ile birlikte 1.000,00 TL katılma alacağına, davalının işlettiği Akdeniz Market'ten elde ettiği gelir yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL, davalının banka hesaplarındaki paraları yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte 500,00 TL katılma alacağına, mahkemece davalı adına tespit edilecek taşınmazlar yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte 500,00 TL katılma alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak, dava dilekçesinde dava konusu edilen ve katılma alacağı talebinde bulunulan........’de 215 ada 8 ........in 24.04.2006, 18 ada 8 ........de 11 numaralı meskenin ise 17.10.2003 tarihinde, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına satın alma yoluyla tapuya tescil edildikleri dosya arasındaki tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin isteklerde, yanların taşınmazın alınmasına katkıda bulunmasına gerek bulunmamaktadır.Yasal nedenlerle edinilmiş mal üzerinde diğer eşin 1/2 oranında katılma alacağı söz konusudur....
Oluşan bu tablo karşısında suçtan zarar gören mağdur tarafın davaya açıkça katılma iradesinin mevcut olduğu kabul edilmelidir. Açıkça katılma iradesinin ve isteğinin varlığının kabul edildiği durumda ise CMK 237/2'ye göre Yargıtay aşamasında katılma kararı verilerek, temyiz istemi kabul edilebilecektir. Esasen CMK 238/2. maddesine göre mahkemece, mağdur tarafa şikayeti belirten ifade üzerine resen katılmak isteyip istemediğini sorarak katılma konusunda bir karar vermesi gerekir. Ancak bu husus yerine getirilmemiştir. Şikayetin varlığı, sanığın cezalandırılması isteği, çıkan kararın temyiz edilmesi, katılma istek ve iradesinin açıkça var olduğunu göstermektedir. Temyiz iradesi, katılma isteğinin kanun yollarında da açıkça belirtilmiş olmanın diğer bir ifade şeklidir. Katılma istek ve iradesini mutlaka ağızdan bu beyanın çıkması şeklinde yorumlamak isabetli değildir....
Davalı ve davacı vekilinin kabule ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden katılma alacağı hesaplanmış ve dava tarihi ile ıslah tarihinden geçerli yasal faize hükmedilmiş ise de; bu husustaki değerlendirmeye katılma imkânı bulunmamaktadır. Dava; katılma alacağına ilişkin bulunduğuna göre, katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi, mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp tasfiyeye ilişkin karar tarihidir. (TMK. 232, 235/1. m.) mahkemece taşınmazın karar tarihine en yakın sürüm değeri dikkate alınarak davacının katılma alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde bilirkişi tarafından dava tarihine göre belirlenen değer üzerinden hesaplama yapılarak katılma alacağına karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Diğer yönden; TMK. nun 225.maddesine göre, evliliğin boşanma ile son bulması halinde mal rejimi dava tarihi itibariyle sona erer....
rejiminin yürürlükte oluğu dönemde alınan bu evdeki katılma alacaklarına kavuşmak için iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını bildirerek şimdilik 5.000,00 TL katılma payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı erkek vekili, 16.10.2020 tarihli dilekçesinde; katılma alacağı taleplerini toplam yasal faizi ile birlikte 86.237,17 TL olarak ıslah etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile Antalya ili, Konyaaltı ilçesi Geyikbayırı mahallesi, 328 ada, 58 parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin 12.046,34 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacı erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine hükmedilmiştir. Davacı erkek vekili; katılma alacağının eksik belirlendiği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı erkek vekilinin; davacı erkek yararına hükmedilen katılma alacağına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre istinaf kanun yolu başvurusuna konu dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir....
Mahkemece her iki tarafın katılma alacağı karşılıklı olarak mahsup edilerek yazılı şekilde davacı ... lehine 148.781,50 TL.ye hükmedildiği açıklanmıştır. Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK.nun 231, 236/1.m.). TMK.nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Dosya incelendi; Sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müşteki ...’in katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müştekinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, yine Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 260/1. maddesi uyarınca, bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yollarının açık olduğu anlaşılmakla, yargılama aşamasındaki katılma isteği 01/03/2016 tarihli celsede reddedilen ancak sanığa isnat edilen tefecilik suçunun mağduru olduğu anlaşılan Hazine vekilinin kararın tebliği üzerine gerçekleşen...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından katılma yoluyla tazminatlar ve nafakaların miktarları, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadının yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı-karşı davacı erkek, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik hükmü temyiz etmediğine göre, bu talepler yönünden davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır....
İtiraz Hakem Heyeti Kararı, katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: İtiraz Hakem Heyeti kararı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece harcın tamamlanması için çıkartılan muhtıra sonucunda davalı vekilince harç yatırılmaması nedeniyle temyiz talebinden vazgeçilmiş sayılması ile temyiz talebinin reddine dair verilen karar davalı tarafça temyiz edilmemiştir. Katılma yolu ile temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır ve ona tabidir. Asıl tarafın temyiz ettiği kararın temyizi kabil değilse (HMK m.362), karşı (kendi temyiz süresini geçirmiş olan taraf) taraf cevap dilekçesi (katılma yolu) ile hükmü temyiz edemez. Temyiz yoluna başvuranın temyiz talebi Yargıtay tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın temyiz talebi de reddedilir (HMK. m.366, 348/2)....