Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/11/2021 NUMARASI : 2021/251 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma ve Mal Paylaşımı KARAR : Küçükçekmece 6....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1570 KARAR NO : 2021/26 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ELEŞKİRT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2020 NUMARASI : 2019/99 (ARA KARAR) DAVA KONUSU : Mal Paylaşımı KARAR : Taraflar arasındaki mal paylaşımı davasının yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen ara karar süresinde davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; boşanma kararı verilmesi halinde mal rejimi dava tarihi itibariyle sona ereceğini, taraflar arasında açılan boşanma davasının kesinleştiğini belirterek malların tasfiyesine, malların edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasına, davalı üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallara ve banka hesaplarına dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere satışının önlenmesi amacıyla tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir....

Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın fer'ilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tutanak ve deliller, gerek boşanma gerekse eldeki dosya kapsamı karşısında, tarafların boşanmalarına ilişkin İstanbul Anadolu 12....

İstinaf Sebepleri Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve diğer tebligatların davalıya tebliğinin usulüne uygun olmadığını, boşanma davası harcının tamamlanmadığını, ziynet alacağı ve mal paylaşımı talebi yönünden harç yatırılmadığını, ziynet alacağı davasında dava kısmen kabul edilmesine rağmen yargılama giderlerinin tümünün erkeğe yüklendiğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının tam kusurlu olduğunu, kadının ziynet alacaklarının cins, ayar, nitelik, miktar ve değerini belirtmediğini ve ziynet eşyalarının kadın tarafından bozdurulup harcandığını belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....

    Aile Mahkemesinin 2016/704 esas ve 2018/197 karar sayılı ilamı ile verildiği ve kesinleştiği, mal rejimine ilişkin davaların boşanma davasının görüldüğü yer mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın süresinde ve istek halinde yetkili Sivas Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine hükmolunmuştur. Davacı erkek vekili hükmün; yetkisizlik kararı yönünden verilen kararın kaldırılması gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın vekili hükmün; yetkisizlik kararı yönünden verilen kararın kaldırılması gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece yetkisizlik kararı verilmiş ise de, davalı kadının cevap ve karşı dava dilekçesinde yetki itirazına ilişkin talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır. HMK'nun 19....

    Esasen, boşanma davasında karar TMK.nun 166/1.maddesine dayandırılmıştır. Bu durumda, boşanma dava dosyasında mal rejimi ile ilgili senedin bakım karşılığı verildiği şeklinde yorum yapılması hukuka aykırıdır. Esasen senedin kapsamında bakım koşuluyla düzenlendiğine ilişkin hiçbir kelime ve cümle yoktur. Boşanma dava dosyasında davacı ... hiçbir aşamada bu senedin kendisinden hata ve hile v.s. ile alındığını ileri sürmemiştir. Eldeki derdest dosyada da söz konusu senedin hata ve hile sonucu düzenlendiğine ilişkin bir beyan yoktur. Olsa bile boşanma davasının açıldığı 14 Temmuz 2004 tarihinden eldeki davanın açıldığı 12.07.2007 tarihine kadar bir yıllık hak düşürücü süresi geçmiştir. Öyle ise, ileri sürülse dahi böyle bir iddianın dinlenme olanağı kalmamıştır. Tüm bunlardan ayrı olarak hatada yanılma, hilede yanıltma söz konusudur....

      Davacı vekili; davacı avukatın, davalı adına boşanma ve mal tasfiyesi davası ile bu davaya karşı açılan davayı takip ettiğini, ancak davalının haksız yere davacı avukatı azlettiğini ileri sürerek boşanma davası yönünden 4.000,00 TL bakiye akdi vekalet ücreti, 4.080,00 TL karşı yan vekalet ücreti, mal rejimi davası yönünden 500,00 TL akdi ve 500,00 TL karşı yan vekalet ücretleri, karşı dava yönünden 4.080,00 TL akdi ve 4.080,00 TL karşı yan vekalet ücreti, danışma görüşme tutanağı gereğince de 450,00 TL danışma ücretinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

      Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

      bulunup, diğer tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmaması, sanığın aşamalarda nafaka ve mal paylaşımı davalarında istediklerini elde edememesi nedeniyle kendisini anlaşmaya zorlamak için tanık ...'...

        Dava, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayalı anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. 29.05.2015 havale tarihli “anlaşmalı boşanma protokolünde” davacı tarafından davalıya yapılacak yardımcı kadın maaşı, aylık kira payı, mal ve servet paylaşımı, ticari ilişkiler, araç vs. dair hükümler mevcuttur. Hüküm fıkrasında ise sadece “taraflar arasındaki yazılı anlaşmanın uygun bulunmasına ve boşanmanın sonuçları konusunda düzenleme olarak onaylanmasına” denilmekle yetinilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, protokole uygun infazda şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrı ayrı hüküm vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu