Bunun yanında, borçlunun borca itirazını İİK 169.maddesi anlamında yazılı bir belge ile ispat edemediği anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının yetkiye itirazının reddine, davacının borca itirazının reddine, davacının kambiyo vasfına yönelik şikayetinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararda sözleşmeyi süresi içerisinde sunmadıklarının belirtildiğini, ancak bu hususun doğru olmadığını, tensip zaptının 4....
Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Ancak somut olayda boçluların ödeme emri tebliğ tarihlerine göre yasal süre içerisinde işlemiş faiz miktarına ya da işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı görülmektedir. Bu nedenle mahkemece, şikayet dilekçesinde talep olmadığı halde takipte kesinleşen işlemiş faiz oranı ve miktarına yönelik bilirkişi raporu aldırılması yerinde değildir. Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir....
Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde borca itiraza ilişkindir. Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 29.10.2021 düzenleme 29.11.2020 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli bonoya dayanılarak kambiyo takibi başlatılmış, davacı borçluya 15.06.2021 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 17.06.2021 tarihinde açılan dava ile takibe konu senedin teminat senedi olduğu ve aynı alacak nedeniyle ilamsız takip de yapıldığı takibin mükerrer olduğu belirtilerek takibin iptaline karar verilmesi istenmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacının takibe dayanak senedin teminat senedi olarak düzenlendiğine yönelik itirazın incelemesi sonucunda; İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf ilgili takip dosyası ile hakkında yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe itiraz etmiş olup, ilgili senet metni incelenmiş TTK ve İİK uyarınca senedin kambiyo vasfına haiz olduğu görülmüştür. Borçlu taraf dosyaya konu edilen takibe ilişkin bir kısım ödeme yaptığını iddia etmiş ancak bu hususu belgelerde ispat edememiştir, dosyaya delil olarak sunulan ödemeye ilişkin belgelerden yapılan ödemelerin iş bu kambiyo senedine istinaden yapıldığı ispatlanamamış olup, kambiyo senetleri sebepten mücerret olmakla iddiasını davacının ispatlamakla yükümlü olduğu, açıklanan nedenlerle davacının davasının reddine " dair karar verildiği görülmüştür....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki imzaya, faize itiraz ve kambiyo vasfına ilişkin şikayet nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince imzaya itirazın kabulü ile borçlu ... aleyhine başlatılan takibin durdurulmasına, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Ltd Şti Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın borca itiraz davası olduğunu, şikayet olmadığını, yerel mahkemenin icra takibi kapsamında yer alan işlemin süresiz şikayet yoluyla ileri sürülebileceği gerekçesinin yerinde olmadığını, davacı taraf takip işlemlerini şikayet etmeksizin sadece borca itiraz etmişken, yerel mahkemenin hukuka aykırı bir yorumla davayı memur muamelesini şikayet gibi değerlendirerek, üstüne bir de süresiz şikayete tabi olacağını belirterek davanın kabulü yoluna gitmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, davanın mirasın reddedileceğinden bahisle borca itiraz davası olduğunu, bu davanın süresinde açılmadığını, davacı tarafa tebligatın 20/02/2019 tarihinde yapıldığını, davanın 28/02/2019 tarihinde ikame edildiğini, kanunen aranan hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, davanın işin esasına girilmeden reddi gerekirken talep edilmeyen hususlarda karar verildiğini, cebri icranın asıl amacının alacaklının alacağına...
mahsus haciz yolu ile takipte ödeme iddiası, mükerrer takip iddiası ve çek aslının icra müdürlüğü kasasında olmadığına yönelik şikayete ilişkin olduğu ve borca itiraz ve şikayet niteliğinde olduğundan borca itiraz etme süresinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün, şikayet süresinin ise ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 7 gün olması ve iddiaların süresiz şikayet sebeplerinden olmaması nedeni ile ödeme emrinin tebliğ edildiği 29.08.2019 tarihinden dava tarihine kadar borca itiraz ve şikayet süresinin geçmiş olduğu gerekçeleriyle istinaf talebi yerinde olmakla istinaf talebinin kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak, davanın süreden reddine karar verilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında bonolara dayalı olarak başlatılan icra takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayetin yanında itfa iddiasına dayalı borca itiraza ilişkindir. İstanbul 13.İcra Müdürlüğünün 2019/19894 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında birden fazla bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davanın yasal süre içerisinde açıldığı görülmektedir. 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 681. maddesi gereğince kambiyo senedi niteliğinde olan bonodaki hakkın devri ancak ciro ve teslim yolu ile mümkündür. Aynı Kanun'un 686. maddesi gereğince, bonoyu elinde bulunduran kimsenin hak sahibi olabilmesi için fiili zilyetliği yeterli olmayıp, aynı zamanda hakkını müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla tevsik etmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 2004 sayılı İİK'nun 170/3 maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip takipte, kambiyo vasfına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itiraza ilişkindir. Çorum İcra Müdürlüğünün 2019/45239 Esas sayılı dosyası incelenmesinde; Alacaklısının T3, borçlusunun T1 olduğu, toplam 122.316,13TL alacağın tahsili istemiyle kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 18/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayetin yanında borca itiraz ve tazminat istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK.'nın 776/1- b maddesine göre bono "kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini" ihtiva etmelidir. Ödenmesi (tahsili) şarta bağlanmış bir senet bono niteliğinde sayılamaz. Bononun taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme nedeniyle verilmiş olması (teminat senedi gibi) halinde, sözleşmenin karşılıklı edimleri içermesi nedeniyle senet bedelinin tahsilinin gerekip gerekmeyeceği yargılamayı gerektirir. Bu durumda senet kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini içermediğinden bono vasfında olmaz ve anılan senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yol ile takip yapılamaz. Öte yandan teminat senedi itirazında dayanak bononun hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı bir belge ile ispatlanması zorunludur. (HGK.'...