Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Dava konusu ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ait dayanaklarıyla birlikte tesis kadastrosu tutanak örnekleri ile kadastro sonucu oluşan tedavüllü tapu kayıtlarının, 2- Çekişmeli taşınmazları bir arada gösteren ve tesis kadastrosu sırasında tanzim edilen orijinal ölçü krokisinin okunaklı ve büyütülmüş örneği ile ölçü çizelgesi ve tesis kadastrosu pafta örneğinin getirtilerek dosya içine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Kabule göre de, dava konusu taşınmazların uygulama kadastrosu tespitlerinin iptaline karar vermeden, doğrudan tescil hükmü kurulmasında; bilirkişi raporuna atfen hüküm kurulmamasında, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve krokisinin kararın eki sayılmamasında isabet bulunmamıştır. 5)Dosyada doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazlar hakkında tesis kadastrosu ve uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen orjinal ölçü krokisi, sınırlandırma krokisi, standart topoğrafik haritalar, takeometrik ölçü cetveli, alan hesap cetveli, röper krokileri, poligon ve nirengi koordinat özetleri, sayısal ölçü çizelgesi, tesis kadastrosu sırasında yararlanılan başkaca teknik belgeler ile uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen ada raporu, tesis kadastrosu tutanağının düzenlendiği 1954 yılı ve bu tarihe en yakın tarihli stereoskopik incelemeye esas ardışık hava fotoğrafları, davalı yeni 110 ada 34 (eski 577) parsel sayılı taşınmaza ait tesis kadastrosu sırasında düzenlenen...

    Çekişmeli İzmir İli, Menderes İlçesi, Çatalca Mahallesi, eski 132 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 7.782 m² yüz ölçümü ile davacı T1 adına kayıtlı iken, uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen uygulama kadastrosu tutanağı ile, aynı ada parsel numarası verilerek 7.638,89 m² yüzölçümü ile tespit edildiği; uygulama kadastrosu sırasında taşınmazın tüm sınırlarının sabit sınır tipinde belirlendiği, aradaki alan farkının, ilk tesis kadastrosunda kullanılan ölçü tekniği ile teknoloji ve alan hesaplamadaki yöntem farklılıklarından kaynaklandığının uygulama kadastrosu tutanağında açıklandığı, uygulama kadastrosu ekibinin tespitine karşı davacı T1 tarafından itiraz edildiği, 17/06/2019 tarihli komisyon kararı ile itirazın reddine karar verildiği; Uygulama kadastrosu çalışma sonuçlarının 28/06/2019 ila 29/07/2019 tarihleri arasında askı ilanına çıkartıldığı, davacı vekili tarafından yasal süresinde görevli Kadastro Mahkemesinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. 3- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun...

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacılara ait eski 13 sayılı kadastro parseli ile davalı gerçek kişilere ait eski 198 parsel sayılı taşınmazın ifrazen geldisi olan eski 16 sayılı kadastro parselinin ortak sınırının tespitinde, 1952 yılında takeometrik yöntemle yapılan tesis kadastrosu işlemleri sırasında sınırlandırma, tersimat, ölçü veya hesap hatası yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bu hatanın 09/01/2013 tarihinde ilan edilerek kesinleşen uygulama kadastrosu ile giderilip giderilmediği; tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma, tersimat, ölçü veya hesap hatası yapılmadan taşınmaz sınırları tespit edilmiş ise, uygulama kadastrosu sırasında, tesis kadastrosu ile belirlenen ve kesinleşen bu sınırlara uygun tespit yapılıp yapılmadığı noktasındadır. 3- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları ile; taşınmazların mülkiyet ve hukuki durumlarını ilgilendiren çalışmalar olmayıp taşınmazların geometrik durumlarını ilgilendiren çalışmalardır...

    Somut olayda, keşif sonrası dosyaya sunulan bilirkişi heyeti raporunda tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosu arasındaki yüzölçüm farklılığının tecviz sınırları içerisinde kaldığı, bu nedenle yapılan yenileme çalışmasının hatalı olmadığı belirtilmiş ise de, tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastrosu paftasının çakıştırılmış halini gösterir krokide sınırlar arasında fark bulunmasına rağmen raporda bu farka ve nedenlerine değinilmediği, ayrıca tecviz sınırları içerisinde kalıp kalmadığı yönünden bilimsel verilerden uzak, soyut ifadeler içerir, denetime elverişli olmayan rapora dayanılarak karar verilmesi isabetsizdir. Eksik araştırmayla ve denetime elverişsiz rapor ile karar verilemez....

      Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulamla kadastrosu haritaları üretilmektedir....

        kadastrosu haritaları üretilmektedir....

          Somut olayda; hükme esas alınan 12.04.2014 tarihli bilirkişi raporu yukarıda belirtilen ilkelere uygun tanzim edilmediği gibi tesis kadastrosu sonucu oluşan pafta ile uygulama kadastrosu sonucu oluşan pafta, koordinat noktaları esas alınarak bilirkişilerce çakıştırılmamış, tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosu arasındaki yüzölçümü farklılığının nedeni somut şekilde açıklanmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu belirtilen nedenlerle yetersizdir....

            Arazi kadastrosu çalışmaları ise 1959 yılında yapılmış ve dava konusu parsel itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 2007 yılında yapılarak 2008 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı anlaşılırsa, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan...

              Köyü, Kabakuş Burnu Mevkiinde bulunan davalı adına kayıtlı 1328 nolu parselin, bölgede 2007 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu çalışmaları sırasında 81 nolu orman kadastro komisyonu tarafından orman kadastrosu sınırları içerisinde bırakıldığını belirterek davalılar adına olan tapunun iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi gereği 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 Sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosu 28.02.2008 ‘de ilan edilerek 28.08.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Arazi kadastrosu çalışmaları ise 1958 yılında yapılmış ve dava konusu parsel itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu