Maddesine göre, " (i) ED Lodos'un yeni şirkette sahibi olduğu hisselerin tamamını 550.000 TL ye satın alabilecektir. 550.000 TL ve karz ( ferileri ile beraber) Lodos'a ödendikten sonra Lodos yeni şirketteki %50 payı ED 'ye devredecektir, ( ii) 550.000 TL hisse bedelini ve ferileri ile beraber karz ödemesi zamanında yapılmazsa Lodos hissedar ve yönetimde ortak olarak kalmaya devam edecektir. (iv) yukarıdaki (i) veya (ii) hususları bir yıl içinde gerçekleşmemesi halinde ve işbu bir yıllık süre sonunda ED Lodos'a olan ferileri ile beraber Karz ve hisse bedelinin ve ilgili faizlerin en az %50' sini ödemezse Lodos kendisine verilmiş olan ipoteğin paraya çevirme konusunda her türlü işleme başvurabileceğini ve sözleşmenin 16.maddesine göre hareket edebileceği" hükümlerinin yer aldığı görülmektedir....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava ipotek terkini davasıdır. "...İncelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 10.000,00 ETL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir....
Takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından borçlu hakkında ipotek belgesi, ipotek akit tablosu ve ihtarnameye dayalı olarak banka tarafından verilen temlikname gereğince 22/05/2018 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, ipoteğin karz ipoteği niteliğinde olduğu görülmüştür. Takip dayanağı; 04/05/2018 tarih 20937 yevmiye nolu ipotek akit tablosu incelendiğinde "....T3’den aldığı 2.700.000,00 TL bedel mukabilinde T3 lehine 2. derecede faizsiz ve 01/02/2019 tarihine kadar........" ipotek tesis edilmiş olduğu, ipotek tesis anında bu kadar borcun olduğu, dolayısıyla mevcut olan bir borç için tesis edildiği ve bu hali ile ipoteğin kesin borç ipoteği (Karz ipoteği) niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 875. maddesi gereğince, karz ipoteği, tapu sicilinin rehinler hanesinde yazılı olan alacak miktarını, takip giderlerini ve yasal sınırlamalara uyularak geçen günlerin faizlerini teminat altına alır....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalıya ait meskenler üzerine 09.10.1990 tarih ve 4677 yevmiye nosu ile konulan ipoteğin teminat ipoteği mahiyetinde olduğu, karz ipoteği mahiyetinde olmadığı, söz konusu ipotek işleminden sonra dava konusu taşınmazlar üzerine çok sayıda haciz konulduğu, ipoteğin uyarlanması halinde ipotekten sonra gelen haciz alacaklılarının hakkının ve tapuya güven ilkesinin zedeleneceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle teminat altına alınan ipoteğin uyarlanmasının istenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Dosya içeriğinden ipoteğin, 2.236.000 TL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 10/07/2020 tarih ve 2020/61 Esas, 2020/181 Karar sayılı kararında özetle; davacı taraf taşınmazın tapu kaydına belediye lehine tesis edilen ipoteğin güncellenmesini talep etmiş ise de; mevcut hali ile ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği niteliğinde olup TMK 875.maddesi kapsamında kaldığı, alacaklının ipotek sözleşmesinde belirtilen ana para ve fer'ileri olan miktarla sınırlı olarak talepte bulunabileceği, bunun dışında ipotek bedelinin bir uyarlama imkanının bulunmadığı, davada davacının ipotek bedelinin tahsili veya ipoteğin terkinine yönelik bir talepte bulunmadığı, eda davası açma imkanı varken veya ipoteğin paraya dönüştürülmesi yolu ile icra takibine geçme imkanı bulunduğu halde sadece tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, ipotekli taşınmaz üzerinde İİK 150/c maddesinde açıklanan şerhin konulmamış olduğu, yasada belirtilen sürenin de dolduğu halde tapu maliki tarafından bir başvuruda bulunulmadığı, kaldı ki...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 10.07.2020 tarih ve 2020/89 Esas, 2020/185 Karar sayılı kararı ile özetle; "...Tüm delillerden; davacı taraf taşınmazın tapu kaydına belediye lehine tesis edilen ipoteğin güncellenmesini talep etmiş ise de; mevcut hali ile ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği niteliğinde olup TMK 875.maddesi kapsamında kaldığı, alacaklının ipotek sözleşmesinde belirtilen ana para ve fer'ileri olan miktarla sınırlı olarak talepte bulunabileceği, bunun dışında ipotek bedelinin bir uyarlama imkanının bulunmadığı, davada davacının ipotek bedelinin tahsili veya ipoteğin terkinine yönelik bir talepte bulunmadığı, eda davası açma imkanı varken veya ipoteğin paraya dönüştürülmesi yolu ile icra takibine geçme imkanı bulunduğu halde sadece tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, ipotekli taşınmaz üzerinde İİK 150/c maddesinde açıklanan şerhin konulmamış olduğu, yasada belirtilen sürenin de dolduğu halde tapu maliki tarafından bir başvuruda bulunulmadığı...
Her ne kadar davacı vekili tarafından dosyaya sunulan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi kararının emsal olarak değerlendirilmesi istenilmiş ise de, ilgili dosyada ilk derece mahkemesi hakiminin kabulü ve yine dosyaya emsal olarak sunulan tapu kaydı incelendiğinde ipoteğin süreli olarak kurulduğunun açık olduğu, kabulün bu şekilde olması gerektiği aşikar ise de, Bölge Adliye Mahkemesi Kararında ipotek akdinde ve akit tablosunda yer alan "üç sene müddetle" ifadesinin ipoteğin karz ipoteği olması gerekçesiyle, açıkça süreyi belirtmesine rağmen faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi mahkememizce doğru bulunmamıştır. Nitekim ipoteğin karz ipoteği yahut üst sınır ipoteği olmasının sonucu, ipotek bedelinin faiz ve feriler ile takip masraflarının da bu bedele dahil olup olmadığı hususudur. İpoteğin karz akdi olması süreli olarak kurulamayacağı anlamına gelmemektedir. İlgili karar emsal niteliğini haiz olmadığı gibi fikrimizce hatalıdır. Kaldı ki Yargıtay 11....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, karz ipoteğinden (sözleşmeden) kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istem bulunmadığından, Uyuşmazlığın bu niteliğine göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 3.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmesine 01.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık ''Dosya kapsamında ticari ilişki olduğunu ispatlayan hiçbir delil bulunmadığından'' ipoteğin neden tesis edildiği anlaşılamadığından, (davalının karz akdi iddiası kabul edilerek) ödünç sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Kararın temyiz incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi' ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek ..........Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, ......... gününde oybirliğiyle karar verildi....