İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, ihtiyati haczin dayanağı olan senedin kambiyo senedi vasfı taşıdığını, itiraz edenin keşidece olduğunu, bu nedenle keşideciye protesto çekmeye gerek bulunmadığını savunarak itirazın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin sınırlı olduğu, senetteki imzaya ilişkin itirazların menfi tespit davasında ileri sürülebileceği, bononun keşidecisi yönünden protestoya gerek olmadığı, alacağın muaccel olduğu, ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,2004 sayılı İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre borçlunun İİK'nun 168.maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. 6102 Sayılı TTK’nun 776/1- f maddesi gereğince, senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir....
İcra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nın 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nın 170/a-2. maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
ne verildiğini, ihtiyati haciz talep edenin haksız kazanç sağlama gayesiyle hareket ettiği nedenleriyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiş ise de; senetlerde düzenleme yerinin bulunduğu, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin itiraz nedenlerinin İİK 265. maddesinde düzenlenen tahdidi itiraz nedenleri içinde yer almayıp ancak açılacak bir menfi tesbit davasında incelenebileceği anlaşılmakla, unsurları tamam vadesi gelmiş kambiyo senetlerine dayalı verilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin ek kararda isabetsizlik görülmediğinden, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; Mahkemece verilen kararda bonoya itiraz olmadığının belirtildiğini, ancak yargılamanın bütün aşamalarında bonoya itiraz edildiğini, bononun bu hali ile kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra edilebilir bir kambiyo senedi olmadığının belirtildiğini, mahkemece bu itirazlarının değerlendirilmediğini, takibe konu yapılan senedin bitişiğinde bulunan sözleşmeden de anlaşılacağı üzere senedin teminat senedi olduğunu ve zorunlu unsurları taşımadığından kambiyo senetlerine özgü takibe konu yapılamayacağını, teminaten verilmiş senet karşılığında yapılan sözleşmeyle müvekkiline yüklenen ödeme ediminin ise yerine getirildiğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Temyiz Sebepleri İstinaf dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı ilamsız takipte icra dairesinin yetkisine itiraz ve takibe dayanak senedin kambiyo vasfı şikayeti ve takipte derdestlik şikayetine dayalı borca itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2., HMK md.17, 3., 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 776. Maddesinin 1. fıkrasının b. ve f. bentleri, 4., 2004 sayılı İİK md.170/a, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
düzenlemeye, kambiyo taahhüdüğünde bulunmaya, .." şeklinde ibarelerle de vekilin kredi için ve kredi kuruluşları lehine kambiyo evrakı düzenlemeye yetkilendirildiği, bu şekilde kambiyo senedi düzenlenebilecek iş ve lehine kambiyo evrakı düzenlenebilecek kişilere ilişkin sınırlama getirildiği, vekaletname içeriğinden vekilin çek hariç her türlü kambiyo senedini, her iş için ve herkes lehine düzenleyebileceğine dair bir ibarenin bulunmadığı, takip konusu senedin de kredi için ve kredi kuruluşları lehine düzenlendiğine ilişkin bir iddia ve kanıtın olmadığı, vekilin, vekaletnamesinin kapsamında vekili olduğu şirketi kendi şirketi lehine kambiyo senedi ile borçlandırma yetkisinin olmadığı, dolayısı ile takip konusu bononun vekaletnamedeki yetki kapsamında düzenlenmediğinden bu bono nedeni ile borçlunun sorumlu tutulamayacağından İlk Derece Mahkemesince bu nedenle İİK'nın 169/a-6 fıkrası uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge...
İcra İflas Kanununun 168/5 maddesi uyarınca borca itirazın icra mahkemesine yapılacağı,169. maddesinde “ Borçlu 168. maddenin 5. bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile tetkik merciine bildirir” hükmü gereğince kambiyo senetlerine özgü icra takip yolunda borca itirazda görevli mahkeme İcra Mahkemesidir . Somut olayda; davacı borçlu aleyhine, Keşan icra Müdürlüğünün 2010/3241 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, davacı borçlunun 163 nolu ödeme emrinin 07.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve Keşan icra Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 10.06.2010 tarihili dilekçe ile kambiyo senedine dayalı borca faiz oranı ve miktarının, alacak tutarının fahiş olduğu nedeniyle, süresinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın Keşan İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, kendisine ödeme emri tebliğ edilmediğini, takip kesinleşmeden yapılan haciz işlemlerinin yerinde olmadığı ve takip dayanağı senedin kambiyo senedi vasfına bulunmadığına yönelik şikayetlerinin yanı sıra, imzaya ettiği ve zamanaşımı itirazında bulunarak takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; “Davacı tarafın ödeme emrine yönelik şikayetinin reddine, davacının imzaya itiraz, kambiyo senedine itiraz ve zamanaşımı yönündeki itirazlarının süresinde yapılmadığı...
İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetin yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçlulara ödeme emrinin 17/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin 22/07/2013 pazartesi günü sona erdiği halde, borçlunun süresinden sonra 26/07/2013 tarihinde icra mahkemesine müracaatla takibin iptalini talep ettiği, tebligat usulsüzlüğü yönünde bir itiraz da ileri sürmediği anlaşılmıştır. İİK 168/5 maddesi uyarınca talebin süreden reddi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir....