Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kayyım atanması talebine ilişkin davada Gebze 1. Sulh Hukuk, İstanbul Anadolu 1. Sulh Hukuk ve Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, küçüğe kayyım atanması istemine ilişkindir. Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, kayyım talep edilenin MERNİS adresinin ''...'' olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, kayyım talep edilen küçük hakkında yapılan kolluk araştırmasına göre ikametgâhının "..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise kayyım talep edilenin nüfus kayıtlarına göre "..." adresinde ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi İ Dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi davasında tapu maliklerinden.... kayyım atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Asli Müdahil T6 vekili istinaf dilekçesinde özetle; T3 vekilleri tarafından müdahale dilekçesi verilerek, T3 Kayyım olarak atanmasının talep edildiği, yerel mahkemece de T3 Kayyım olarak atanmasına dair karar verildiği, Adana T6 vekili talebi kabul etmeyerek, yasal mevzuata göre Kayyımlık yetkisi T6ne ait olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kayyım tayini istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Türk Medeni Kanununun 431. maddesinde, "Vasinin atanması usulüne ilişkin kuralların kayyım ve yasal danışman atanmasında da uygulanır." 430. maddesinde "Temsil kayyımı kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yeri vesayet makamı tarafından atanır....

      Mahkemece kayyım atanmış ise de, 3561 sayılı kanuna göre yönetim kayyımı atanması gerekirken gerekçede ve hükümde buna ilişkin bir belirtme yapılmadan il defterdarının kayyım atanmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      TMK'nın 403/3 ve 431. maddeleri uyarınca vasinin atanmasına ilişkin hükümlerin, aksi belirtilmiş olmadıkça kayyım atanması hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Vesayet işlerinde yetki TMK'nın 411. maddesine göre; "Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir" şeklindedir. Temsil kayyımı atanmasında yetkili mahkeme TMK'nın 430/1. maddesinde; "Temsil kayyımı, kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yeri vesayet makamı tarafından atanır" şeklinde belirtilmiştir. Kayyım atanmasına ilişkin davada kesin yetki söz konusu olup, bu yön kamu düzenine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava tarihi itibarıyla kayyım tayini istenilenin yerleşim yeri adresinin Lüleburgaz/Kırklareli olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....

        e ... kayyım olarak atanmış ve yargılama bu kayyım huzurunda görülmüştür. Açık kimliği bilinmeyen ya da gaip olan kişilerin mal varlıkları üzerinde hazine yararının daha iyi korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım atanması hususu 3561 sayılı Mal Memurlarına Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'da düzenlenmiş olup gerek Medeni Kanunun 427. maddesi ve gerekse 3561 sayılı kanun gereğince kayyım atanması gerekir. Bu durumda mahkemece davacı tarafa adı geçen paydaşlara 3561 sayılı yasa uyarınca kayyım atanmasını sağlamak için dava açmak üzere süre verilmesi alınacak kayyım tayini kararı gereğince kayyımın davaya dahil ettirilerek taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur....

          Somut olaya geince; davalılardan kayyım ... ile ... Başkanlığı kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, mahkemece karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değil ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kayyım vekili ve davalı ... Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hüküm sonucunda 9. bentten sonra gelmek üzere 10. bent olarak, "Davalı kayyım ... ile davalı ... Başkanlığı kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ayrı ayrı 1.500,00TL maktu vekalet ücretinin tapudaki payları oranında taraflardan alınarak ayrı ayrı davalı kayyım ... ve davalı ......

            Ticaret Odası sicil kayıtlarında varislere kalan hisselerin Hisse Devri işlemlerinin tescil edilebilmesi ve Genel Kurul Yapılabilmesi için şirketi temsil etmek üzere ihtiyati tedbir kararı ile birlikte kayyım atanması gerektiğini, Mahkemece uygun görüldüğü takdirde ... Mah. ... Sk. No:.../... .../... adresinde ikamet eden mali müşavir ...' ün kayyım olarak atanmasını, uygun görülmediği takdirde mahkemece uygun görülecek başkaca bir kişinin kayyım olarak atanmasını talep ve dava etmiştir. KANITLAR VE GEREKÇE/ Dava; organsız kalan şirkete yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Hasımsız görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün kayyım vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı asıl ... dilekçesinde, 90 parsele kayıtlı taşınmazın tapu maliki görünen ... mirasçılarına ulaşılamadığı için kayyım atandığını, kayyım atanan kişinin kendisinin anneannesi olup buna ilişkin mirasçılık belgesininde bulunduğunu, kayyım tayin edilen taşınmazın satılarak paranın kayyımlık bürosu hesabına aktarıldığını, para ile ilgili alacak talebinin kayyımlık bürosu tarafından kayyımlık kararının kaldırıldığına ilişkin herhangi bir karar bulunmadığından reddedildiğini açıklayarak kayyımlık kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

                e kayyım atanmasını istemiş; davalılar vekili; çocuk ile anne arasında bir menfaat çatışması olmadığını, kayyım tayin edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş; mahkemece; anne tarafından kendisine asaleten ve çocuğa velayeten açılmış bir babalık davası ve kayıtlı baba tarafından açılmış bir soy bağının reddi davası olmadığından anne ve çocuk arasında menfaat çatışması bulunmadığını, ...'in reşit olmakla süresi içinde soy bağının reddi davası açabileceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; TMK md 426 /2 gereği kayyım atanmasına ilişkindir. TMK 291/2 maddesinde “Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açar.” hükmü getirilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu