Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu halde ilk derece mahkemesince öncelikle davacının dava konusu taşınmaza el atmanın önlenmesi, dava konusu taşınmazın eski haline getirilmesi ve ecrimisil talebine ilişkin araştırma ve inceleme yapılarak karar verilmesi, iş bu talebin reddedilmesi halinde davacının kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat ve ecrimisil talebine ilişkin karar verilmesi gerekmektedir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verildiği; hükmün, taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür. Mahkemece yapılan keşif neticesinde alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; -Tazminat hesabı açısından; Kamulaştırmasız el atma kanunlarımızda ve anayasamızda yer alan bir kavram değildir. Kamulaştırma konusunu düzenleyen 6830 Sayılı İstimlak Kanunu 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu ve onu değiştiren 4650 sayılı kanunlarda kamulaştırmasız el atma ile ilgili düzenleme yoktur. Kamulaştırmasız el atma idarenin bir kişiye ait taşınmazı bilerek veya bilmeyerek kamulaştırmaya ilişkin usul ve kurallarına uymaksızın ve bir bedel ödemeksizin işgal ederek kamu hizmetine tahsis etmesi şeklinde tanımlanmaktadır....

Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için kişiye ait gayrimenkulün idarece (kamu hizmetinde kullanılmak amacıyla) işgal edilmiş olması (fiili el atılmış olması) ve bu işgalin kanunda öngörülen usul ve esaslara uyularak tesis edilmiş bir kamulaştırma işlemine dayanmadan gerçekleştirmiş olması gerekmektedir. İdarenin taşınmaza müdahalesi hangi sebeple olursa olsun Hukuk dışı haksız bir eylemdir. Kamulaştırmasız el atma davaları idarenin 09/10/1956 tarihinden sonra el koyduğu taşınmazlarla ilgili olarak açılabilir. 09/10/1956- 04/11/1983 tarihi arasındaki el atmalarla 04/11/1983 tarihinden sonraki el atmalara farklı hükümler uygulanır....

Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından kamulaştırma işlemi yapılmadan müvekkili idare tarafından taşınmazına fiilen ve hukuken el atıldığından yararlanma imkanı kalmadığını ileri sürerek istenen haksız işgal tazminatı davasının reddi gerektiğini, zira taşınmaza fiili bir el atma sözkonusu olmadığını, hukuki el atmalarda idari yargı yolunun görevli olduğunu, öncelikle davaya görev yönünden itiraz ettiklerini, ayrıca dava konusu taşınmaza el atma tarihinden itibaren 2942 sayılı Yasanın 38. maddesinin AYM tarafından iptal tarihine kadar geçen süreçte 20 yılık zilyetlikle iktisap süresinin dolmuş olduğunu, 2942 sayılı Yasanın 38. maddesinin AYM tarafından iptal tarihine kadar zilyetlikle iktisap süresi müvekkili idare lehine oluştuğunu, sonuç olarak davacının hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi gerektiğini beyan etmiştir....

Davalı vekili davaya konu aşınmazın kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını beyan etmiştir. Kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun şekilde yapıldığının ispat edilememesi nedeniyle mahkeme tarafından el atma bedelinin ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1)Mahkemece verilen hüküm Dairemiz bozma kararı ile ortadan kalktığından kamulaştırılan taşınmazın tesciline ve tazminat bedeline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2)Taşınmaza dere taşması sonucunda ıslah çalışması nedeniyle el atıldığı tapulu taşınmazın, el atılan bölümünün bedelinin verildiği, bu durumda el atılan yerin el atma nedeniyle uğradığı haksız işgal (ecrimisil) tazminatına hükmedilmesi gerektiği gibi taşınmaz paydaşlarının açtığı 2013/166 Esas - 2015/677 Karar sayılı kararda da ecrimisile hükmedildiği ve Dairemiz denetiminden de geçerek onandığı göz önüne alındığında, el atılan taşınmazın su altında kalmadan önceki durumu dikkate alınarak ecrimisil bedeli verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3)13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ......

    arazisi olarak kullanıldığını, davalı tarafın haksız el atması sonucu müvekkilin kullanabileceği tarım arazisi küçüldüğünden haksız işgal nedeniyle müvekkili lehine ecri misil ödemesi de talep ettiklerini, dava konusu taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde davalı kurum adına bir kamulaştırma şerhi de bulunmadığı anlaşılacağını, bu durumda davalı idare kamulaştırma bedeli ödemeden müvekkillere ait taşınmaza hukuka aykırı şekilde el attığını, bu nedenle müvekkilinin dava konusu taşınmazın bir kısmını kullanamadığını, haksız olarak el atılan dava konusu taşınmazdan dolayı müvekkilin haksız işgal tazminatı isteme hakkı olduğunu, müvekkil için HMK 107 gereği ileride belirli hale getirilmek üzere şimdilik 1.000,00 TL haksız işgal tazminatı talep ettiklerini, bu nedenle dava konusu taşınmazda davalı tarafın hukuka aykırı şekilde kamulaştırmasız el attığı alanın tespiti ile bedelinin davalı kurumdan tahsili ve müvekkil adına kayıtlı bulunan taşınmazın davalı tarafça el atılan kısmının davalı...

    -El atma tarihinin 04/11/1983 tarihinden önce olduğunun anlaşılması halinde maktu vekalet ücretine, sonra olduğunun anlaşılması halinde ise nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Kabule göre de; -Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kamulaştırmasız el atma tazminat bedeli ve ecrimisil bedeli toplamının 49.700,05- TL olduğu belirtildiği halde, mahkemece belirtilen bedelin yalnızca kamulaştırmasız el atma bedeli olarak hükmedilmesi hatalı olmuştur....

    Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra yapılan incelemede; Kamulaştırma Kanunu Geçici 6. maddesindeki düzenlemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davalarına ilişkin bir düzenleme olduğu, ecrimisil hükümlerinin söz konusu kanunda düzenlenmediği, bu nedenle Kamulaştırma Kanunu hükümleri ecrimisil alacağı için uygulanamayacağı gibi, ecrimisil davası ister kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ile birlikte açılsın, isterse de bağımsız bir dava olarak açılsın harç ve vekalet ücretinin nisbi olması gerektiğinden, mahkemece el atma tarihinin 04/11/1983 tarihi öncesi olduğu gerekçesiyle maktu harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmemiş, davacı tarafın vekalet ücretinin nisbi olması gerektiği yönündeki istinaf istemi yerinde görülmüştür....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2020 NUMARASI : 2020/37 ESAS 2020/561 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Elatmanın Önlenmesi Ve Tazminat Ve Ecrimisil) KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya İli, Kepez İlçesi, Fabrikalar Mahallesi, 2290 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazda kendi adına kayıtlı hissesi bulunduğunu, müvekkilinin arsasının bulunduğu yerdeki imar planının 07/04/1974 tarihinde yapıldığını, bu imar planı ve 18. madde uygulamalarında bu arsanın ilkokul alanı olarak planlandığını, imar planı yapıldıktan sonra bu taşınmaza geçerli bir kamulaştırma uygulaması yapılmaksızın ve kamulaştırma bedeli ödenmeksizin ilkokul yapıldığını, müvekkilin arsasına fiilen kamulaştırmasız el atma diye tanımlanan el atma yapıldığını, dava konusu arsanın şehir merkezinde olduğunu, her türlü belediyecilik hizmetinden faydalandığını, müvekkilin tapulu olan dava konusu taşınmazını davalı idare tarafından fiilen el atılmış...

    UYAP Entegrasyonu