Temyiz Sebepleri Davalı -davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; velâyet düzenlemesi açısından idrak çağındaki ortak çocuğun dinlenmediğini, davacı -davalı kadının açtığı mal paylaşımı dosyasında kendisinin çalıştığını yazılı ifadesi ve tanık beyanlarıyla belirttiklerini beyanla, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur. C.Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Uyuşmazlık, kadının açtığı boşanma davasında boşanma kararı verilmesinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların kusurlu olup olmadığı, kusur oranlamasının yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, nafakaların, tazminatların ve kadın yararına hüküm altına alınan vekâlet ücretinin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davanın her yönüyle usul ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça söz konusu aralarında imzalanmış protokol gereği mal paylaşımının boşanmanın feri niteliğinde olduğu belirtildiğini ancak YHGK kararında, "mal rejimi gereği malların paylaşımı anlaşmalı boşanma kapsamında değildir....
Aile Mahkemesinin 2021/196 Esas sayılı dosyasında boşanma davası ve Bursa 10. Aile Mahkemesinin 2021/227 Esas sayılı dosyasında mal paylaşımı davası derdest olduğunu ve yargılamanın devam ettiğini, müvekkil tarafından her ne kadar mal paylaşımı davası açılmışsa da davalının boşanmadan önce yapmış olduğu devir nedeniyle müvekkilin uğradığı ve uğrayacağı muhtemel zararların önüne geçilmesi için iş bu davayı açtıklarını, davalı ... 10.06.1998 yılında ... Metal Otomotiv Makine Deri Tekstil İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi adlı irketi kurduğunu, bu tarihten itibaren günümüzde de olduğu gibi şirket davalı ... tarafından yönetildiğini, müvekkil ile davalı her iki tarafın ikinci evliliği olmak üzere 11.11.2013 tarihinde evlendiklerini, evlilik tarihinde şirkette tek hissedar olarak bulunan davalı ... 02.07.2015 tarihinde şirketteki bütün hisselerini yaşanılan vergi problemleri nedeniyle Oğlu ...'a 27.000,00 TL karşılığında devrettiğini, ancak davalı ...'...
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; açılan davayı kabul etmediklerini, T13 eski eşinin boşanma davası akabinde de mal paylaşımı için dava açtığını, boşanma kararından sonra T13 müvekkili Sıba Bakıra ile evlendiğini ve Ali Önal'ın dünyaya geldiğini ancak bu süreçte mal paylaşımı davasının devam ettiğini, T13 kanser nedeni ile 08/01/2018 tarihinde vefat ettiğini, Ali Önal'ın hayatta ile müvekkillerinden hiçbirine evi sattığından bahsetmediği gibi evi devir yapmaları konusunda da hiçbir şekilde vasiyette bulunmadığını, daire değerinin 2015 yılında 300.000,00 TL olduğunu 190.000,00 TL bedelle satılmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını, davaya konu dairenin 10/02/2015 tarihinde T13 tarafından Ozan Yay'a 1.100,00 TL bedelle kiralandığını ve kira bedelinin her ay T13 İş Bankası Yerköy Şubesindeki hesabına yatırıldığını, davacıların iddia ettiği gibi bir satış olmuş olsaydı müteveffa tarafından protokolden 1 ay sonra dairenin kiraya verilmeyeceğini ve kira bedellerinin müteveffaya değil...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakanın mal kaçırma amacı olmadığı, davacı, davalı ve dava dışı diğer mirasçılar arasında 1998 yılında mirasçılarında muvafakatlarını alarak mal paylaşımı yaptığı, mirasbırakan ve mirasçılar arasında ... 4. Noterliğinde Limited Şirket hisse devir sözleşmesi, taşıt satış sözleşmesi ile emvalin intikal, taksim ve satışına ilişkin olarak anlaşma yapıldığı, mirasbırakanın mal paylaşımı yaptığı, mal kaçırma kastıyla hareket ettiği iddiasının ispatlanmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış boşanma ve fer'ileri ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı davası olup, dairemizin 2022/421 esas sırasında kayıtlı iken dairemizce yapılan inceleme sonucunda boşanma dosyadan TEFRİK edilmesine karar verilen katılma alacağına istemine ilişkindir. Davacı kadının mal rejimine ilişkin talebi boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Dava katılma alacağından kaynaklı belirsiz alacak davasıdır. Davacı 1000- TL üzerinden belirsiz alacak davası açmıştır. Dava belirsiz alacak davası olduğuna göre mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda belirli hale gelecek olup değer arttırımı sonradan gündeme gelecek ve harç tamamlanması gerekecektir....
Aile Mahkemesinin 2017/504 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı erkek tarafından TMK 166/3 maddesine dayalı olarak boşanma davası açılmış, taraflarca mahkemeye sunulan 20/06/2017 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünde, boşanma sebebiyle her iki tarafın birbirlerinden tedbir, yoksulluk nafakası veya herhangi bir şekilde maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmadığı, tarafların çeyiz ve özel ev eşyaları konusunda anlaştığı, birbirlerinden eşyalar ve ziynet eşyaları konusunda başka bir talepleri olmadığı belirtilmiştir. 20/06/2017 tarihinde tarafların her ikisinin katılımı ile gerçekleşen duruşmada, taraflar karşılıklı olarak boşanma ve boşanmanın mali sonuçları kapsamında sunulun protokol dairesinde anlaştıklarını beyan etmişlerdir....
ın boşanma aşamasında olduklarını, tarafların boşanma kararı almasının ardından, davalı ... diğer davalı şirketlerdeki hisselerini muvazzalı olarak ortaklarına veya güvendiği üçüncü kişilere devrederek mal kaçırmaya başladığını, davalı şirketlerin kayıtları getirtilerek davalı ... ile organik bağının bulunduğunun, gizli ortak ve/veya yönetici olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde, Mersin 6.Aile Mahkemesi'nin 2018/... Esas sayılı dava dosyasında boşanma davasının, Mersin 2.Aile Mahkemesi'nin 2021/......
Görüldüğü üzere, gerek protokol içeriği gerekse hükme geçirilen mali hususlara ilişkin hüküm fıkrası ile tarafların karşılıklı anlaşmalarını bildirdikleri imzalarını taşıyan kararın verildiği duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların karşılıklı olarak eşya ve ziynet taleplerinin bulunmadığının kabul edildiği, bunun dışındaki anlaşmanın boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir anlaşma yapılmadığı anlaşılmaktadır. TMK. 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum bulunmamaktadır....
Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....