davalıya söz konusu icra takibinde alacak olarak gösterilen 15.000,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı tarafından 23.08.2013 tarihinde başlatılan icra takibinde 2012 yılı Şubat ayından 2013 yılı Nisan ayına kadar 15 aylık 34.500 TL kira alacağının tahsili istenmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu, dayanak sözleşmedeki imzasına karşı çıkmaksızın borç bulunmadığını belirterek takibe itiraz etmiştir. Mahkemece, davacı alacaklının herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmeden yıllardır aldığı kira parası hakkında daha sonra geçerlik kazanmamış bir sözleşmeye dayanarak talepte bulunduğu, bu kötüniyetli davranışının korunamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, borçlu tarafından sözleşmedeki imza açıkça inkar edilmediğine göre ,İ.İ.K nın 269/2 maddesi gereğince kira sözleşmesinin ve sözleşmede belirtilen aylık kira bedelinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Dar yetkili İcra Mahkemesinde M.K.'nun 2. maddesine ilişkin tartışma yapılamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde takibin tarafı omayan şikayetçi bankanın icra müdürlüğünce takibe konu karşılıksız çekin banka sorumluluk bedelinin icra dosyasına celbi yönünde ...gönderilen muhtıra ile işbu muhtıraya konu kararın iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK'nun 818/k maddesinin göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 724. maddesi gereğince çek nedeni ile asıl borçlu keşideci yanında...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibinde borcun bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde borçlu tarafından yapılan itiraza ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtiraz Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı icra takibinde imzaya itiraza ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi yoktur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde borçlunun borçlu olmadığı, borcu ödediği, borcun zamanaşımına uğradığı, takibin dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı, alacaklının kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapma hakkının bulunmadığı, kambiyo senedindeki imzanın borçluya ait olmadığı yönündeki itiraz ve şikayetleri ileri sürme hakkı takibin borçlusuna ait olup, bu nitelikteki itiraz ve şikayetlerin örnek no 10 ödeme emrinin takip borçlusuna tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde takip borçlusu tarafından ileri sürülmesi halinde incelenip değerlendirilebilir. Davacı ise icra takibinin borçlusu olmayıp 3.kişi olduğundan takibin borçlusu tarafından ileri sürülebilecek itiraz ve şikayetleri icra mahkemesinde ileri sürme hakkı bulunmamaktadır....
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı Kooperatif tarafından şikayetçi borçlu ... ve diğer borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiği, adı geçen borçlu yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurarak, KDV alacağının kambiyo takibi ile talep edilemeyeceği ve dayanak bonolarda tanzim yerinin bulunmadığından bahisle kambiyo senedi vasfının olmadığını belirterek takibin iptalini talep ettiği görülmektedir. Takibe konu edilen bonolar, TTK'nun 688. maddesindeki tüm kanuni unsurları taşımakta olup, kambiyo senedi vasfındadır. Mahkeme kararının gerekçe kısmında, kambiyo takibinde sadece senette yazılı olan miktarın talep edilebileceği, KDV alacağı adı altında bir alacağın istenemeyeceğine ilişkin kabulü yerindedir....
Davacı-alacaklı 22.06.2006 tarihli takibinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte öngörülen ödeme emri gönderilmesini talep etmiş, borçlunun icra mahkemesine şikayeti üzerine takip dayanağı belgede tanzim tarihi bulunmadığı, bu nedenle kambiyo senedi niteliğinde olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.Davacı-alacaklı vekili 07.07.2006 tarihinde “örnek : 10” ödeme emrinin iptal edildiğini belirterek "örnek:"7 ödeme emri tebliğini talep etmiş, davalı-borçluya aynı takip dosyasında ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlunun itirazı üzerine takip durmuştur. İİK’nın 43. maddesine göre; alacaklı başlatmış olduğu takip yolunu bir defaya mahsus olmak üzere değiştirebilir. Ancak, takip yolunun değiştirilmesi haciz yolundan iflas yoluna, iflas yolundan haciz yoluna şeklinde gerçekleştirilmesi suretiyle olur....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/14202 Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı tarafından aynı asıl alacak miktarı için bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı ve şikayetçi borçluların borçlu sıfatı ile takibin tarafı olduğu, takip talebinde ve ödeme emrinde; “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” kaydına yer verildiği görülmüş olup takip talebinde yazılı ibareler ve alacaklı vekilinin beyanı ile her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu konusunda ihtilaf yoktur. Her ne kadar yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamaz....