Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hükümden çıkartılması ile yerine "TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" ibaresi eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.03.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez (rücu edemez); feragat ile bağlıdır. Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur. Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK. madde 23 vd ), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi, bu husus aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir. ./.. Keza, 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesi, ''feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.'' hükmünü öngörmektedir....

      Tüm dosya kapsamından, davacının tapu iptali ve tescil olmazsa bedel ve tenkis istekli olarak 05.02.2016 tarihinde eldeki davayı açtığı, İlk Derece Mahkemesince iddia sabit görülerek 02.03.2018 tarihinde 2.410.950,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ilişkin davayı kabul kararından sonra 02.03.2018 tarihinde davacı asilin davadan feragat ettiği, 06.03.2018 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin ek kararın verildiği, ek kararın davacı tarafından feragatin irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteği kabul edilerek irade bozukluğu yönünden araştırma yapılması gerektiğinden bahisle ek karar kaldırılarak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiş, İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırma sonucunda irade bozukluğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi de aynı gerekçeyle davacının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir....

        Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 311.maddesinde, “Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Hal böyle olunca, öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu 311. madde gereğince feragatin irade fesadı ile alınıp alınmadığı hususunun tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Köymenin de diğer sanık ile karar ve irade birliği ile hareket ettiği ve eylem üzerinde birlikte hakimiyet sağladıkları dikkate alınarak, sanık ...'...

            Şirketi, 13.06.2018 tarihli temliknameye dayalı olarak, eldeki davada davacının haklarını temlik aldığını, buna ilişkin temlikname ile 28.11.2018 tarihli sulh sözleşmesi düzenlendiğini belirterek davacı sıfatıyla davaya kabulünü ve davanın feragat nedeniyle reddini, mahkeme veznesine depo edilen 210.300 USD’nin temlik alan olarak kendisine ödenmesini istemiş; davacı ..., davadan feragat beyanının, temlikname ile sulh sözleşmesinin irade sakatlığı nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek bu hususta açtığı iptal davasının bekletici mesele yapılmasını istemiş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, temlik alan ... Yapı Ltd....

              Noterliğinin ... yevmiye sayılı gayri menkul satış vaadi akdinin bedelinin ödenmemesi ve irade fesadı, hile ile alınması nedeniyle iptaline karar verilmesine, sözleşmenin iptali talebinin reddine karar verilmesi halinde satış bedeli 55.000 TL'sinin yasal faiz ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş. Davalı-birleştirilen dosya davacısı vekili, ... İli .. İlçesi ... Mh. ... Sk. 158 pafta, 635 ada, 6 parsel sayılı bahçeli kerpiç ev niteliğindeki taşınmazın taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi uyarınca müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-birleştirilen dosya davalısı 09.01.2014 tarihli dilekçesi ile davasından feragat etmiş, davacı birleşen dosya davalısının davasını kabul etmiştir. Mahkemece, asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleştirilen dosya yönünden davanın kabulüne, ... İli, .. İlçesi, ... Mahallesi, 635 ada, 6 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile, davacı ......

                Tüm dosya kapsamından, davacının tapu iptali ve tescil olmazsa bedel ve tenkis istekli olarak 05.02.2016 tarihinde eldeki davayı açtığı, İlk Derece Mahkemesince iddia sabit görülerek 02.03.2018 tarihinde 2.410.950,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ilişkin davayı kabul kararından sonra 02.03.2018 tarihinde davacı asilin davadan feragat ettiği, 06.03.2018 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin ek kararın verildiği, ek kararın davacı tarafından feragatin irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteği kabul edilerek irade bozukluğu yönünden araştırma yapılması gerektiğinden bahisle ek karar kaldırılarak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiş, İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırma sonucunda irade bozukluğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi de aynı gerekçeyle davacının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir....

                  "İptal beyanı hiçbir şekle tabi değildir. Şekle bağlı bir sözleşme örtülü irade beyanıyla da iptal edilebilir. İptal hakkı, yenilik doğuran bir hak olduğu için, bunun kullanılması şarta bağlı tutulamaz... İptal hakkı, açık bir irade beyanıyla kullanılabileceği gibi, örtülü bir irade beyanıyla da kullanılabilir. Örneğin karşı tarafa verdiği şeyi geri isteyen veya aldığı şeyi geri veren tarafın bu davranışı örtülü bir iptal beyanıdır... İptal hakkının bir yıllık kısa süre dışında ayrıca sözleşmenin kurulmasından itibaren on yıllık azami (mutlak) bir süre ile de sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı doktrinde tartışmalıdır. İradesi bozulan kimse, sözleşmeyi yaptıktan 5, 10 veya 30 yıl sonra yanılma veya aldatmayı öğrenmişse, acaba bu öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde sözleşmeyi iptal edebilirmi?... Yargıtay sözleşmeden itibaren 10 yıl ile bu süreyi sınırlamıştır......

                    nun 95.) maddesinde de ifade edildiği üzere feragat yapıldığı anda karşı tarafın irade beyanına gerek kalmaksızın kesin hüküm sonuçlarını doğurur. Bu bildirimden sonra tek yanlı irade beyanı ile feragattan dönülmesine olanak yoktur. Ne var ki, feragata ilişkin irade açıklamasının gerçeği yansıtmadığı, yanılgı ile ya da baskı altında yapıldığının bildirilmesi halinde bu halin mahkemece, ya aynı dava içerisinde hadise şeklinde ya da başka bir davanın konusu olarak incelenmesi olanaklı ve gereklidir. Ancak, mahkemece yukarıda belirtildiği şekilde feragat beyanından dönülmesi hususunda bir inceleme yapılmış değildir. Bu durumda, davacı ...''...

                      UYAP Entegrasyonu