"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 24/02/2015 tarih, 2015/622 Esas - 2015/3613 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 6 numaralı icra emrinin tebliği üzerine, borçluların yasal sürede icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, ipoteğin üst sınır ipoteği (limit ipoteği) olup, ilamlı icra takibi yapılamayacağını ileri sürerek, takibin iptalini istedikleri, mahkemece ipoteğin kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını havi olmadığı, alacağın genel mahkemede yapılacak yargılama ile belirlenmeden ipoteğin paraya çevrilmesi...
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2018/313 E., 2020/427 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, karz ipoteğine değil genel tarımsal kredi sözleşmesine dayalı ipoteğin terkini istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İpoteğin maddi yönden doğumu, varlığı, miktarı, sona ermesi, alacak hakkına bağlıdır; güvence altına alınan alacağın hukuki durumu ve bu durumdaki değişiklikler doğrudan doğruya rehin hakkını da etkiler. İpotek, alacağa bağlı bir hak olduğundan alacağın sona ermesi ipoteğin de sona erme sonucunu doğurur. Bu durumda ipoteğin alacaklı talebi ile terkin edilmesi mümkündür. (TMK m.883/1) (Sirmen Lale A.):Eşya Hukuku 7. s.643,644). 7181 sayılı Kanun ile TMK’nın 883. maddesine eklenen düzenlemeden önce, ipotek süresini doğrudan düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. TMK’nın 858. maddesinde taşınmaz rehninin terkin yahut taşınmazın yok olması ile son bulacağı belirtilmiş, TMK’nın 884. maddesi ile de alacak sona erince taşınmaz malikinin ipoteğin terkinin isteyebileceği düzenlenmiş olup süreli ipotek hakkında bir hüküm öngörülmemiştir. Bu durum ise ipotek süresinin işlevine niteliğine ve sonuçlarına ilişkin öğretide ve yargı kararlarında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur....
Somut olayda, takip dayanağı 05.07.2010 tarihli ipotek akit tablosunun incelenmesinde, ipoteğin alınan 100.000 TL karşılığında karz ipoteği olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu durumda borçluya İİK'nun 149. maddesi gereğince doğrudan icra emri gönderilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla karz ipoteğine dayanan alacaklının limit ipoteğinde uygulama yeri bulunan İİK'nun 150/ı maddesinde öngörülen koşulları oluşturmasına gerek yoktur. İİK'nun 149/a maddesi atfı ile borçlunun varsa aynı Yasanın 33/1-2 ve 4. madde ve fıkralarında belirtilen itiraz nedenleri incelenebilir. İcra mahkemesine başvurusunda borçlunun ödemeye ilişkin itirazı yer almamaktadır. O halde Mahkemece şikayetin reddi gerekirken alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
Şikayet olunan vekili, satışı gerçekleşen taşınmaz üzerinde üst sınır ipoteği değil karz ipoteği bulunduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ipoteğin karz ipoteği olup üst sınır ipoteği ile bir ilgisinin bulunmadığı, düzenlenen sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Maddesi uyarınca davacıların murisi yararına tesis edilen ipoteğin bedelinin tespiti ile bedelinin güncellenerek bedelinin arttırılması ve bedelin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması davası olduğu, mahallinde yapılan keşif, keşif sonrasında dosyaya sunulan bilirkişi raporları, tapu kaydı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde kaldırılması talep edilen ipotek şerhinin davacılar murisi Ali Cevat Anılan lehine tesis edilmiş olduğu, tapu kaydında taşınmazın tam hisse olarak davalı T7 adına kayıtlı olduğu anlaşıldığı, ipoteğin 3194 sayılı Kanunun 18. Maddesi uyarınca tesis edildiği, davacıların dava açmakta hukuki yararının olduğu, bilirkişi raporunun hesaplama ve ipotek bedelini belirlemesinin Türk Medeni Kanunu 875. maddesindeki hükümlerin kapsamına uygun olduğu, bilirkişi raporu ile ipotek bedelinin 18.102,00....
Somut uyuşmazlıkta; 10.05.1955 tarihli ipotek akdi karz amaçlı olarak kurulmuştur. İpotek akit tablosunda akdin alınan 5700 TL. karşılığı kurulduğu görülmektedir. İpoteğin çerçevesini de resmi senet çizeceğinden ve resmi senette kararlaştırılan vadeden sonra ipotek bedelinin artırımı yazılmadığından ipotek alacaklısı sözleşme hilafına bedelin artırılmasını isteyemez. İsteyebileceği sadece 10.09.1958 tarihinden ipoteğin paraya çevrilmesi anına kadar faiz alacağıdır. Mahkemece yapılan bu hukuki saptamanın aksine ipotek bedelinin artırımına karar kılınması doğru olmamıştır. Kabule göre de; HUMK.nun 74. maddesindeki taleple bağlılık kuralı dışına çıkılarak artırılan ipotek bedelinin tahsili istemi olmadığı halde tahsil hükmü kurulması, ipotek bedelinin tahsil hükmü kurularak alacaklısına ödeme yapıldığı halde ipoteğin terkin edilmemesi de yanlıştır. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır....
Mahkemece, davacı ... ile davalı arasında kurulacak ticari ilişkinin teminatı olarak davacı ...’e ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği, ipoteğin karz ipoteği olmadığı, davalının bu ipotek karşılığı 200.000,00 TL verdiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda dava 20.02.2014 tarihinde açılmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık tarafların ticari iş ve işletmeleri ile ilgili hususlardan kaynaklanmaktadır. Bu sebeple TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin (... Asliye Ticaret Mahkemeleri) görevli olması nedeniyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; sıra cetvelinde ilk sırada yer alan alacağa ilişkin ipotek resmi senedinde karz ipoteğinin bir yıl müddetle bila faiz olarak tesis edildiği, ipoteğin bir yıl süreli olmasının bir yıl sonunda tahsili için takibe konu edilebileceğini ve faizsiz tesis edilmesinin ise bir yıl için faiz talep edilemeyeceğini ve fakat bir yılın sonunda vadeden sonra faiz talep edilebileceğini ifade ettiği, ayrıca sıra cetvelinde pay ayrılması için birinci derece ipotek alacaklısının icra takibine geçmesi gerekmediği, sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
İcra mahkemesince İİK.nun 153. maddesinde öngörülen koşulların oluşması halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gereklidir. Buna göre ipoteğin kaldırılabilmesi için öncelikle ipotek akit tablosuna göre hesaplanacak alacak miktarının tam olarak icra veznesine yatırılması zorunludur. Taraflar arasında Tapu Sicil Müdürlüğü'nde tanzim edilen 30.06.1977 tarih ve 4652 yevmiye nolu ipotek akit tablosunun incelenmesinde; ipoteğin, 2.000 TL (0,002 TL) bedelle, 2 yıl vade ile düzenlendiği görülmüştür. Açıklanan bu niteliği itibariyle ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanunu’nun 875. maddesi gereğince, kesin borç ipoteği, anapara yanında gecikme faizini de güvence altını alır. İpotek akit tablosunda yer alan iki yıllık süre, faiz ödenmeden geçecek zamanı ifade etmekte olup, bu dönemin geçmesinden sonra talep tarihine alacağa yasal faiz hesaplanması gerekir....