Sulh Hukuk Mahkemesinin 20/05/2008 tarihli 2007/1905 Esas 2008/868 karar sayılı ilamı ile T4nın kayyım olarak atandığını, dava konusu taşınmazın izale-i şüyuu davası neticesinde satıldığını ve kendisine kayyım atanan şahısların hissesine düşen toplam 69.169,53 TL'nin kayyımlık bürosu hesabına yatırıldığını, kayyımlık kararı verilmesinden itibaren 10 yıl geçtiğini ve söz konusu taşınmazın bu süre zarfında kayyım marifetiyle idare edildiğini belirterek bu şahıslar hakkında MK 588/1 ve 2. Fıkralar gereğince gaiplik kararı verilmesi ve kayyımlık bürosu hesabında bulunan toplam 69.169,53 TL'nin yasal faizi ile birlikte hazineye gelir kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/364 KARAR NO : 2021/430 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NİĞDE SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2020 NUMARASI : 2019/1241 ESAS, 2020/898 KARAR DAVA KONUSU : Kayyımlık (Kayyımın Kaldırılması) KARAR : Niğde Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1241 Esas, 2020/898 Karar sayılı kararına davacılar vekilinin İstinaf Başvurusu nedeniyle Dairemize gönderilmiş olmakla inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi....
Atanan kayyımın şahsı ile ilgili mahkemenin bir takdir hakkı bulunamamaktadır. Kayyımın değiştirilmesi veya kayyımlığın kaldırılması yetkisi atamayı yapan mahkemeye aittir. Mahkeme bu gibi talepleri kayyımlık dosyası üzerinden değerlendirir gerekirse denetim makamına gönderir. Dolayısıyla kayyım vekilinin kayyımın şahsına ilişkin istinaf itirazları incelenmemiştir. Vekalet ücreti takdir edilmemesine yönelik istinaf itirazına gelince; kayyım olarak atanan mal müdürünü temsilen avukatın yetki belgesini 14.04.2022 tarihinde sunduğu ve UYAP'a tarandığı halde kayyım lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılması gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kayyımın Atanması Kararının Kaldırılması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin murisi... oğlu İbrahim'in ..., , 9808 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazın 1/5 maliki iken, diğer ortaklarca açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu taşınmazın satışına karar verildiğini, yargılama aşamasında ....mirasçılarına ulaşılamadığından ... Defterdarının kayyım tayin edildiğini, aynı dönemde olaydan haberdar olan mirasçıların veraset ilamı alarak mirasçı olduklarını belgelediklerini ileri sürerek, mahkeme tarafından verilen kayyımlık kararının kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, babaanne tarafından açılan velayetin kaldırılmasına ilişkindir. Velayetin kaldırılmasına ilişkin dava ilgisi olan her kişi tarafından açılabilir. Velayetin kaldırılması davasında davalı anne-baba ve küçük çocuk arasında menfaat çatışması vardır....
Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Somut olayda; her ne kadar ilk derece mahkemesince, hissesine kayyım atanan Abbas kızı Fatma'nın Fatma İncir olarak kimlik bilgilerinin tespit edildiğinden bahisle kayyımlık kararının kaldırılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, davacı idarenin bu kararından doğabilecek idari sorumlulukları ya da takibi gereken işlemleri nedeniyle kararın kaldırılmasını istemekte hukuki menfaati bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince yapılması gereken iş, kayyımlık kararının kaldırılması talebi için gerekli harçlar davacıya tamamlatılmak suretiyle işbu davayı ayrı bir esas üzerinden görmeye devam etmek ve mevcut delil durumuna göre esas hakkında bir karar vermekten ibarettir. Bu haliyle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz olup kaldırılması gerektiği kanaati hasıl olmuştur....
Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Somut olayda; her ne kadar ilk derece mahkemesince, hissesine kayyım atanan Abbas kızı Fatma'nın Fatma İncir olarak kimlik bilgilerinin tespit edildiğinden bahisle kayyımlık kararının kaldırılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, davacı idarenin bu kararından doğabilecek idari sorumlulukları ya da takibi gereken işlemleri nedeniyle kararın kaldırılmasını istemekte hukuki menfaati bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince yapılması gereken iş, kayyımlık kararının kaldırılması talebi için gerekli harçlar davacıya tamamlatılmak suretiyle işbu davayı ayrı bir esas üzerinden görmeye devam etmek ve mevcut delil durumuna göre esas hakkında bir karar vermekten ibarettir. Bu haliyle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz olup kaldırılması gerektiği kanaati hasıl olmuştur....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2020 NUMARASI : 2020/967 ESAS 2020/1216 KARAR DAVA KONUSU : Kayyımlık (Kayyımın Kaldırılması) KARAR : Tarafların iddia ve savunmalarının özeti: Davacı Maliye Hazinesi vekili dava dilekçesinde özetle; Denizli 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 29.05.2019 tarih ve 2019/432 Esas 2019/691 Karar sayılı kararı ile Denizli ili Merkezefendi ilçesi Sırakapılar mahallesi 3468 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hissedarlarından Meryem, Emine, Akkız Ayşe, Baki, Mustafa, Hasan ve Mehmet Salih’e 3561 sayılı yasa gereğince T3 İl Müdürünün yönetim kayyımı olarak atandığını kararın kesinleştiğini, 3561 sayılı kanuna göre mahallin en büyük mal memurunun kayyım tayin edilmesi gerektiğinden Denizli defterdarının adı geçenlere kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2005/50 sayılı Satış dosyası ile taşınmazın satılarak bedelin kayyımlık bürosunun hesaplarına aktarıldığını, TMK'nun 588 maddesi gereğince, kayyım atanan ..., ..., .... oğlu ..., .... kızı .... ile ilgili gaiplik kararı verilmesini, haklarında verilen kayyımlık kararının kaldırılmasına ve bankadaki hesaplarda bulunan paranın Hazineye intikaline karar verilmesini istemiş, aşamalarda, kayyımın yasal hasım olarak dava dilekçesinde gösterilmekle birlikte davalı olarak da davaya dahil edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, hasımsız açılan davanın görülebilirlik koşulunun bulunmadığını davanın Kayyım'a ihbar edilmesinin ya da kayyımın davaya dahil edilmesinin de kayyıma taraf sıfatı kazandırmayacağı gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacının istinaf talebi ... Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Murat Erdoğan'ın Mehmet ve İbrahim'e temsil kayyımı olarak atandığını; ancak 24/01/2000 tarihli ek karar ile 3561 Sayılı Kanun uyarınca Defterdar'ın kayyım tayin edilmesi gerektiğinden bahisle kayyımın değiştirildiğini ve Antalya Defterdarı Hasan Yaman'ın kayyım olarak tayin edildiğini, söz konusu kayyımlık temsil kayyımlığı olmayıp yönetim kayyımlığı olduğunu, zira temsil kayyımlığının Defterdarlık Makamı tarafından yürütülebilecek bir iş olmayıp Defterdarın kayyım olarak atanması ancak 3561 Sayılı Kanun ile mümkün olduğundan işbu yasa kapsamında atanan kayyımın da yönetim kayyımı olduğunu, Defterdarlık Makamının 3561 Sayılı Yasa uyarınca yerin en büyük mal memuru olarak aday gösterildiğini ve atanan kayyımın 3561 Sayılı Yasa kapsamında atandığı açık olup kayyımın temsil kayyımı olarak atandığına ilişkin mahkeme gerekçesinin fiili duruma aykırı olduğunu belirterek, ilamın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....