Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas, ... karar sayılı ilamı ile ... kayyım atandığını, kayyımın görevi olmasına rağmen 2021 yılındaki yapması gereken genel kurul yapmayarak kooperatifin işleyişini engellediğini, görevini yapmayan kayyımın değiştirilerek kooperatif üyesi olan ...'ın kayyım atanması için iş bu davayı açmış olduklarını, görevli kayyımın görevini yapmadığını bu nedenle kayyım değişikliği yapılması gerektiğini, kayyım adayı olan ...'ın mali müşavir olduğunu, kooperatiflerin yönetimi ve muhasebe kayıtlarını mesleği gereğince de iyi bildiğini, kayyım olarak atanmasına karar verilmesi halinde ücret talebinin de olmadığını beyanla kayyım değişikliği yapılarak ...'ın kayyım olarak atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulünce yapılan tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı, duruşmaya katılmadığı anlaşıldı....

    Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir. Mahkeme bu arada erteleme talebini karara bağlar." hükmünü içermektedir. Anılan hüküm iflas erteleme yargılamasına ilişkin usul hükmü olup, derhal uygulanması gerekmektedir....

      Fer'i müdahil ... 19/02/2021 tarihli dilekçeleri ile özetle; 22/10/2020 tarihli dilekçesinde yönetici kayyımla ilgili yakınmalarına bir yanıt alamadığını, uygulamada bir iyileşmenin de olmadığını, ilgili dilekçesinde ki maddelere ek olarak; yönetici kayyımın görev ve yetkilerinin en geniş şekilde belirlendiğini, ancak kayyımın görev ve yetki sınırlarının ne olduğu hususunun tereddütlü olduğunu, kendisinden şirket ortağı sıfatıyla yazılı olarak istenmesine rağmen şirket vergi levhasının bir örneğinin, 2020 yılı geçici/kesin mizanının, 1 Ocak 2017 tarihinden bugüne şahsi hesap dökümünün, Ağustos 2020 sonu itibari ile mamul yarı mamul stok sayımlarının sonucunun halen bildirilmediğini, yönetici kayyımın görevinin gereği olan ortaklara eşit mesafede olmadığını, firmasına yeterli zaman ayıramadığını, günlük iş akışına hakim olmadığını belirterek, kayyım görevlendirmesine son verilerek mesai saatlerinde sürekli fabrikada bulunacak imalattan anlayan tercihan makina mühendisi bir kayyımın...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava şirket hissesine ilişkin hakların korunması amacıyla atanmış olan kayyımın değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı kayyımı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında kendilerine kayyım atanan şahısların yasal mirasçılarına ulaşıldığından mirasçıların davaya dahil edilmesine karar verildiğini, iş bu dosyada usulüne uygun kayyımlık kararları olmasına rağmen kayyımlığın kaldırılması yönünde herhangi bir dava açılmamış olduğunu ve usulen hatalı bir şekilde kayyımın taraf olarak kalmaya devam ettiğini, öncelikle kayyımlığın kaldırılması yönünde taraf mirasçılarına süre verilmesi gerektiğini, kayyımlığın kaldırılması kararı alındıktan sonra dosyaya yön verilmesi gerektiğini, ayrıca hukuka ve usule açıkça aykırı mahkeme kararının istinaf talepleri doğrultusunda kaldırılmasının gerektiğini, %50 oranında objektif değer artışının uygulanmış olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, uygulanan objektif değer artışının emsallerine göre çok düşük olduğunu, ilk bilirkişi raporunda Yargıtay kararları baz alınarak masrafların brüt gelirin 1/3'ü oranına düşürülmüş olmasına rağmen, sonraki ek raporlarla...

            Fon Kurulunca ve kayyım tarafından görevlendirilen davalı yöneticiler tarafından, adı geçen dava dışı şirketin de içinde bulunduğu dilekçede adları yazılı şirketlerin iktisadi bütünlüğünün oluşturularak, malvarlıklarının satışına ilişkin 17/07/2023 tarihli ... sayılı, 20/07/2023 tarih ve ...sayılı Fon Kurulu Kararların icralarının tedbiren durdurulması ve kaldırılması istemine ilişkindir. Davacının ortağı olduğu dava dışı ... A.Ş.'ne kayyımın .... Sulh Ceza Hakimliği'nin ... D.iş sayılı dosyasından atandığı davacı taraf iddiası ile dosya kapsamından anlaşılmakta olup; ilgili hakimlikçe verilen kayyım atama ve kayyım kararlarına yönelik her türlü istemin, kararı veren hakimliğe yapılması yasal zorunluluktur. Bu konudaki yetki ve görev kararı veren hakimliğe aittir. Davacının ortağı olduğu dava dışı ... A.Ş.'...

              Davacı kayyım vekili, kayyımlık kararının kaldırılması nedeniyle davayı takip etmediklerini dile getirmiştir. 3. Dahili davacılar Jermen ve Maral vekili, davayı takip etmek istemediklerini belirtmiştir. II. CEVAP Davalı vekili, her ne kadar dava konusu taşınmaz maliklerine kayyım atanmış ise de, mirasçıların kayyım kararının iptali için dava açtıklarını, bu davanın kabul edilmesi hâlinde kayyımın dava ehliyeti kalmayacağından sonucunun beklenmesi gerektiğini, davalı şirketin herhangi bir haksız işgali olmadığını, istenilen ecrimisil miktarının fahiş olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını belirtmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, "davacının kayyımlık kararının kaldırılmasına karar verildiğinden sıfat yokluğundan davanın reddine" karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı Yargıtay 8....

                oğlu ... ’ın 5737 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca taşınmaz mutasarrıflığının ve gaip olup olmadığının tespiti, kimin lehine konulduğu belirtilmeyen 28.12.1948 tarihli haciz şerhinin tarihi nazara alındığınında kaldırılması gerektiği gözetilmeksizin karar verilmiş olması da doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi, 2-Kabule göre de; 3561 sayılı Yasanın 2.maddesi uyarınca ancak yönetim kayyımı atanabileceği, yönetim kayyımının ise Türk Medeni Kanunu'nun 477/2. maddesi uyarınca kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması veya kayyımın görevden alınmasıyla sona ereceği gözetilmeden, yasa hükümlerine aykırı olarak sadece ortaklığın giderilmesi davası ile sınırlı olarak kayyım atanması, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahkemece, kayyımın temsil kayyımı olduğu, satış dosyasında henüz satışın yapılmadığı, için kayyımın yönetim kayyımlığı görevinin ve TMK'nin 588. maddesi gereğince dava tarihi itibariyle 10 yıllık yasal sürenin başlamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Şeafika ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle Defterdarın ortaklığın giderilmesi davası için temsil kayyımı olarak atandığı, TMK'nun 588. maddesindeki koşulların gerçekleşmediği açıktır. Davanın reddedilmiş olması bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğrudur....

                      UYAP Entegrasyonu