in kim olduğu belirlenmediğinden mahkemece kayyım atanması hakkında mehil ve yetki verildiğini belirterek kayyım atanmasını istemiş, mahkemece kayyım atanması istenenlerin kimlik bilgilerinin açık olarak bildirilmediği, mahkemece şahıslar hakkında araştırma yapılması gerektiği, kimlik bilgileri açık olmayan şahıslar hakkında gerekli araştırmanın yapılamayacağı ve kayyım atanmasının mümkün olamayacağı gerekçesi ile dava usulden reddedilmiştir. 3561 Sayılı Kanunun 2/1.maddesi uyarınca 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır....
Sulh Hukuk Mahkemesince ise, kayyım tayinine ilişkin yetkinin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği, kendisine kayyım atanması istenen ...'ün ... Mahallesi, ... Sokak No:62-1 ... ... adresinde ikamet ettiği, bu itibarla talebin kayyım atanması talep edilenin ikametgahının bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Türk Medenî Kanununun 426. maddesinde "Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re'sen temsil kayyımı atar. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile ... veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa..." hükmü; 431. maddesinde ise "Vasinin atanması usûlüne ilişkin kurallar, kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanır." hükmü getirilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanunun 411. maddesine göre de, "Vesayet işlerinde yetki, ... veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir."...
Şöyle ki, 1-Davalılardan Mahmut kızı Nergiz'e gerekçeli karar başlığında kayyım atandığı belirtildiği ancak, dosya içinde kayyımlık kararı bulunmadığı anlaşıldığından, var ise bu kişiye ait kayyımlık kararının dosya içine konulmasından, kayyım atanmamış ise kimliğinin tespit edilmesi, tespit edilememesi halinde kayyım atanarak usulüne uygun taraf teşkili sağlanması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Tapu kaydında ... kızı ... ve ... kızı ... olduğu halde, kayyım atanan ...'nin, ... kızı mı, yoksa Mehmet kızı mı olduğu, kayyım atanan Halil kızı Sultan ile tapu maliklerinden ...kızı ...'ın aynı kişi olup olmadığı, kayyım atanan ... kızı ...ile tapu maliklerinden...kızı ...'nın aynı kişi olup olmadığı anlaşılamadığından, kimliklerinin ve adreslerinin tespit edilmesi için yeniden araştırma yapılıp, gerektiğinde tereddüte mahal vermeyecek şekilde kayyım ataması yapılarak davaya dahil edilmeleri gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenle davalı kayyım vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle kayyım vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucuna on numaralı bent olarak “kendisini vekil ile temsil ettiren kayyım yararına karar tarihi itibariyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 990,00 TL vekalet ücretinin tapu kaydındaki ve veraset ilamlarındaki hisseleri oranında hissedarlardan tahsiline” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
K A R A R Dava, şirkette hissesi bulunan ve annesi ile menfaat çatışması olabilecek yaşı küçük çocuk için kayyım tayini istemine ilişkindir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, davacı ticari şirkete kayyım atanmasına ilişkindir. TMK'nın 397. maddesinde vesayet makamının sulh hukuk mahkemesi olduğu belirlenmiş, TMK'nın 426-427 maddeseleri uyarınca temsil ve yönetim kayımı atanması işi çekişmesiz yargı işi olduğundan vesayet makamının görevidir. Ancak ticaret şirketlerine kayyım atanması yönündeki davaların görülme yerinin asliye ticaret mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise talebin ticari şirkete kayyım tayini istemine ilişkin olmayıp yaş küçüklüğü ve menfaat çatışması nedeniyle küçüğe temsil kayyımı atanması talebine ilişkin olduğu, uygulanması gereken hükümlerin Ticaret Kanunun hükümleri olmayıp, Medeni Kanunun kayyım atanmasına ilişkin hükümleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Somut olayda, kendini vekille temsil ettiren davalı kayyım lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması, dava konusu taşınmazın bulunduğu köy adının mevkii adı olarak belirtilmesi doğru değil ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince kararın aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir. ./.. 2014/4977-6768 -2- SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kayyım vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı kayyım vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 2. bendindeki "... mevkii" ibaresinin "... köyü, Terzipınarı mevkii" olarak düzeltilmesine, yedinci bendine son paragraf olarak gelecek şekilde “... davalı kayyım kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi gereğince 900,00 TL maktu vekalet ücretinin paydaşlardan payları oranında alınarak kayyıma verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle...
