Mahkememizin 03/11/2020 tarihli duruşma celsesinde dosyanın mevcut bilirkişi heyeti tevdi edilerek ek rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 22/02/2021 tarihli ek raporda sonuç ve özet olarak; kar mahrumiyeti olarak kök raporda hesaplamada kullanılan 7,14 Kar Marjı sehven hatalı olduğu ve hesaplamanın LPG ana depo fiyat cetvelinde belirtilen dağıtım şirketlerinin ton başına kar payı 255,00 TL/Ton ile çarpılması gerektiği ve '' aylık ortalama alımlar '' ile yorumlanarak düzeltilmiş olarak toplamda 226.503,237 TL kar payı olarak alacaklı olduğu, cezai şart olarak için sehven yapılan hesaplama hatasının düzeltilmiş hali ile 24.486,25 TL cezai şart olarak alacaklı olduğu, yapılan açıklamalar ve hesaplamalarda hukuki değerlendirmede takdir mahkeye ait olmak üzere, kök raporda itiraz edilmeyen tazminat hesaplamasına ilave olarak bu raporda ifade edilen kar mahrumiyeti ve cezai şart olarak hesaplamaların fesih tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte...
Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi kök raporunda, ana paraya temerrüt tarihine kadar bankanın uyguladığı kar payı oranı uygulanarak ana para tespit edilerek temerrüt tarihinden takip tarihine kadar gecikme kar payı oranı uygulanarak takip tarihi itibarıyla borcun hesaplanacağı, davacının takip tarihi itibarıyla 3.770.821,58 TL asıl alacak, 73.511,91 TL işlemiş gecikme kar payı, 144.000,00 TL gayri nakdi alacağı bulunduğu tespit edilmiş, ek raporda kök rapor tekrar edilerek davacı vekilinin itirazında bildirdiği gibi hesaplama yapılmasının birleşik faize yol açacağı belirtilmiştir. Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi kök raporunda, ana paraya temerrüt tarihine kadar bankanın uyguladığı kar payı oranı uygulanarak ana para tespit edilerek temerrüt tarihinden takip tarihine kadar gecikme kar payı oranı uygulanarak takip tarihi itibarıyla borcun hesaplanacağı, davacının takip tarihi itibarıyla 3.770.821,58 TL asıl alacak, 73.511,91 TL işlemiş gecikme kar payı, 144.000,00 TL gayri nakdi alacağı bulunduğu tespit edilmiş, ek raporda kök rapor tekrar edilerek davacı vekilinin itirazında bildirdiği gibi hesaplama yapılmasının birleşik faize yol açacağı belirtilmiştir. Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Bilirkişi heyetinden alınan 29/12/2021 havale tarihli raporda özetle; " Limited şirket ortağı ortaklıktan ayrılması halinde ayrılma akçesinin yanında kar payı kendisine ödenmemişse kar payının tahsilini de isteyebileceği, ancak genel kurulca dağıtılmasına karar verilmemişse çıkma payından ayrı olarak kâr payı alacağının hesaplanması söz konusu olmadığı, bu durumda dağıtılmamış karların da çıkma payı içine dahil edilerek ayrılma akçesinin hesaplanacağı, davalı şirketin geçmiş dönemlerde elde etmiş olduğu karlar toplamının 201.527,63 TL; zararları toplamının ise 161.340,73 TL olduğu, söz konusu tutarlar birbirine mahsup edildiğinde dağıtılmamış kar toplamının 40.186,90 TL olarak hesaplandığı, Şayet Sayın Mahkeme aksi kanaatte olur ve davacıların kâr payı talebi kabul edilirse 40.186,90 TL x %5 — 2.009,35 TL olarak hesaplanacağı, Mahkemece davacının davalı şirketten çıkmasına yönelik kanaat oluşması durumunda davacının hak kazanacağı ayrılma akçesinin Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında benimsendiği...
D A N I Ş T A Y DÖRDÜNCÜ DAİRE Esas No : 2004/1526 Karar No: 2005/515 Temyiz Eden : Kızılbey Vergi Dairesi Müdürlüğü ANKARA Karşı Taraf : … İstemin Özeti : Davacı adına, 2000 yılında tahakkuk eden kar payından dolayı elde ettiği menkul sermaye iradını beyan etmediği ileri sürülerek, inceleme raporuyla belirlenen matrah üzerinden re'sen gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp vergi ziyaı cezası kesilmiştir. ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/287 Esas KARAR NO : 2021/299 DAVA : Kar Payı Alacağı ve Pay Oranının Tespiti DAVA TARİHİ : 11/01/2021 KARAR TARİHİ : 28/04/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kar Payı Alacağı ve Pay Oranının Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili Müvekkili ...'nın 10.10.2008 tarihinde ... Sağlık ve Eğitim Tesisleri İşletmeciliği A.Ş.'den %1 paya denk gelen toplam 9.000,00 YTL değerinde olan 10 adet hisseyi, şirket yönetim kurulunun da muvafakati ile, ...'...
Davalı vekili, uzun vadede daha yüksek ve istikrarlı kar payı dağıtılmasını sağlamaya yönelik olarak kar payı dağıtılmaması kararı alındığını, alınan kararlarda hukuka aykırılığın sözkonusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, kar payı dağıtılmaması ile bilanço ve ibraya yönelik kararların yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 25/02/2014 tarihli kararı ile bozulmuştur. Davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....
a ödendiğini, davacıların dava konusu kâr payı ödemelerini kapsayan dönemlerde yönetim kurulu üyeliği yaptıklarını, dolayısıyla şirket uygulamalarından sorumlu olduklarını savunarak, davanın reddini istemiş, karşılık davada ise davacı .......'ın kâr payına mahsuben çektiği avanslardan dolayı şirkete borçlu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL'nİn avans faiziyle birlikte davacı .......'dan tahsilini istemiş, 16.08.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile istemini 9.518,10 TL'ye yükseltmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve uyulan Dairemiz bozma kararına göre, dava tarihi itibariyle davacıların 2006 ve 2007 yılı faaliyet dönemine ilişkin kar payı alacaklarının olmadığı, davalı şirketin 2003-2004 ve 2005 yıllarına ait dağıtılan kar payı nedeniyle davacı ...'dan 9.518,10 TL alacaklı olduğundan karşı davanın kabulüne, asıl dava yönünden davacılardan ...'...
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, TTK'nın 534. maddesi yollaması ile aynı Yasa'nın 469. maddesi gereğince, şirket ana sözleşmesinde aksine hüküm mevcut değil ise kar payı dağıtılmasına ilişkin olarak genel kurul kararı alınmadıkça kar payının dağıtılamayacağı, davalı şirketin şirket ana sözleşmesinin 11. maddesine göre kardan bir kısmının hissedarlara dağıtılması veya şirket adına işletilmesinin şirket sermayesinin en az %51'ini temsil eden hissedarların kararına bağlı olduğunun belirtildiği, kar payı dağıtımına ilişkin şirket ana sözleşmesine uygun şekilde alınmış karar bulunmadığı, bu nedenle davacının kar payı talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair tesis edilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce onanmıştır. Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; her ticaret ortaklığı gibi anonim şirketlerin de nihai amacının kar elde edip ortaklarına dağıtmak olduğu, pay sahiplerinin yeterli oranda kar payı üzerinde müktesep hakları olduğu, kar payı dağıtımının ancak şirketin inkişafı ve sürekli kar dağıtılabilir durumda tutulması için istisnai olarak sınırlanabileceği, kar payı dağıtmamanın uygun ve faydalı olduğunu şirketin ispat etme durumunda olduğu, genel kurulun yetkililerini kullanırken keyfi olarak davranamayacağı, küçük yatırımcıyı ve şirket ortaklarını zarara uğratamayacağı, bu haliyle alınan kararın TTK'nın 381. maddesi uyarınca afaki iyi niyet kurallarına aykırı olacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin 31.08.2009 tarihli genel kurulunda alınan 9 numaralı karın dağıtılmamasına dair kararının hukuka aykırılığının tespitiyle, bu yönde alınan kararın iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....