Ancak, kovuşturma aşamasında şikâyetten vazgeçilmesi halinde davaya katılma olanağı kalmayacak, katılma kararı verilmiş ise hükümsüz kalacaktır.” şeklindeki kararı nazara alındığında; mahkemece katılma kararı verilmesinin yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek, dosya görüşüldü: 1- Suçtan doğrudan zarar görmediğinden davaya katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmayan müşteki Sağlık Bakanlığı vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, 2- Katılan ...’ın temyizine gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
Mahkemece sanık ve Cumhuriyet Savcısının diyecekleri sorulmadan katılma isteminin kabulüne karar verilmesi hukuka aykırılık oluşturmakta ise de; sanık, sanık müdafii ve Cumhuriyet Savcısının katılma kararından haberdar olmaları, katılma kararı verildikten sonra yapılan duruşmalarda hazır bulunmalarına rağmen katılma kararı konusunda bir itirazda bulunmamaları hükmü temyiz eden katılan vekilinin temyiz dilekçesinde de bu konuya ilişkin bir itirazının olmaması karşısında, nispi nitelikteki bu hukuka aykırılığın esasa etkili olduğundan söz edilemeyeceğinden, tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, kadının davası ve nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı erkeğin kadının davasının kabulüne yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı-karşı davacı kadın davasının kabulüne yönelik hükmü temyiz etmediğine göre, bu hüküm yönünden davacı-karşı davalı erkeğin katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır....
Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin incelenmesine gelince, davacı vekili, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine tebliği üzerine katılma yoluyla temyize başvurmuştur. Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı olup asıl temyizin miktar, süre v.b usule ilişkin sebeplerle reddine karar verildiği hallerde katılma yoluyla temyiz talebinin incelenmesine imkan bulunmamaktadır. Bu itibarla, davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktar bakımından reddedildiğinden davacı vekilinin katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinin de reddine karar vermek gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeplerle; taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE, Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek halinde ilgililere iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden; davacı-karşı davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkeğin temyiz dilekçesine cevapla katılma suretiyle hükmü temyiz etmiştir (HUMK m. 423/2). Katılma yolu ile temyiz, hükmü süresinde temyiz etmemiş olan tarafa, karşı tarafın temyiz dilekçesine cevapla temyiz itirazlarının sunulabilmesi için düzenlenmiş bir haktır. Ancak, katılma yolu ile temyiz isteği karşı tarafın asıl temyiz isteklerine sıkı sıkıya bağlıdır....
Davalı-karşı davacı erkek, ziynet alacağına yönelik hükmü temyiz etmediğine göre, ziynetler yönünden erkek yararına hükmolunan vekalet ücreti bakımından davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple, davacı-karşı davalı kadının ziynetler yönünden erkek yararına hükmolunan vekalet ücretine yönelik katılma yolu ile temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla kusur belirlemesi, tazminat ve tedbir nafakası miktarlarına ve davalı-karşı davacı erkeğin her iki boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesinin 9.10.2007 gün 2007/9864-12186 sayılı bozma kararında özetle: "Çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, taşınmazın davalı ... tarafından kullanılmayıp ... tarafından kullanıldığı, ...’ın davaya katılma dilekçesi verdiği halde katılma harcını yatırmadığı gerekçesi ile katılma dilekçesinin reddine karar verildiği, ancak katılma harcını mahkeme kasasına depo etmesi yönünde uygun bir süre (önel) verilmediği, bu sebeple ...’a katılma harcını mahkeme kasasına depo etmesi yönünde uygun bir önel verilmesi, verilen önel içinde katılma harcını yatırmaması halinde tespit malikinin tespit tarihine kadar 20 yıl zilyetliği bulunmadığından Hazinenin davasının kabulü ile taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki niteliği ile Hazine adına tescil edilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece usul ve yasaya uygun bulunan bozma kararına uyulduktan sonra ...'...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 36.250,00 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davalılar vekilleri ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre taşınmazlarla ilgili dava, katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m)....
Toplanan deliller ve dosya kapsamından davanın TMK'nun 202 ve devam maddeleri uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Davacı vekili hükmü faiz başlangıç tarihine ilişkin olarak temyiz etmiştir. Dava katılma alacağına ilişkin olduğuna, TMK'nun 239/son maddesinde; aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütüleceği açıklandığına ve mahkemece karar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verildiğine göre mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, HUMK'nun 388/4....
Bu itibarla, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddi gerekmiştir. b-Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz istemi yönünden; Davacı vekili kararı tebliğden sonraki on beş gün içinde temyiz etmeyip, karşı tarafın temyiz dilekçesine verdiği cevapla birlikte (katılma yoluyla) temyiz etmiştir. Ancak; katılma yoluyla temyiz hakkı, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, diğer tarafın asıl temyiz dilekçesinin normal temyiz süresi içerisinde ve kendisi yönünden temyizi kabil bir karara karşı verilmiş olması koşulu ile sınırlandırılmıştır. Karşı tarafın temyiz itirazı yukarıda belirtildiği üzere reddedilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir....