Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bankasından ihtiyaç kredisi kullandığını, bu kredilerin taksitlerini ödemekte zorlandığını, davalının, banka borçları nedeniyle taşınmazlara haciz gelebileceğini, isterse taksitleri ödeyebileceğini ve taşınmazları devralabileceğini, borçlar bitince de davacının isteğine göre günün rayiç değeri üzerinden taşınmazların bedelinden ödenen miktarlar düşülerek kalan paranın ödenebileceği veya ödediği taksitlerin kendisine geri ödenerek devraldığı taşınmazları iade edebileceğini söylediğini, tek oğlunun askerde olması, eşinin hasta olması ve borçları nedeniyle zor durumda olduğunu, teklifi kabul ettiğini, davalının sadece 2.100 TL banka borcunu ödediğini, taşınmazları tekrar devralmak istediğinde davalının kabul etmediğini, edimler arasında aşırı fark olduğunu, aldatıldığını ileri sürerek ... köyü 116, 1952, 1981, 1984, 298 ve 483 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi HMK madde 163 ve devamı maddeleri uyarınca bu hususun ön sorun teşkil etmesi nedeniyle inceleme yaptığını ve 2019/114 Esas 2021/184 Karar sayılı 08/04/2021 tarihli kararıyla şeklinde hüküm kurduğunu, söz konusu kararın kabulünün kesinlikle mümkün olmadığını ve kararın kaldırılması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından irade bozukluğuna dayalı olduğu iddia edilen 21/04/2020 tarihli protokolün dosyaya ibraz edilmemesi ve ibraz edilmeyen sözleşmeden kaynaklı irade bozukluğunundan söz edilemeyeceği nedeniyle feragatlerinin iptal edilmemesi ve davanın feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, söz konusu 21/04/2020 tarihli protokolün dosya içerisinde mevcut olduğunu, taraflarınca dosyaya feragatten dönme beyanlarını içeren dilekçe dosyaya sunulduktan sonra 20/11/2020 tarihli ilk duruşmada söz konusu protokolün dosyaya elden sunulduğunu, kaldı ki gerek davalı tarafın cevap dilekçesinde gerekse duruşmadaki beyanlarında söz konusu protokolün...

    Ancak, davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, davacı ...'un 7.12.2010 tarihli dilekçe ile feragat ettiğini, 22.12.2010 tarihli dilekçeyle de feragatinden vazgeçtiğini bildirdiği; daha sonra davacı vekili tarafından verilen dilekçelerde, oğlu olan davalının tehditleri ve baskıları sonucunda davacı ...'un feragat beyanda bulunduğu ileri sürülmüştür. Öyle ise, anılan feragat beyanının tehdit, hata ve hile sonunda yapılıp yapılmadığının aynı dava içerisinde ve hadise şeklinde incelenerek araştırılması ve değerlendirilmesi zorunludur. Bilindiği ve HMK' nun 311. ( 1086 sayılı HUMK.'nun 95.) maddesinde de ifade edildiği üzere feragat yapıldığı anda karşı tarafın irade beyanına gerek kalmaksızın kesin hüküm sonuçlarını doğurur. Bu bildirimden sonra tek yanlı irade beyanı ile feragattan dönülmesine olanak yoktur....

      İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; iptal davalarının idarenin, idare hukuku alanında kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamasıyla yapmış oldukları işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini sağlamak üzere var olan idari dava türü olduğu, işbu davada iptali istenilen protokolün ise bir sözleşme olup, aynı statüde bulunan davalı Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü ile davacı Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörlüğü'nün iradesinin uzlaşması sonucu oluştuğundan iptali istenilen protokol davalı Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü'nün tek yanlı irade açıklamasının ürünü olmadığı, dolayısıyla iptal davasına konu edilmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge Mahkemesi ......

        Maddi anlamda kesin hükümden sonra ikinci kez açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekir. Kesin hüküm itirazı olumsuz dava şartlarındandır (HMK.114/1-i). İlk davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi durumunda, aynı taraflar arasında aynı hukuki sebeple ve aynı konuda ikinci açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekeceği şüphesizdir. Bu itibarla mahkemenin bu yöndeki gerekçesi kural olarak doğrudur. Ne var ki, somut olayda davacı taraf feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan ilk açtığı davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürmüştür. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile iptal tescil ve alacak talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece, iptali istenen sözleşme ile ilgili taraflar arasında ihtilaf nedeniyle açılan davada davacı tarafın sözleşmeyi kabul ederek ve geçerliliğini öne sürerek açtığı davadan feragat etmiş olması nedeniyle yeniden bu sözleşmenin iptali istemiyle dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile imzaladığı 29.1.2002 tarihli kira sözleşmesinin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek,kira sözleşmesinin iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı,davacı tarafın ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/154 esas sayılı dosyasında kira sözleşmesinin uyarlanmasını istemekle sözleşmenin geçerliliğini kabul ettiğini,bu nedenle davanın dinlenme olanağının bulunmadığını savunmuş,mahkemece davacı tarafın sözleşmeyi kabul ederek ve geçerliliğini öne sürerek açtığı davadan feragat etmiş olması nedeniyle yeniden bu sözleşmenin iptali istemiyle dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı asılın davadan feragat etmesi nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında borç alacak mahsuplaşması ve yeni bir düzenleme yapılacağı düşüncesiyle iradesinin fesada uğradığını, feragat beyanının irade sakatlanması nedeniyle geçersiz olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. C....

              Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.", 311. maddesinde; "(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.", 312. maddesinde; (1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir." hükümlerine yer verilmiştir....

                Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.", 311. maddesinde; "(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.", 312. maddesinde; (1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir." hükümlerine yer verilmiştir....

                  İrade teorisinin uygulanması sayesinde, içeriği eksik, hatalı ya da muğlâk olan tasarruf ile mirasbırakanın gerçekte ne istemiş olduğu saptanmaya çalışılır. . Mirasbırakan her ne k...............r vasiyetnamesindeki beyanıyla arzusunu açıklamış olsa da, bu beyanı, iç iradeyi dışa vuran bir araçtan ibarettir. Vasiyetnamedeki beyan ile gerçek irade arasında bir uyumsuzluk ortaya çıktığında, araç olan beyan değil, iç irade esas alınmalıdır. Nitekim her türlü irade sakatlığını iptal sebebi olarak gören MK.m.504/f. II ve 557/b. II hükümleri de, irade teorisinin somut görünüm biçimleridir. Mirasbırakanın açıklamış olduğu irade her zaman onun asıl arzusu anlamına gelmeyeceği gibi, iç iradenin sonuç doğurması mutlaka mirasbırakan tarafından açıkça beyan edilmesine de bağlı değildir. Vasiyetnamenin yorumu yoluyla mirasbırakanın gerçek iradesine uygun düşen son arzuları ortaya çıkarılmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu