Esasen, boşanma davasında karar TMK.nun 166/1.maddesine dayandırılmıştır. Bu durumda, boşanma dava dosyasında mal rejimi ile ilgili senedin bakım karşılığı verildiği şeklinde yorum yapılması hukuka aykırıdır. Esasen senedin kapsamında bakım koşuluyla düzenlendiğine ilişkin hiçbir kelime ve cümle yoktur. Boşanma dava dosyasında davacı ... hiçbir aşamada bu senedin kendisinden hata ve hile v.s. ile alındığını ileri sürmemiştir. Eldeki derdest dosyada da söz konusu senedin hata ve hile sonucu düzenlendiğine ilişkin bir beyan yoktur. Olsa bile boşanma davasının açıldığı 14 Temmuz 2004 tarihinden eldeki davanın açıldığı 12.07.2007 tarihine kadar bir yıllık hak düşürücü süresi geçmiştir. Öyle ise, ileri sürülse dahi böyle bir iddianın dinlenme olanağı kalmamıştır. Tüm bunlardan ayrı olarak hatada yanılma, hilede yanıltma söz konusudur....
Aile Mahkemesinin 2016/704 esas ve 2018/197 karar sayılı ilamı ile verildiği ve kesinleştiği, mal rejimine ilişkin davaların boşanma davasının görüldüğü yer mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın süresinde ve istek halinde yetkili Sivas Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine hükmolunmuştur. Davacı erkek vekili hükmün; yetkisizlik kararı yönünden verilen kararın kaldırılması gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın vekili hükmün; yetkisizlik kararı yönünden verilen kararın kaldırılması gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece yetkisizlik kararı verilmiş ise de, davalı kadının cevap ve karşı dava dilekçesinde yetki itirazına ilişkin talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır. HMK'nun 19....
Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın fer'ilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tutanak ve deliller, gerek boşanma gerekse eldeki dosya kapsamı karşısında, tarafların boşanmalarına ilişkin İstanbul Anadolu 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal paylaşımı ... ile ... ve ... aralarındaki mal paylaşımı davasının reddine dair Samsun 1. Aile Mahkemesinden verilen 13.05.2010 gün ve 273/472 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... bizzat ve vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı ... bizzat ve vekili Avukat ... geldiler. Başka kimse gelmedi....
Mahkemece, davacının anlaşmalı boşanma davasında duruşmadaki beyanında yoksulluk nafakası talep ettiği, 10.000-TL manevi tazminat talep ettiği, bunun dışında mali konularda karşılıklı taleplerinin olmadığını beyan ettiği, bu beyandan davacının davalıdan herhangi bir katkı payı ve katılma alacağı talebinin de olmadığı, anlaşmalı boşanmanın da kesinleşmiş olduğu görüşünden hareketle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç isabetli değildir. Davacının boşanma dava dosyasındaki beyanı, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi ve tasfiyeye konu (11) nolu bağımsız bölüm ile emeklilik ikramiyelerine ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır....
Davacı vekili; davacı avukatın, davalı adına boşanma ve mal tasfiyesi davası ile bu davaya karşı açılan davayı takip ettiğini, ancak davalının haksız yere davacı avukatı azlettiğini ileri sürerek boşanma davası yönünden 4.000,00 TL bakiye akdi vekalet ücreti, 4.080,00 TL karşı yan vekalet ücreti, mal rejimi davası yönünden 500,00 TL akdi ve 500,00 TL karşı yan vekalet ücretleri, karşı dava yönünden 4.080,00 TL akdi ve 4.080,00 TL karşı yan vekalet ücreti, danışma görüşme tutanağı gereğince de 450,00 TL danışma ücretinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
tasdik edilerek mahkeme kararının hüküm kısmının 5 inci maddesinde karşılıklı olarak tarafların birbirinden maddî manevî tazminat ve diğer mal varlığına yönelik talebi olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın kesinleştiği, tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde kullandıkları "..eşya, eşya bedeli, herhangi bir mal, katkı payı, katkı payı alacağı ve başka isimler altında talep edebileceğimiz hiçbir alacağımız yoktur." ifadesi ile boşanma dava dosyasında imzalı beyanlarında kullandıkları "diğer mal varlığına yönelik talebi" (mal) ifadesi Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre mal rejiminin tasfiyesini de kapsadığı, bahsedilen “ mal varlığı ''(mal) tabirinden mal varlıklarına ilişkin ayni ve kişisel hakların tamamının anlaşılması gerektiği, erkeğin boşanma davasında açıkça katkı payı, alacak talebi olmadığını beyan ettiği, davaya konu araç ve taşınmazların 01.01.2002 tarihinden sonra evlilik birliği içinde edinildiği bu nedenle edinilmiş mal kapsamında olduğu...
İstinaf Sebepleri Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde;boşanmaya neden olan olaylarda davalı- davacı kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığı, eksik ve hatalı bir inceleme ile soyut iddiaların karara gerekçe yapıldığını, davalı- davacı kadının reddedilen karşı davadaki taleplerine rağmen müvekkili lehine yargılama giderleri paylaşımı ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, tedbir ve iştirak nafakasının reddinin doğru olmadığını, tarafların ortak iradesi ve ortak paylaşımı ile karşılıklı anlaşmalarına bağlı olarak eşya listesi dağılımı hususunda yargılamaya gerek görülmediğini, kaldı ki söz konusu hususun da bu davada değil, mal paylaşımına yönelik davanın konusu olduğunu, iki tarafın ortak iradesi olan bir hususta iki kere müvekkili aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı- davacı kadının boşanma ile babasından dolayı ölüm aylığı alacağını, yoksulluk içinde olmadığını, müvekkilinin ekonomik gücünün kötü olduğunu...
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
genişletilemeyeceği, kaldı ki boşanma kararının eki olarak sayılan protokol ile tarafların mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıkları, davacı kadın vekili tarafından sunulan sözleşmenin kararda esas alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....