Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki; çekişmeli taşınmaz, kadastro tespiti sırasında içinde ev olan tarla niteliği ile tespit edildiği gibi taşınmaz başında yapılan keşif sonrası dosyaya ibraz edilen ziraatçi, harita ve orman bilirkişi ortak raporunda da taşınmaz üzerinde ev bulunduğu belirtildiğine göre; çoğun içinde az da vardır prensibi gereğince taşınmaz üzerinde bulunan evin tapu kütüğünün beyanlar hanesinde 3402 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca muhtesat olarak gösterilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece muhtesat yönünden karar verilmemiş olması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R .... ilçesi, ..... köyü 183 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Yasanın (5831 sayılı Yasayla eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında 16.12.2003 tarih 18 cilt, 1718 sahife nolu tapu kaydı ile tarla niteliğiyle, beyanlar hanesinde “2001 yılından beri ..... oğlu ...'ın kullanımındadır. Taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçları ve tek katlı bina ... oğlu ...'a aittir” şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazın babalarından kaldığını ve taksim yapılmadığından beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile kendi adının da kullanıcı olarak şerh verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 2613 sayılı Yasa'ya göre yapılan kadastro sırasında 1658 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, aynı kuvvet ve mahiyette harita ve kayıtlar mevcut bulunması nedeniyle ihtilafın hükmen halli gerektiğinden yüzölçümü ve malik hanesi boş bırakılarak tespit edilmiş; üzerinde 276 adet gecekondu mahiyetinde bina bulunduğu beyanlar hanesinde gösterilmiş, bu taşınmazdan 23.03.2000 tarihinde imar uygulaması sonucu oluşan 10097 ada 3 parsel sayılı 131,98 metrekare yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmaz beyanlar hanesinde “binanın İlhami Oynargül, ... ve ...'e ait olduğu” şerhi yazılıp malik hanesi davalı olarak tescil edilmiştir....

        Ancak davacı tescil talep ettiğine göre çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince, mahkemece davacı gerçek kişi lehine muhtesat ve zilyetlik şerhi konulması konusunda yeterli araştırma yapılmadan, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesi doğru değildir. 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazlarda tasarrufu edenlerin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesine yönelik isteklerde tasarruf edenlerin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesi, bu tür taşınmazları kullanan kişilere satılmasını gündeme getireceğinden (2924 Sayılı Yasa madde 11/1-III) tasarruf edenlerin kadastro tutanağında gösterilmesiyle ilgili davalarda istekte bulunan kişinin; a) Orman köyü nüfusuna kayıtlı olup olmadığının, b) Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru en az beş yıldan beri o yerde ikamet ... etmediğinin, c)Taşınmaz edinmedeki sınırlamaların araştırılması yasa gereği olup (2924 S.Y. m.11, 3402 S.Y. m.14) bunun yargıcın...

          Ancak davacı tescil talep ettiğine göre çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince, mahkemece davacı gerçek kişi lehine muhtesat ve zilyetlik şerhi konulması konusunda yeterli araştırma yapılmadan, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesi doğru değildir. 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazlarda tasarrufu edenlerin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesine yönelik isteklerde tasarruf edenlerin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesi, bu tür taşınmazları kullanan kişilere satılmasını gündeme getireceğinden (2924 Sayılı Yasa madde 11/1-III) tasarruf edenlerin kadastro tutanağında gösterilmesiyle ilgili davalarda istekte bulunan kişinin; a) Orman köyü nüfusuna kayıtlı olup olmadığının, b) Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru en az beş yıldan beri o yerde ikamet ... etmediğinin, c)Taşınmaz edinmedeki sınırlamaların araştırılması yasa gereği olup (2924 S.Y. m.11, 3402 S.Y. m.14) bunun yargıcın...

            Kadastro Kanununun 12/3 maddesinin uygulanmasına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde; dava konusu taşınmazın 10.04.1944 tarihinde yapılan kadastro tespiti sonucu 167 ada 40 parsel no'su ile şahıslar adına tespit ve tescil edildiği, tapu kaydına da "2558 m2 fazlalık hakkında Defterdarlık ve İskan Müdürlüğüne 30.12.1948 tarihli ve 1618 no ile bildirilmiştir" şeklinde belirtme düşüldüğü, bu belirtmenin taşınmazın ifrazı sonucu oluşan dava konusu taşınmazın tapu kaydına "Hazine fazlalığı vardır" şeklinde aktarıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, davasında Hazine fazlalığının bulunmadığını, bu hususun kadastro tespiti sırasında kayda hatalı işlendiğini ileri sürerek terkin istememekte, diğer bir anlatımla kadastro öncesi hakkına dayanarak sicilin düzeltilmesini talep etmemekte, aksine sicil kayıtlarının doğruluğuna dayanarak Hazine fazlalığının paya dönüştürülerek beyan kaydının terkinini talep etmektedir....

              Bilindiği gibi, kadastro ve tapulama işlemlerinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların dava yolu ile giderilmesi olanağı vardır. Kadastro Kanununun getirdiği itiraz ve dava açma sürelerini kadastro kesinleşmeden kullanmamış ya da kullanamamış olan hak sahiplerinin hakları, kadastroya dayanılarak oluşturulan tapu sicili ve sicile yapılan tescil nedeniyle hemen ortadan kalkmaz. Her ne kadar kesinleşen kadastro, hak sahibi olarak tespit edilen kimse yararına bir hak karinesi oluştursa da bu karinenin Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içerisinde açılacak dava ile çürütülmesi mümkündür....

                Bilindiği gibi, kadastro ve tapulama işlemlerinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların dava yolu ile giderilmesi olanağı vardır. Kadastro Kanununun getirdiği itiraz ve dava açma sürelerini kadastro kesinleşmeden kullanmamış ya da kullanamamış olan hak sahiplerinin hakları, kadastroya dayanılarak oluşturulan tapu sicili ve sicile yapılan tescil nedeniyle hemen ortadan kalkmaz. Her ne kadar kesinleşen kadastro hak sahibi olarak tespit edilen kimse yararına bir hak karinesi oluştursa da bu karinenin Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içerisinde açılacak dava ile çürütülmesi mümkündür. Anılan Kanunun 12/3 maddesi "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz"....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1978 ve 1979 parsel sayılı sırasıyla 2000 ve 4.875,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...'ın fiili kullanımında bulunduğu, şerhi yazılarak sırasıyla kayısı bahçesi ve tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, taşınmazların Kadastro Mahkemesinin 2008/... Esas dava dosyasında davalı oldukları hususu tapu kaydının beyanlar hanesinde şerh edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro Mahkemesinin 1993/22 esas 1995/71 karar sayılı ve 4.7.1995 tarihli ilamı ile; 444 ada 1 parselin davacı ... adına tesciline, taşınmaz üzerindeki binaların ... mirasçıları adına beyanlar hanesinde muhtesat olarak gösterilmesine karar verilmiş; ilamın temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesince onanarak 20.3.1996 tarihinde kesinleşmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu