Yukarıda açıkladığım nedenlerle, yörede arazi kadastrosu yapılmış ise bundan sonra yapılacak orman kadastrosu sonucunda belirlenen orman tahdit hattının, arazi kadastrosu parselleri ile çakışan bölümlerinin ikinci kadastro mahiyetinde olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca hükümsüz sayılması gerektiği kanaatindeyim. Somut olayda, yörede 1983 yılında yapılan arazi kadastrosunun sonuçları 24.01.1984 tarihinde kesinleşmiş, davacı tarafın maliki olduğu 162 parsel sayılı taşınmaz hakkında, tespit maliki lehine tapu kaydı oluşmuştur. ..... kadastrosu ise 2003 yılında yapılmış ve sonuçları 2014 yılında ilan edilmiştir. ..... tahdit haritası ile ada röleve krokisinden, 162 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle gösterilen bölümünün orman tahdit hattı ile çakıştığı anlaşılmaktadır. (A) bölümü yönünden orman kadastrosu ikinci kadastro mahiyetinde olup 3402 sayılı Yasanın 22/1. maddesi uyarınca hükümsüzdür....
Yukarıda açıkladığım nedenlerle, yörede arazi kadastrosu yapılmış ise bundan sonra yapılacak orman kadastrosu sonucunda belirlenen orman tahdit hattının, arazi kadastrosu parselleri ile çakışan bölümlerinin ikinci kadastro mahiyetinde olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca hükümsüz sayılması gerektiği kanaatindeyim. Somut olayda, yörede 1983 yılında yapılan arazi kadastrosunun sonuçları 24.01.1984 tarihinde kesinleşmiş, davacı tarafın maliki olduğu 161 parsel sayılı taşınmaz hakkında, tespit malikleri lehine tapu kaydı oluşmuştur. .... kadastrosu ise 2003 yılında yapılmış ve sonuçları 2014 yılında ilân edilmiştir. .... tahdit haritası ile ada röleve krokisinden, 161 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle gösterilen bölümünün orman tahdit hattı ile çakıştığı anlaşılmaktadır. (A) harfli bölümü yönünden orman kadastrosu ikinci kadastro mahiyetinde olup 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca hükümsüzdür....
Uygulama/Yenileme kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve ilk kadastro tarihinde de mevcut olan sabit noktalardan, aynı döneme ve öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan bir dizi teknik çalışmalardan sonra tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı tespit edilerek ada raporu düzenlenmekte ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır....
Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır....
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir....
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosu krokisi ile uygulama kadastrosu krokisinin çakıştırılması neticesinde sınırlarının birebir örtüşmediği ve (A) harfi ile belirtilen bölümün tesis kadastrosu çalışmasında davacıya ait eski 1348 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı belirtildiği halde, söz konusu farklılığın nereden kaynaklandığı açıklanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeyle karar verilemez....
Somut olayda mahkemece, tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosuna ait paftanın ortofoto üzerinde çakıştırılması suretiyle harita mühendisi bilirkişiden rapor alınmamış, tekniker bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu ile tesis kadastrosu sırasında sebepleri açıklanmaksızın tersimat hatası yapıldığından bahsedilmekle yetinilmiş, bu bakımdan gerçekten tesis kadastrosu sırasında tersimat hatası olup olmadığını var ise nedenlerini denetlemek bakımından son derece yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz....
Kadastro Kanunu' nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu ölçüleri, ortofoto harita ve eski tarihli hava fotoğrafı ile kısmen uyumlu, ilk tesis kadastrosu paftası ile uyumsuz olduğu, 3402 ... Kanun' un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu ölçülerinin ise gerek hava fotoğrafı gerek ortofoto ile uyumlu olduğu, uygulama projesinde belirlenen sınırların hatalı olmadığı, parseldeki 3402 ... Kanun' un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucu hesaplanan yüzölçümü ile ilk tapu alanı arasındaki yüzölçümü farkının nedeninin alan hesabının ilk tesis kadastrosu paftası üzerinden planimetre ile hesaplanmasından, yani ilk tesis kadastrosunun günümüz teknolojisini karşılamamasından kaynaklandığı, aynı sınırlar günümüz teknolojisi ile hassas olarak ölçüldüğünde teknolojik fark nedeniyle yüzölçümde farkın oluştuğu, sınırların 3402 ... Kadastro Kanunu'nun (3402 ......
olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir....