yeniden dosya hesabı raporu çırılmasını gerektirecek bir değişikliğin olmadığını ve bu yüzden yeni kapak hesabının çıkarılamayacağını, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasını, araç bedeline faiz hesaplanmaksızın dosya hesabı raporu çıkarılmamasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2021/4332 Esas, 2014/6732 Esas, 2009/6816 Esas sayılı dosya numaralarının kapak hesaplarını istemiş olmasına rağmen herhangi bir sonuç alamadığından icra hukuk mahkemesine başvurmak zorunda kaldığını, taraflarına kapak hesabı yapılıp bilgi verilmesini talep etmiştir....
Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının hüküm fıkrasının 6.4 numaralı bendinde yer alan “22.575,37 TL” ibaresi çıkartılarak yerine “4.515,07 TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, Dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere mahkemeye gönderilmesine, 28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sayılı dosyası ile davalı taraf aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın işbu icra takibine 12/07/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile kısmi itirazda bulunduğunu, davalı tarafın icra takibine itiraz dilekçesinde, "Üniversitenin bir kamu idaresi olduğu bunun yanı sıra tacir olmadığı gibi yaptığı iş ve işlemlerde ticari iş olmadığı, bu nedenle ticari temerrüt faizi (avans faizi) uygulanması usul ve yasaya aykırı olduğunu faiz oranına da itiraz ettiklerini, Mali mevzuat gereği asıl borç dışındaki feriler ödenmediğini, bu nedenle 25.213,00 TL dışındaki damga vergisi ve ferilere (faiz, vekalet ücreti vs.) itiraz ettiklerini" bildirildiğini, mahkemece yapılacak incelemede davalı idarenin asıl borç dışındaki ferileri ödemesini engelleyecek herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığını, davalı üniversitenin bu tutumu kamu idaresi olmanın verdiği gücün haksız olarak kullanılması olduğunu, ödemelerin sürüncemede bırakılarak karşı tarafın alacağına ulaşmasını engelleme maksadı taşıdığını...
Gövde ve kapak kısmını birbirine bağlayan boyun kısmının iki tasarımda da aynı oranlara ve özelliklere sahip olduğu belirlenmiştir. Gövde kısmı incelendiğinde ise boyun kısmının altında yer alan bombe oranında ufak farklılıklar olsa da gövdenin aşağı doğru bitiş şekillerinin benzer olduğu, gövde bitişinde ayrı bir parça halinde taban kısmı bulunduğu, bu taban kısmının gerek üstünde yer alan monoblok çizgileri gerekse genel görünüm açısından oldukça benzer oldukları, kapak kısımları açısından davacıya ait tasarımda yer alan kapağın bombeli, davalıya ait tasarımda yer alan kapak şeklinin ise düz ve farklı şekilde olduğu, yine aynı şekilde kapak üzerinde yer alan dil mekanizmasının da konumları aynı ise de şekillerinin birbirinden farklı olduğu saptanmıştır. Tasarımlar genel olarak karşılaştırıldığında; bulunan en önemli farkın kapak şekli olduğu, bunun da bilgilenmiş kullanıcı nezdinde bütün görünüme etkisinin olmadığı görülmüştür....
Davacı vekili ek rapora itiraz dilekçesinde bilirkişinin dava dilekçesindeki belirtilen hususları dikkate almadan rapor düzenlediğini, raporun hukuka uygun olmadığını söyleyerek kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü istemiştir....
Mahkemece bu defa faize başlık kısmında belirtilen dava tarihinden itibaren hükmedilmesi bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeni bir yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.'un 438/7 maddesi hükmü gereğidir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. maddesinde yer alan "dava tarihinden " sözlerinin çıkartılarak, '' dava tarihi olan 9.4.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte "sözcüklerinin eklenmesine, kararın değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 102.67 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 18.40 TL temyiz harcın davacıya iadesine, 22.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu hale göre davacının borca itirazı yerinde değildir.Mahkemece faize ilişkin şikayetin değerlendirilmesine esas olmak üzere istenebilecek faiz hesabı için dosya resen seçilen Hesap bilirkişisi Bilal Güneş'e tevdi edilerek itiraz konusunda rapor alınmış (İstinaf Bozma kararı öncesinde), bilirkişi dosyamıza verdiği ve dosya içeriğine uygun hüküm kurmaya yeterli görülen 27.11.2017 tarihli raporunda sonuç olarak talep edilebilecek toplam faiz miktarının 3.059,18 TL olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Bu haliyle incelenen takip talebinde istenilen faiz miktarının 3.114,25 TL olduğu görülmüş bu haliyle davacının faize yönelik itirazı yerinde görülmüştür. Açıklanan gerekçelerle davacının imzaya ve borca itirazının reddine, faize itirazının ise kabulüne karar verilmiştir. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle: Elazığ 1....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde... 2006/199 esası ile 10.000,00 TL’lik kamulaştırmasız el koyma davasında 534.581,40 TL müddeabihi artıran ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği, mahkemece 544.581,40 TL yönünden davanın kabulüne karar verildiği, kararın 08.02.2008 tarihinde ...Müdürlüğünün 2008/5795 esası ile yapılan takipte 544.581,40 TL asıl alacak, 13.197,65 TL faiz, masraf ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 587.840,05 TL’nin %9 faiz, masraf, vekalet ücreti ile tahsilinin ve B.K.84 maddesine göre kısmi ödemelerin faize ve masraflara mahsup edilmesinin talep edildiği, borçlu vekilinin takipte asıl alacağın 10.000,00TL sinin haricindeki alacaklara ve kapak hesabında da faiz alacağı istenemeyeceği yönünde itiraz ettiği, alacaklı vekilinin 27.04.2009 tarihinde icra dosyasına “.......mahkeme karar tarihi ile icra takibi tarihine kadar 544.581,40TL nin faizin talebinden feragat etmiştir....”...
Davanın 3.kişi tarafından açılmış olması ise ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmayacağından mülkiyet karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından kesin ve güçlü delilerle ispatlanması gerekmektedir. Dava konusu, haciz tutanağının 1.sırasında yer alan kapak takma makinesinin alacaklı tarafından borçluya satılan makine olduğu taraflarca kabul edilmiş bulunduğundan anılan makine yönünden davanın reddi yerindedir. Ancak diğer hacizli makinelerin borçluya ait olduğu konusunda herhangi bir delil sunulmamış aksine davacıya ait olduğu yolunda bir kısmı borcun doğumundan önceki tarihli fatura sunulmuştur. Bu durumda, haciz tutanağının 1.sırasındaki makine yönünden davanın reddine, 2-3 ve 4. sırasındaki makineler yönünden mülkiyet karinesinin aksi davalı alacaklı tarafından ispatlanmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....