Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23.09.2020 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının reddine hükmedilmiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince tarafların ayrı ayrı istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Dosyaya sunulan nüfus kaydına göre davacı-karşı davalı ...’ün 03.09.2019 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davası ile davalı-karşı davacı erkeğin açtığı karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucu verilen hüküm; davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 05.10.2017 tarihli ilamı ile temyiz sınırlaması yapılmaksızın gerekçesiz şekilde hüküm kurulduğu belirtilerek, davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizin bu bozma kararı ile ilk verilen hüküm karşılıklı davaların tüm yönleri bakımından tamamen ortadan kalkmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir....
Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların karşılıklı davalarının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.03.2018 (Çrş.)...
Davalı, davalının protokol gereğince karşılıklı yükümlülükleri yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ile davalı şirket arasında devre tatil sözleşmesi imzalandığı ve 12.6.2010 tarihli protokol ile sözleşmenin feshinin kararlaştırıldığı ve taraflara karşılıklı yükümlülükler yüklendiği anlaşılmaktadır. Davalı, davacının otel inşaatında mermer işi yaptığını karşılıklı mahsuplaşmalar bulunduğunu davacının da yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunmuştur. O halde mahkemece, davalı savunması üzerinde durularak 12.6.2010 tarihli protokol hükümleri değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi , usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davaları ile kadının açtığı ziynet alacağı davası, erkeğin açtığı asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmuş, erkeğin asıl davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulü ile, velâyetlerin anneye verilmesine, babayla ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, nafakalara ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, mahkemece verilen bu karar yukarıda gösterilen sebeplerle taraflarca temyiz edilmiştir. Tarafların temyizi üzerine dosya Dairemize gelmiş ise de; Görülmekte olan davadaki uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davası ve ferîleri ile ziynet alacağına yönelik bağımsız yeni bir dava niteliğinde olup bu talepler hakkında 20.07.2016 tarihinden sonra nihai karar verilmiştir....
Davacılar vekili, müvekkillerinin grup şirketleri olduğunu ve üçüncü kişilere yönelik karşılıklı taahhütleri bulunduğunu ileri sürmüş; dosyanın incelenmesinde de şirketlerin karşılıklı kefaletlerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da temyiz eden şirketin kefalet riski göz önüne alındığında, borca batık olabileceği vurgulanmış fakat bu yönde detaylı inceleme yapılmamıştır. Münferit varlık/yabancı kaynak dengesi içinde borca batık olmamakla birlikte, karşılıklı kefalet ve sair riskler nedeniyle, kayıtlar üzerinde görünmese dahi, gerçekte borca batıklık halinin bulunabileceği ihtimali gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda mahkemece, bilirkişi heyetinden açıklanan ilkeler çerçevesinde yeni, açıklayıcı, teknik ve denetime elverişli bir rapor alınarak, temyiz eden şirketin borca batıklık durumunun yeniden değerlendirilmesinin istenmesi ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir....
Mahkemece taraflarca karşılıklı açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Hükmün gerekçe kısmında, tarafların evlendikten sonra ilk gece herhangi bir birliktelik yaşamadan müşterek konutlarından ayrıldıkları, her iki tarafın da boşanmak istediği, karşılıklı isnat edilen hususların ispatlanamadığı fakat oluşan kanaate göre tarafların evlilik birliğinin sarsılmasında ortak kusurlu olduklarının kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olacağı belirtilmiştir. Mahkemece hem tarafların karşılıklı olarak isnat ettikleri vakıaların ispatlanamadığı belirtilmiş, hem de evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda ortak kusurlu olduklarının kabulünün gerektiği belirtilerek kendi içinde çelişki yaratılmıştır....
Olumsuz yetki uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için mahkemeler arasında karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmesi zorunludur. Somut olayda, mahkemeler arasında karşılıklı olarak verilmiş bir yetkisizlik kararı bulunmamakta olup, Ilgın Sulh Hukuk Mahkemesi'nce Konya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğundan bahisle ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmişse de karşılıklı olarak verilmiş yetkisizlik kararı bulunmayıp, dosyanın Konya Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken, yargı yeri belirlenmesi için Yargıtay’a gönderilmesi doğru değildir. Bu nedenle yargı yeri belirlenmesi koşulları oluşmadığından dosyanın mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir. Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 12/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; A) Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyizinde; Karşılıklı hakaret nedeniyle, TCK'nın 129/3 ve CMK'nın 223/4-c maddeleri gereğince "ceza verilmesine yer olmadığına" yerine "TCK'nın 129/1. maddesi uyarınca taktiren ceza verilmesine yer olmadığı" şeklinde karar verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan ......
Olumsuz yetki uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için mahkemeler arasında karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmesi zorunludur. Somut olayda, mahkemeler arasında karşılıklı olarak verilmiş bir yetkisizlik kararı bulunmamakta olup, mahkemece ...... ..... Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmişse de karşılıklı olarak verilmiş yetkisizlik kararı bulunmadığından, dosyanın...... Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yargı yeri belirlenmesi için Yargıtaya gönderilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın mahalline İADESİNE 02/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....