WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

b-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorundadır (TMK m. 169). Tedbir nafakasına hükmedilirken tarafların kusuru aranmaz. O halde, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, kadının kusurlu olduğundan bahisle tedbir nafakası talebinin reddedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. c-Mahkemece verilen ilk hükmün temyiz incelemesinde bozma sebebine göre kadının boşanma davasının ferilerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

    İstinaf Sebepleri 1.... kadın vekili, katılma yoluyla hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı ve reddedilen yoksulluk nafakası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....

      Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili; hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarlarının çok az olduğunu, müvekkilinin yıllarca aldatıldığını, erkeğin mal varlığının çok fazla olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü ve 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....

        Mahkemece davacı-davalı (kadın)'ın ayrı yaşamakta haklı olduğu kabul edilerek kadın tarafından açılan tedbir nafakası (TMK.md. 197) davası kabul edildiğine göre, davacı-davalı (kadın) ve yanında bulunan ortak çocuk lehine dava tarihinden itibaren tedbir nafakası takdiri yerine, gerekçe belirtilmeksizin 15.11.2013 tahinden itibaren geçerli olacak şekilde tedbir nafakası kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı-davacı (koca)'nın temyiz itirazlarının incelenmesinde; a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı (kadın)'ın tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. b-Mahkemece, davalı-davacı (koca)'nın, davacı-davalı (kadın)'a nazaran daha ziyade kusurlu olduğu ve az kusurlu eşin boşanma davasına karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı gerekçesiyle kocanın boşanma davasının reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı-karşılık davalı kocanın açtığı boşanma davası, tedbir nafakası ve vekalet ücret yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı-karşılık davalı vekili Av. ... 4.2.2011 tarihli dilekçesiyle açtığı boşanma davasından feragat ettiğini bildirmiş ise de, dosyaya sunduğu 7.2.2008 tarihli vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunmamaktadır. Davacı-karşılık davalı vekili Av. ...'dan davadan feragat yetkisini içerir vekaletnamesi temin edildikten sonra Dairemize geri gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 14.02.2011 (Pzt.)...

            Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davası reddedildiğinden velayete ilişkin bir düzenleme yapılmamış olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı kadının Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca açtığı dava sonucu almakta olduğu tedbir nafakalarının artırılması konusunda harcını da yatırmak suretiyle açmış olduğu bir davasının bulunmamasına, cevap dilekçesinde bu yönde talepte bulunulmasının bu talebi dava haline getirmeyeceğine, bağımsız tedbir nafakası davası sonucu verilen tedbir nafakasının varlığı nedeniyle, boşanma davası içinde ayrıca tedbir nafakası (TMK.md.169) takdir edilmediğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde...

              Aile Mahkemesi'nin 2019/358 esas sayılı dosya ile boşanma davasının devam ettiği, davacının 16/8/2000 tarihinde evlendiğini, 30/11/2010 tarihinde boşandığını, bu evliliğinden Nisa Nur isimli çocuğu olduğu, davalının, davacıya daha önceleri maddi katkı sağladığı, ancak davacının evlilik içinde başka bir kişiden çocuğu olduğunu öğrendikten sonra davalının davacıya maddi yardımı kestiği, her ne kadar davacının Konya 1.Aile Mahkemesi'nin 2011/362 esas 2011/877 karar sayılı dosya ile açtığı yardım nafakası davasından feragat etmiş ise de söz konusu davanın bu davada kesin hüküm teşkil etmeyeceği, zira her davanın açıldığı tarihteki durum ve koşullarına göre değerlendirme yapmak gerektiği, davacının ekonomik ve sosyal durumu değerlendirildiğinde davacı için yardım nafakası koşullarının oluştuğu, taraflar arasında anlaşmazlık ve soğukluk bulunması davacının çocuğunun babasının başka kişiden olmasının ortaya çıkmasının da yardım nafakasına etki etmeyeceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları...

              Boşanma davası içerisinde TMK.nun 169.maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar. Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Kaldı ki, bu davadan sonra açılan terk nedeniyle boşanma davası da retle sonuçlanmıştır. O halde; TMK.nun 197.maddesine göre ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                nafakası, yine 40.000,00 TL manevi tazminat verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, iştirak nafakası, kabul edilen karşı boşanma davası, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile aleyhine hükmedilen yargılama gideri yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, velayet ve reddedilen manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı kadına kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranış vakıasının sadakatsiz davranış niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,adli yardımdan yararlanmaları sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam...

                  UYAP Entegrasyonu