Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükmü düzenlenmiş olup, ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi için kayyım atanması gerektiği hallerde mahallin en büyük mal memurunu yani illerde Defterdar kayyım tayin edilir, mirasçılar tespit edilene kadar da mallar bu kayyım tarafından yönetilir ve bu mallara karşı açılan davalar da kayyım tarafından temsil edilir....

Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/1037 K. sayılı ilamına ilişkin 08/08/2003 tarihinde verilen ek kararda da önceki Defterdar Hasan Yaman'ın başka bir göreve atanması nedeni ile Defterdar Oğuzhan Taşkesen'in 3561 sayılı Yasa'nın 2. maddesi gereği kayyım olarak tayin edilmesine karar verildiğini; mahallin en büyük mal memurunun kayyım tayin edileceği durumun 3561 Sayılı Kanun'un 2/1.maddesinde düzenlendiğini; Antalya 1....

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ : ..... KARAR TARİHİ : ..... {}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin ........

    Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükmü düzenlenmiş olup, ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi için kayyım atanması gerektiği hallerde mahallin en büyük mal memurunu yani illerde Defterdar kayyım tayin edilir, mirasçılar tespit edilene kadar da mallar bu kayyım tarafından yönetilir ve bu mallara karşı açılan davalar da kayyım tarafından temsil edilir....

    C)İSTİNAF NEDENLERİ Kayyım adayı İzmir Defterdarı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hazinenin hak ve menfaatinin korunması için İzmir Defterdarı' nın kayyım olarak atanması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kayyım atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı kayyım adayı İzmir Defterdarı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. 3561 Sayılı Yasanın 2. maddesi; "22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır....

    SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/1043 ESAS 2022/1054 KARAR DAVA KONUSU : Kayyım Atanması KARAR : Kayyım Atanması talebi sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik ihbar eden vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/63 Esas sayılı dosyasında tapu maliklerinden Ayşe (Hasan Kızı), Emine (Hasan Kızı), Fatma (Hasan Kızı), Ayşe (Osman Kızı), Hasibe (Mustafa Feyzullah Kızı), Şükran (Mustafa Kızı) isimli şahıslara ulaşılamadığından haklarında kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Bu durum karşısında Türk Medeni Kanunu'nun 426. ve 427. maddeleri ile 3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun gereğince adı geçen kişilere vesayet makamınca kayyım tayini için dava açması yolunda davacı tarafa yetki ve süre verilip, kayyım atanması sağlandıktan sonra kayyımın huzurunda yargılamaya devam edilmesi gerekirken, adı geçen kişilere ilanen tebligat yapılarak davaya devam olunup yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece; kararın tebliği için davacı şirkete kayyım atanması yönünde işlem yapılıp, kayyım atandıktan sonra tebliğ işlemlerinin ve müteakip diğer işlemlerin (temyiz, harç ikmâli vs.) icrası suretiyle, dosyanın ekleriyle birlikte Dairemize gönderilmesi gerektiği anlaşıldığından,dosyanın eksikler giderilmek üzere mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Diğer davalılar ve temyiz eden kayyım tebligata rağmen gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalı...ve ...’ı temsilen husumet yöneltilen ve davayı takip eden Kayyım Avukat ..’a; ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.10. 2001 tarih 2001 / 949 – 1038 karar sayılı ilam ile verilen kayyımlık görevi, şirket hisselerinin devri ile sınırlıdır. Bu işlem tamamlanmakla Türk Medeni Kanununun 477/1 maddesi uyarınca kayyımın görevi sona ermiştir. ... ve... ergin olmadığından görülmekte olan iş bu dava için yeniden kayyım atanması ve yeni kayyıma dava dilekçesi tebliğ edilip onun huzuru ile davanın görülmesi ve gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve sonucu itibarı ile karar verilmesi gerekirken, eksik hasımla ve eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamıştır. 2- Davalı ... İş San. Tic....

          Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 218 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ... adlarına kayıtlı 3/5 hissesinin 1997 yılından beri kayyım ile yönetildiği, davanın hasımsız olarak görülüp karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, kayyımın atanması, görev ve sorumluluklarını düzenleyen Türk Medeni Kanununun ilgili hükümleri ile 3561 sayılı Yasa hükümleri dikkate alındığında, ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla iptal-tescil isteğini içeren bu tür davaların kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk bulunduğu açıktır. Bu durumda, kayyıma husumet yöneltilmemesi halinde yargılamanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkilinin sağlanmadığı gözetilmek suretiyle davanın reddi gerekeceği kuşkusuzdur. Yerel mahkeme kararı bu nedenle yerinde olup sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan gerekçe ile ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 19.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu