Yine 24/03/2021 tarihli ara karar ile," Davanın konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davası olup bu dava ile şirkete tedbiren kayyum atanması talebi arasında bir ilinti olmadığından tedbiren kayyum atanması talebinin reddine, -Davacı vekilinin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu, genel kurul toplantısında alınan kararlara uyulmamasının tedbiren durdurulması talebinin ibraz edilen deliller ile davacının davasında haklı olduğu yaklaşık ispat kuralı uyarınca bu aşamada ispat edilemediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verilmiştir....
Yine 24/03/2021 tarihli ara karar ile," Davanın konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davası olup bu dava ile şirkete tedbiren kayyum atanması talebi arasında bir ilinti olmadığından tedbiren kayyum atanması talebinin reddine, -Davacı vekilinin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu, genel kurul toplantısında alınan kararlara uyulmamasının tedbiren durdurulması talebinin ibraz edilen deliller ile davacının davasında haklı olduğu yaklaşık ispat kuralı uyarınca bu aşamada ispat edilemediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verilmiştir....
Defterdarının kayyum olarak atandığı ve kayyum davalı adına davayı talep ettiği, kayyumun harçtan muaf olmadığı, bu nedenle de hükmü temyiz eden davalı kayyumun temyiz harcını yatırması gerekir. Hükmü temyiz eden davalı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmiş ise de, temyiz harçlarının yatırıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığından HUMK'nun 434/....maddesine göre işlem yapıldıktan sonra sonucuna göre gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamında bulunan davalı ... ve ... vekillerinin istinafa cevap dilekçelerinde ve bölge adliye mahkemesince alınan bilirkişi raporunda yapılan tespite göre, davalı şirkete, genel kurul toplantısı yapılması için gerekli işlemleri yürütmek amacı ile kayyum atandığı, atanan kayyumun bahsekonu genel kurulu sağladığı ve şirkete yeni bir müdür tayin edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, davanın açılışından sonra yapılan bu genel kurul ile davacının, müdür ...’ın azli ve şirkete kayyım tayinine ilişkin davasının konusuz kalıp kalmadığı hususu değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru olmamıştır. 2- Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının, bozma sebep ve şekline göre şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davalı şirkete kayyum tayinine ilişkindir. Davalı şirket anonim şirkettir. Kayyumluk kurumu mahiyeti itibarıyla bir tedbirdir.Tedbir talepleri tek başına yapılamaz ancak esas hakkında açılacak bir dava da şirket malvarlıklarının korunması veya şirkete ait bazı işlemlerin yapılmasını temin için istenebilir. Davacı vekili dilekçesinde şirketin kötü yönetildiğinden, kasıtlı olarak zarara uğratıldığından bahsederek kayyum atanmasını istemiştir. Ancak esas hakkında (ortaklıktan çıkma, şirket feshi, şirket müdürününün tazminat sorumluluğu) gibi bir talepte bulunmamıştır.Veya ileride bu yönde bir dava açılacağını da belirtmemiştir. Bu durumda kayyumun hangi işler için ne kadar süreyle atanacağına ilişkin bir belirginlik yoktur. Kayyumun şirketi sonsuza kadar idare etmesi de düşünülemez....
Eğitim Hizm.Rehberlik Turizm Paz.Tic.Ltd.Şti.vek.Av.... ile davalılar 1- ... vek Av.... 2- ... vek.Av.... 3- ... aralarındaki menfi tespit davası hakkında Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 12.04.2011 gün ve 732-248 sayılı hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Heyetçe yapılan inceleme neticesinde; davacı Yaşam Eğitim Hizmetleri Rehberlik Turizm Pazarlama Limited Şirketine atanan kayyumun yargılama sırasında azline karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı şirkete yeni bir kayyum atamasına ilişkin alınmış bir karar varsa eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin tam hissesi ve tek yetkilisinin müvekkili ... olan sermaye şirketi olduğunu, söz konusu şirketin tarafların evlilik birliği olan 11/01/2020 tarihinden önce 2008 yılında kurulduğunu, TTK'da şirketlere kayyum atanmasıyla ilgili bir düzenlemenin mevcut olmadığını, TTK'da sadece borca batık veya genel kurulu toplayamayan, organları eksik sermaye şirketlerinin eksikliğin tamamlanması için geçici bir süre kayyum atanması ve gerekli işlemler tamamlandıktan sonra kayyumun görevi bırakması için bir düzenlemenin olduğunu, medeni kanun hükümleri incelendiğinde 427. Madde hükmünde kayyumluk konusuna yer verildiğini, tüzel kişinin gerekli organlardan yoksun kalması ve yönetimin başka yoldan sağlanamaması söz konusu olmadığından kayyum talebinin mümkün olmadığını, taleplerin tartışılacağı yerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olmadığını, talebin konusunun mal rejiminin tasfiyesine yönelik olduğunu, davacının İzmir ...Aile Mahkemesi'nin ......
e kayyum atanması için davacı idare vekiline süre verilip, kayyumun katılımı ile davaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalılardan ... vd. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle sair hususlar şimdilik incelenmeksizin H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Kayyum vekili istinaf dilekçesiyle; kayyum ... için verilen, Kadıköy Asliye 2. Ticaret Mahkemesinin 2005/703 E. (Birleştirme sonrası yeni No: 2010/412 E.) sayılı dosyasından oybirliği ile verilen 02/11/2017 tarihli ara karar ile; "... ve ...'ın davalı ... A.Ş de mevcut olan iş bu dava ve birleşen davalara konu olan ortaklık payları üzerinde şirket ortaklarına ait hak ve yetkileri kullanmak ve bu davanın sonuçlanmasına kadar geçerli olmak üzere kayyum olarak atanan ...'ın Türk Medeni Kanunu'nun 460/2 madde hükmü gereğince kayyuma şirketin yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açması için izin ve yetki verilmesine, açılmış olan davalara da icazet verilmesine, kararın taraflara tebliğine, denildiği, bu ara karar ile, müvekkili kayyum ...'ın, sadece Kadıköy Asliye 2....
Mahkemece taraf teşkilinin sağlanması ve davalıların savunma haklarının kısıtlanmaması bakımından öncelikle bu kişilerin tebligata yarar açık adreslerinin saptanması için Kamulaştırma Yasasının 7 . maddesi uyarınca tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden araştırma yapılmak ve adreslerini belirlemek üzere işlem yapılması, adres tespitine olanak bulunmadığı takdirde ayrıca haricen ve kolluk aracılığıyla adres araştırma yoluna gidilmesi tüm bu işlemler sonucu yukarıda adları yazılı maliklerin açık kimlik ve adreslerinin tespit edilememesi durumunda Türk Medeni Kanunun 426. ve 427. maddeleri uyarınca adı geçen kişilere vesayet makamınca kayyum tayin edilmesi için davacı tarafa yetki ve süre verilip, kayyum atanması sağlandıktan sonra kayyumun huzurunda işin esasına girilip yargılamaya devam edilip oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....