Davalı vekili, davacının ana sözleşme ile 3 yıllığına müdür olarak atandığını, daha sonradan 08.4.2008 tarihli ortaklar kurulu kararıyla 10 yıllığına tekrar müdür olarak seçildiğini, şirketin %70 payına sahip ortakların yeni müdür seçimi ve davacının müdürlükten azli konusunda karar alma yetkilerinin bulunduğunu, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından atanan kayyuma şirketin yeni organlarını belirlemek için ortaklar kurulunu toplantıya çağırma yetkisi verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
oy birliği ile karar verildi. ......
Bu nedenle Türk Medeni Kanununun 426. 427/4, 430 ve kıyas yolu ile TMK 431. Maddesi gereğince vasi atanmasına ilişkin usul kuralları kayyım atanmasına da uygulanarak uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir. Davacının şirket ortağı sıfatı ile, şirket aleyhine açtığı davada şirketin temsilcisinin sağlanabilmesi bakımından şirkete kayyım atanmasını talep etmekte, TMK.nın 626/3 Maddesi gereğince davacı ile --- menfaatleri çatıştığı için şirketin TMK.nın 427/4 Maddesi gereğince şirkete, davacının şirket ortak ve temsilcisi olması sebebiyle şirketin kayyımla temsil ettirilmesi konusunda menfaati bulunduğu tartışmasızdır. ----, şirketi temsil yetkisinin 3 yıl süre için----- olduğu, ---- vefatı nedeniyle genel kurulun toplanamadığı---- işlevsiz kaldığını, bu nedenle şirkete kayyım atanması gerektiği, bu davada şirket taraf gösterilerek, açıkça bu şirkete kayyım atanmasının talep edilmesi gerektiği halde, davanın ...olarak açıldığı tespit edilmiştir....
Karar sayılı kararıyla temsilci kayyumu atandığı, ilgili mahkemenin söz konusu kararında kayyum için 4.000 TL maktu ücret taktirine ve karar kesinleşmesinden ve kayyum ücretinin davacı tarafça yatırılmasından sonra gerekçeli kararın kayyuma tebliğ edilerek kayyumun görevine başlamasına karar verildiği, taktir edilen kayyum ücretinin davacı tarafça yatırılmaması nedeniyle görevin atanan temsilci kayyumuna tebliğ edilmediğinin belirlendiği, davacı vekilinin müvekkilinin kayyum ücretini yatıramayacağını bildirdiği ve bu hale göre davalı şirketin temsili yönünden davada taraf teşkilinin sağlanamadığı, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiği sonucuna ulaşılarak davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Karar sayılı dosyasının incelemesinde; davacının ..., davalıların ... adına vasisi ..., ..., ..., ...,, ..., ... ve ..., kayyum tayini istenilen şirketin ... Turistik Yatırımlar Ve Pazarlama Anonim Şirketi , davanın kayyum atanması davası olduğu, mahkemece 18.09.2020 tarihinde davanın kısmen kabulüne, davalı şirket ortakları aleyhindeki davanın husumet yönüyle reddine, davacının genel kurulun toplantıya çağırılması konusundaki davasının kabulüne TTK 410/2 md uyarınca İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez-... sicilinde kayıtlı ... Turistik Yatırımlar Ve Pazarlama Anonim Şirketi'nin genel kurulunun yönetim ve denetim organı seçilme gündemi ile toplantıya çağrılmasına, şirket genel kurulu toplantıya çağırma ve çağrı işlemlerini yürütmek üzere ...'un kayyum olarak atanmasına, kayyumun gerek çağrıya ilişkin görevinin ve gerekse yönetim görevinin genel kurul tarafından yönetim organı seçildiğinde sona ermesine karar verildiği belirlenmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, HMK 389. maddesindeki ihtiyati tedbir, İİK 257. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı, şirkette organ boşluğu bulunmadığı, yapılacak yargılama ile davalının müdürlük görevine ilişkin yükümlülüklerini ihlal edip etmediğinin anlaşılacağı, şirket ortakları arasındaki anlaşmazlık nedeniyle kayyum atanmayacağı, şirketin kötü yönetimi nedeniyle şartları varsa yöneticinin sorumlu olduğu gerekçesiyle kayyum atanması ve müdürün yetkilerinin sınırlandırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, HMK 389. maddesindeki ihtiyati tedbir, İİK 257. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı, şirkette organ boşluğu bulunmadığı, yapılacak yargılama ile davalının müdürlük görevine ilişkin yükümlülüklerini ihlal edip etmediğinin anlaşılacağı, şirket ortakları arasındaki anlaşmazlık nedeniyle kayyum atanmayacağı, şirketin kötü yönetimi nedeniyle şartları varsa yöneticinin sorumlu olduğu gerekçesiyle kayyum atanması ve müdürün yetkilerinin sınırlandırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Mahkemece, davanın anonim şirket yöneticilerinin azli ve şirkete kayyum atanması istemlerine ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyesinin görevden alınmasının 6102 Sayılı TTK'nın 364'üncü (eski TTK madde 316) maddesine göre genel kurul kararı ile olabileceği, yönetim kurulu başkanının görevden alınmasının ise başkan seçimini yapan yönetim kurulu kararı ile mümkün olabileceği, somut olayda; azınlık pay sahibi olan davacı ortakların, keyfiyeti önce genel kurula ve buradan alınacak karara göre dava yolu ile mahkemeye getirmeleri gerekirken, doğrudan dava açtıkları gerekçesi ile uyuşmazlıkla ilgili bulunmayan TTK'nın 235/1. maddesi dayanak alınarak açılan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Asliye Ticaret Mahkemesine, şirket müdürünün azli ve kayyum tayini hakkında Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesine, şirket ortaklığından çıkarılma hususunda Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesine, şirketin feshi ve tasfiyesi yönünde Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesine, şirket müdürünün azli hususunda 6. Asliye Ticaret Mahkemesine açılan davaların Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/491 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, 818 sayılı Borçlar Kanununun 530 ve 531.maddesi, Yeni Türk Borçlar Kanununun 630 ve 631. maddeleri, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Yeni Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri gereğince şirkete ortak olması nedeniyle yasal denetçi ortak olarak iş bu davayı açma hakları bulunduğunu, kendisi ile davalı ...'ün şirketin %50'şer ortağı olduklarını, ...'...