Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamından, davanın Kartal 1.Sulh Mahkemesine açıldığı, bu mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Tekirdağ 1.Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiği, anılan mahkeme tarafından da, Kırıkkale Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verildikten sonra dosyanın yargı yeri belirlenmesi için Daire’ye gönderildiği anlaşılmaktadır. HUMK’nun 25. maddesi uyarınca yargı yeri belirlenmesi, mahkemelerce karşılıklı olarak görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde mümkün olmaktadır. Somut olayda; Kartal 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkisizlik kararı ile Tekirdağ 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiş, Tekirdağ 1.Sulh Hukuk Mahkemesince ise, üçüncü bir mahkeme olan Kırıkkale Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilip, Kırıkkale Sulh Hukuk Mahkemesi ile aralarında yetki uyuşmazlığı oluştuğundan söz edilerek dosya yargı yeri belirlenmesi için Daire’ye gönderilmiştir....

    Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, anılan görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, akabinde eldeki davanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, eldeki dava hakkında Diyarbakır.....Asliye Hukuk Mahkemesinin ..... tarih, ..... Esas, ..... Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, anılan görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, görev uyuşmazlığı çözülmeksizin dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, destekten yoksun kalma nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Her ne kadar Diyarbakır.....Asliye Hukuk Mahkemesinin ..... tarih, ..... Esas, ..... Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmişse de, dosya hakkında daha önce Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ..... tarih, ..... Esas, ........

      ./03/2017 gün ve 2016/1150-2017/164 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: 1- Mahkemenin 08.05.2017 tarihli ek kararı ile davalı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu("...") harçtan sorumlu tutulmuş ise de, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na atıfla 278 sayılı Kanunun 14'üncü maddesi uyarınca davalının harçtan muaf olduğu nazara alındığında, ek kararın bozulup kaldırılarak davalı kurum vekilinin asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesine karar verilmiştir. ...- Mahkemece, her ne kadar Yargıtay 20.Hukuk Dairesi tarafından verilen mercii tayini kararı bozma kararı olarak nitelendirilip dosya Dairemize gönderilmiş ise de, sözkonusu karar teknik anlamda bir bozma kararı olmayıp olumsuz görev uyuşmazlığını giderici mercii tayini kararı olduğundan, bu karardan sonra verilen davanın açılmamış sayılması kararı kanun yolu incelemesi açısından herhangi bir etkiye sahip değildir...

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.02.2008 tarih, 2007/342 esas, 2008/62 sayılı kararı ile ...’un akıl hastalığı nedeniyle kısıtlandığı, kısıtlıya erkek kardeşi ...’un vasi olarak atandığı, aynı mahkemenin 10.09.2012 tarihli kararı ile vasinin görev süresinin iki yıl uzatılmasına karar veriliği, akabinde vasinin 05.03.2013 tarihli dilekçesi ile kısıtlının bir bakımevine yerleştirilmesine izin verilmesini talep etmesi üzerine ... sulh Hukuk Mahkemesinin 08.03.2014 tarihli kararı ile kısıtlının bakımevine yerleştirilmesine izin verilmesine karar verildiği, aynı mahkemenin 14.03.2014 tarihli kararı ile kısıtlının altı aydan beri ... , Merkez, ... bakımevinde kaldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. TMK’nın 412. maddesi, “vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez” hükmünü içermektedir. Her ne kadar vesayet makamı olan ......

          ne ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmiş, mahkemenin ihtiyati tedbir kararları nedeniyle .... Şti. vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur. HMK'nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilir. Somut olayda 26.02.2013 günlü değiştirilen ihtiyati tedbir kararı ile tarafları aynı olmakla birlikte, bir başka uyuşmazlığa ilişkin ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1782 sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu kooperatifin icra veznesine yatırılacağı paranın dava sonuna kadar..... Şti.'ne ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verildiğinden HMK'nın 389. maddesindeki şartların gerçekleştiğinden sözedilemez....

            K. sayalı kararı ile dava dosyasının Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar verildiği, Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulunun 10.12.2015 tarihli kararı ile temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay Dairesinin Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanlığı olduğuna karar verildiği ve Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli .../... E. - .../... K. sayılı kararı ile dava dosyasındaki eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine geri çevirme kararı verdiği anlaşılmıştır. HUMK’nın 25/III. (6100 sayılı HMK'nın 23/2.) maddesinde, “Yargıtayca verilen merci tayini kararları ile temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve ve yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre dava dosyasının, incelenmesi için geri çevirme kararı veren Yargıtay 18. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekirken, dava dosyasının dairemize gönderildiği anlaşıldığından dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir....

              Bu karar davanın reddine ilişkin olup, yetkisizlik kararı değildir. Daha sonra red kararını veren mahkemece sanki dosya yetkisizlik kararı verilmiş gibi ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, ... Sulh Hukuk Mahkemesi de yetkisizlik kararı vermiştir. Dosyada karşılıklı olarak verilmiş iki tane yetkisizlik kararı bulunmadığından yargı yeri belirleme koşulları oluşmamıştır. Bu durumda merci tayini koşulları bulunmayan dosyanın mahalline gönderilmesi gerekmektedir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle yargı yeri belirlenmesi koşulları bulunmayan dosyanın mahalline GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi...

                Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yargı merci olarak tayin edildiği, Dairenin sözü geçen kararı gereğince yargılamaya devam eden ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce kısıtlı adayının 15.11.2011 tarihinde kesinleşen boşanma kararında gösterilen adresinin Adıyaman Adliyesi yargı çevresinde kaldığından bahisle yetkisizlik kararı verdiği, kısıtlı adayının gösterilen adreste ikamet etmediğini tespit eden Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesi'nin karşı yetkisizlik kararı verdiği anlaşılmıştır. Açıklanan tüm dosya kapsamına göre, davanın açıldığı şartlara göre değerlerlendirilmesi gerektiğinden ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hukuk Dairesi'nin görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'nun 15/12/2011 tarih ve 2011/801 E.-2011/1041 K. sayılı kararı ile davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, dosyanın temyiz inceleme görevinin Yargıtay 17.Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirtilmiş, bu daire tarafından yapılan temyiz incelemesi neticesinde bozma kararı verilmiştir. Daire bozma kararı sonrası verilen karar tekrar temyiz edilmiş ve bu kez Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'nun 19/02/2020 tarihli kararı ile dosyanın temyiz incelemesinin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiği belirtilmiştir. Hal böyle iken dosya Dairemize Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından aidiyet olarak gönderilmiş olup, mevcut kararlar ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin (Kapatılan) bozma ilamı bulunmasına göre, dosyanın temyiz incelemesini yapmak görevi Yargıtay Yüksek 4....

                    -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair kurulan hükmün davalılardan belediye tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece karar onaylanmış ve bu onama kararı davalı ... vekiline 01.09.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Öte yandan, yerel mahkeme kararı 11.01.2010 tarihinde davalı ... Müdürlüğüne tebliğ edilmiş, ancak vekile bir tebligat yapılmamıştır. Hemen belirtilmelidir ki, davada avukatla temsil edilme durumunda tebligatın vekile yapılması asıldır. Öyle ise, yapılan karar tebliğinin 7201 Sayılı Tebligat Yasası hükümlerine uygun düştüğü seylenemez. Ne varki, onama kararı üzerine mahkemece onama harcının temyiz edenden alınmasına dair verilen karar davalı ... vekiline 28.7.2010, Daire onama kararı ise 01.09.2010 tarihlerinde tebliğ edildiğine göre, davalı idare vekilinin kararı 01.09.2010 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceği kuşkusuzdur....

                      UYAP Entegrasyonu