Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 70 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 1998 yılından beri kayyım ile yönetildiği, davanın hasımsız olarak görülüp karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, kayyımın atanması, görev ve sorumluluklarını düzenleyen Türk Medeni Kanunundaki ilgili hükümleri ile 3561 sayılı yasa hükümleri dikkate alındığında; ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla iptal-tescil isteğini içeren bu tür davaların kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk bulunduğu açıktır. Bu durumda husumetin kayyıma yönetilmediği, yargılamanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkilinin sağlanmadığı gözetilmek suretiyle davanın reddinin gerektiği kuşkusuzdur. Yerel mahkeme kararı bu nedenle yerinde olup sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan gerekçe ile ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar yerel mahkemece atanan kayyımın temsil kayyımı olduğu ve yönetim kayyımı olmadığından davanın reddedilmiş ise dc kayyım olan T3 tarafından kendilerine kayyım tayin edilen kişilere ait hisselerin kayyım tarafından yönetilmekte olduğundan, kayyımın sadece temsil değil yönetim kayyımı olduğunun açık olduğunu, yerel mahkeme kararının gerekçesinde kayyımın yönetim kayyımı olabilmesi için kendisine kayyım tayin edilen kişilerin malvarlıklarını yönetmesi gerektiğini belirttiğini, ki burada da kayyımın ilgililerin hisselerini yönetmekte olduğunu, ayrıca kayyımlığın kaldırılmasına dair mahkemeden karar alınmadıkça kayyımın görevi ve yönetiminin de devam ettiğini, mahkemeden kayyımlığın kaldırılmasına dair karar sunulduğunda zaten ilgililerin haklarını alabileceklerini, kayyımlığın kaldırıldığına dair bir mahkeme kararı da olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/516 Esas KARAR NO : 2021/664 DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ : 21/06/2021 KARAR TARİHİ : 22/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; .... Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin tek ortağı ve yetkilisi ...'in 02/09/2019 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak ... ve 5 çocuğunun kaldığını, ilgili mirasçıların da Anadolu ....Sulh Hukuk Mahkemesinin ......

      DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARAR YAZIM TARİHİ : KARAR SONUCU : KABUL Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri adına ... Ltd. Şti ile Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğü aleyhine açmış oldukları şirket müdürlüğü görevinin sona erdiğinin tespiti davasının ... Ticaret Mahkemesi'nin . Esas sayılı dosyası kapsamında derdest olduğunu, bu davada müvekkillerinin şirket müdürü olmadığının tespiti için temsil kayyımı atanmasını talep ettiklerini, ancak temsil kayyımı atanmasını talep ettikleri şirketin yetkilisi ve tüm hisselerinin sahibi olan ...'...

        tarafından görevlendirilen bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yönetim kayyımı kararı verilmesinin davalı şirketin sonunu getireceğini, Davalı şirkete kayyım atanan Bekir Sevimli'nin tarafsızlığı noktasında duyulan şüphenin mahkemeye bildirilerek, yeni bir kayyım atanması talep edilmiş iken, adı geçen kayyımın talebinin doğrudan kabul edilmesinin de, mahkemeye duyulan güveni zedelediğini, Kayyım tarafından şirket çalışanlarına ''Kadının parasını ödeyin....

        Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 752 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1999 yılından beri kayyım ile yönetildiği, davanın ... olarak görülüp karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, kayyımın atanması, görev ve sorumluluklarını düzenleyen Türk Medeni Kanunundaki ilgili hükümleri ile 3561 sayılı yasa hükümleri dikkate alındığında; ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla kayyım hesabına intikal eden, taşınmaz bedelinin Hazine'ye intikali talepli bu tür davaların kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk bulunduğu açıktır. Bu durumda husumetin kayyıma yönetilmediği, yargılamanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkilinin sağlanmadığı gözetilmek suretiyle davanın reddinin gerektiği kuşkusuzdur. Yerel mahkeme kararı bu nedenle yerinde olup sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan gerekçe ile 6100 sayılı H.M.K.'...

          Açıklanan nedenlerle; davalı şirkete ihtiyati tedbir yolu ile kayyım atanmasını gerektiren bir durum olmadığı sonucuna ulaşılarak davacının, davalı şirkete tedbiren kayyım atanması talebinin reddine, ..." şeklinde MÜTEFERRİK KARAR verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden kayyım vekili, davanın 3561 Sayılı yasaya göre kayyım atanması talep li olduğunu, bu yasaya göre açılan davalarda 3561 sayılı Mal memurlarının Kayyım Tayin Edilmesi Hakkında Kanun uyarınca Büyükşehir Belediyesi sınırları için kayyım, o ilin Defterdarıdır (En büyük malmemuru olduğu için)....

          Kayyım atanması talebinin yukarıda açıklanan kanun hükümleri gözetilerek kanunun amacı da gözetilmek suretiyle değerlendirilip sonuçlandırılması gerekmektedir....

          Türk Medeni Kanunun 477. maddesi " temsil kayyımlığı, kayyımın yapmakla görevlendirildiği işin bitirilmesiyle sona erer. Yönetim kayyımlığı, kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması veya kayyımın görevden alınmasıyla sona erer. " hükmünü içermektedir. 3561 sayılı Kanun uyarınca atanan kayyımlığın kaldırılmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.)...

          UYAP Entegrasyonu