teslimi için 24 ay vade belirlendiği ve konutun teslim edilmediğini, müflis şirketin kendiliğinden temerrüde düştüğünü, TBK. 117. madde gereği ayrıca ihtara gerek bulunmadığını, sonuç olarak müvekkilinin alacağının iflastan önce doğmuş olduğunu, iflas masasına kayıt yapılması istenen miktarın ödenen bedeller olup kayıt kabul davalarında görevli mahkemenin iflâsa karar veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesi olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İlk derece Mahkemesince dava, yanılgılı bir şekilde İİK'nun 235. maddesinde düzenlenen sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası olarak nitelendirilerek karar verilmiş olup davacının asıl talebi hakkında bir karar verilmemiştir. Açıklandığı üzere davacının asıl talebi masadan çıkarma davasına, diğer talebi kayıt kabul davasına ilişkindir. Bu nedenle davanın tümden kayıt kabul olarak nitelendirilerek buna göre karar verilmesi doğru değildir. Yukarıda paylaşılan Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere kayıt kabul isteği, alacak davalarının özel bir görünüm şekli olup niteliği gereği alacağın tahsiline ilişkin isteği de içeriğinde barındırır. Yani esas talep, genel alacak davasındaki talepten farklı değildir. Dava sonunda alacağın tahsili yerine iflas sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmesi talep edilir. Buna göre somut olayda, Mahkemece, müflis hakkında İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince yeniden iflas kararı verildiği, tasfiye işlemlerinin İstanbul ......