a kayyım tayin edilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm kayyım adayı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, sulh hukuk mahkemesinde görülmekte olan tapu iptali ve tescil davasında davalı konumundaki tapu kayıt maliki ...'ın mirasçılarından ...'ın adresi tespit edilemediğinden kendisine tebligat yapılması ve davada temsili için kayyım atanmasını istemiştir. Kayyım adayı ilçe mal müdürü vekili; ...'ın sağ ve muhtemel mirasçılarının belli olduğunu, hazinenin menfaatinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Erzincan-... Köyü 101 ada 28 parseldeki taşınmazın tapuda 1/2 hisse ... ile 1/2 hisse ... adlarına kayıtlı olduğu, tapu maliki ...'ın ise 12.02.1991'de öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ile aralarında ...'...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1864 Esas 2019/1712 Karar sayılı kararından kayyım atanması talep edilen şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan Suat Çötok'un 13/09/2019 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçılarının mirasın reddi talebi ile dava açtıkları, yapılan yargılama sonunda 03/10/2019 tarihinde davacı mirasçıların Suat Çötok'un mirasının reddine hükmedildiği görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; kayyım atanması talep edilen şirketten alacaklı olduğu iddiasıyla bu şirket aleyhine icra takibi başlatan davacı yanın, takipten sonra şirketin tek yetkilisi ve ortağı vefat edip, mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu şirkete kayyım atanması talebiyle işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Kayyım tayini davası, TMK'nun 427/4. maddesinde ifade edilen HMK'nun 382/2- b-19. maddesinde düzenlenen vesayet işleri kapsamında bulunması nedeniyle çekişmesiz yargı işidir (Yargıtay 11....
Davacı, ----------- işbu davanın davalısı ------, ortağı bulunduğu şirket ve -------- aleyhlerine açılan şirketin feshi, tasfiyesi ve şirkete kayyım atanmasına ilişkin davada mahkemenin ----- tarihli ara kararı çerçevesinde davalı ------- kayyımı olarak atandığını, ----- ücret takdir edildiğini ve söz konusu kayyım ücretinden tasfiye davasının davacısı, işbu davanın davalısı ----- sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece celbedilerek incelenen ----------------- dosyasının içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimi dikkate alındığında gerçekten davacının kayyım olarak atandığı ve görevinin davanın sulhen sonuçlanmasından hemen önce ---- tarihine kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kayyım olarak atandığı ------------tarihine değin şirket kayyım olarak görev yaptığı ve mahkemece öngörülen tutarda kayyım ücretine hak kazandığının kabulü gerekir....
SHM'nin 2013/761 esas 2013/1154 Karar sayılı ilamı ile Rize İli Merkez İlçesi Kaplıca Mahallesi 1009 ada 83 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden "Şükrü", "Ahmet kızı Firdevs" ve "Ahmet kızı Fatma" yönünden kayyım olarak atanan Rize Defterdarlığının kayyım kararının kaldırılmasına, Karar kesinleştiğinde Rize 1. SHM'nin 2013/761 esas 2013/1154 Karar sayılı dosyasının mahkemesine iadesine" şeklinde karar verilmiştir. Karara karşı davalı kayyım vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURU SEBEPLERİ: Davalı kayyım vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf teşkilinin sağlanması için Rize Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün davaya dahil edilmesi gerektiğini, Rize 3....