Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kadının davasının kabulü, tazminatlar, tedbir-iştirak nafakası ve velayetin düzenlenmesi, davalı-davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilir (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4)....

    CEVAP Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, cinsel taciz iddiası konusunda iftira attığını, bundan dolayı kadının boşanma ve fer'îlerine ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 18.10.2018 tarih ve 2017/1036 Esas ve 2018/855 Karar sayılı kararı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 200,00 TL iştirak nafakası, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. B....

      GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Mahkemece verilen karar tedbir - yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm dışında taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; kadın için yargılama sırasında takdir edilen tedbir nafakası miktarının makul olduğu anlaşıldığından kadın vekilinin kadın için takdir edilen tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....

      tarafından açılan Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi kapsamındaki bağımsız tedbir nafakası davası, derdest boşanma davası ile birleştirilerek hüküm tesis edilmiştir....

        Yine yargılama devam ederken davacı tarafça davalılardan... aleyhine açılan davadan feragat edildiği, dahili davalı ...’ın küçüğün amcası olup kanunen yardım nafakası ile yükümlü olduğu iddia edilerek davanın dahili davalı amca açısından yardım nafakası olarak devam etmesini istedikleri belirtilmiş, mahkemece de; aylık 400 TL yardım nafakasının dahili davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. TKM’nun 327. maddesine göre; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. Yine yukarıda ki kanun hükümleri uyarınca nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. Tüm bu açıklamalar ışığında, somut olay incelendiğinde; öncelikle iştirak nafakası yükümlüsü olan davalı babadan nafakanın talep edilmesi, eğer davalı babanın sosyal ve ekonomik durumu elverişli değilse ancak bu durumda; mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak diğer davalı dede ......’dan nafaka talebinde bulunulabileceği kabul edilmelidir....

          Bu durumda, davacı-karşı davalı lehine kabul edilen birleşen boşanma davası ve erkeğin reddedilen karşı davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, tedbir nafakası davası yönünden ise vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış olup, davacı-karşı davalı kadının vekalet ücretine yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile, kadın lehine tedbir nafakası davasında vekalet ücretine hükmedilmiştir. 2- Davalı-karşı davacının kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf itirazının incelenmesinde; Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalı-karşı davacının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacının tam kusurlu olduğu, tedbir nafakası davası yönünden de kadın eşin ayrı yaşamakta haklılığı kanıtlanmış olup, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları...

          DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet ve Eşya Alacağı KARAR DÜZELTME İSTEYEN :......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından, karşı boşanma davası, birleştirilen nafaka davası, yoksulluk nafakası ve tazminat isteklerinin reddi, tedbir nafakasının miktarı ile diğer taraf yararına hükmedilen maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından...

              Bozma sonrasında bu kez mezkur mahkemenin 13/06/2017 tarihli ve 2016/497 esas 2017/498 sayılı kararı ile; her iki davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000 Türk Lirası tedbir nafakası verilmesine, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, bu karara karşı da davacı davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile nafakalar yönünden yapılan temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 04.12.2018 tarih, 2017/5800 esas, 2018/13960 karar sayılı ilamı ile hüküm “ Temyiz edilen yerel mahkeme kararında, hem tanık beyanlarına itibar edilmediği, iddiaların ispat edilmediği belirtilmiş, hem de bu tespitle çelişir şekilde tarafların eşit ölçüde kusurlu olduğu ifade edilmiştir....

                Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda boşanma, tedbir-yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat ve ortak çocuk lehine takdir edilen tedbir ve iştirak nafakasına ilişkin hükümler bozma ilamına göre onanmış olmakla kesinleşmiş olduğundan bu konularda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Hükmün, davacı-karşı davalı erkek tarafından temyizi üzerine Dairemizin 27.02.2020 tarih, 2020/699 Esas, 2020/1649 Karar sayılı ilamı ile iştirak nafakası yönünden hüküm bozulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu