WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ..., A..., ...; 26/03/2013 tarihli duruşmada davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. Mahkemece, çekişme konusu 157 ada 156 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın sıfat yokluğu nedeniyle, davalı ... hakkında hata-hile sebebine dayalı olarak açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, çekişme konusu 157 ada 299,300,301 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalılar ..., ..., ... ve ... hakkında hata-hile nedenine dayalı iptal tescil istemli davada davalıların davayı kabul etmelerine göre davanın kabulü ile davalılar adına olan payların iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiştir....

    Davalının davayı kabulün geçersizliğini ileri sürerek davayı kabul ettiği davada davayı kabulün iptalini talep etmesi halinde, Mahkeme ön sorun olarak davayı kabulün, davayı kabul eden taraf irade bozukluğu hallerinden hangisine (yanılma, aldatma ya da korkutma) dayanmışsa o irade bozukluğu hali nedeniyle geçersiz olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Davalının davayı kabule ilişkin irade açıklanmasının gerçeği yansıtmadığını bildirilmesi karşısında, bu hususun HMK'nın 163 ve 164. maddelerinde belirtildiği şekilde ön sorun olarak incelenmesi ve HMK'nın 311. maddesi çerçevesinde tahkikat yapılarak sonuca gidilmesi gereklidir....

      Sözleşmeyle bağlı olmadığı bildirimi (iptal hakkı), İrade bozukluğunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla kullanılabilir. (1.Hukuk Dairesinin 2014/11612 Esas, 2014/ 14462 Karar, 18.09.2014 tarihli-, 2013/21405 Esas, 2014/50 Karar, 13.01.2014 tarihli, 2016/11701 Esas, 22.12.2016 tarihli, 2003/52 Esas, 2003/762 Karar, 22.01.2003 tarihli v.d. birçok karar) Bu durumda, gerek akdemik görüşler, gerekse Yargıtayın ve özellikle Dairenin “ ...bir yılık hak düşürücü süre içinde, karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih veya zımni bir irade açıklaması ile sözleşme feshedilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da iptal hakkı kullanılabilir.” şeklindeki yerleşik uygulamaları nazara alındığında, iptal hakkının ileri sürülmesinin hiç bir şekle tabi bulunmadığı, hele hele dava açmanın zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, işlem 28.10.2013 tarihinde yapılmıştır....

        Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki hatanın ileri sürülmesi TBK'nin 35. (BK'nin 25.) ve TMK'nin 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Öte yandan, yanılma ve aldatma her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle de bağlı değildir....

          Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. 6100 sayılı HMK’nun 311. maddesinde irade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği belirtilmiştir. Davalı yüklenici vekilinin, şirket temsilcisi tarafından yapılan kabul beyanıyla ilgili dilekçesinde irade sakatlığı iddiası bulunmamaktadır. Davalı yüklenici şirket vekilinin kabul beyanından dönmesi mümkün değildir. Bu nedenle kararın, davalı yüklenicinin davayı kabul beyanı değerlendirilerek mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Sözleşmeyle bağlı olmadığı bildirimi (iptal hakkı), İrade bozukluğunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla kullanılabilir. (1.Hukuk Dairesinin 2014/ 11612E, 2014/ 14462K, 18.9.2014 tarihli-, 2013/21405E, 2014/50K, 13.1.2014 t.li, 2016/11701E, 22.12.2016 t.li, 2003/52E, 2003/762 K, 22.1.2003 t.li v.d.birçok karar) Bu durumda, gerek akdemik görüşler, gerekse Yargıtayın ve özellikle Dairenin “ ...bir yılık hak düşürücü süre içinde, karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih veya zımni bir irade açıklaması ile sözleşme feshedilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da iptal hakkı kullanılabilir.” şeklindeki yerleşik uygulamaları nazara alındığında, iptal hakkının ileri sürülmesinin hiç bir şekle tabi bulunmadığı, hele hele dava açmanın zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır....

              Ancak irade bozukluğu hâllerinde feragatin iptali istenebilir (HMK. m. 311). Çünkü, bir hukuki işlemin geçerli ve amacına uygun hukuki sonuç doğurabilmesi için o hukuki işlemi yapan kişi veya kişilerin sağlıklı bir şekilde oluşmuş iradelerinin bulunması ve yine bu iradelerinin istenilen hukuki sonuca uygun şekilde açıklanması gerekmektedir. İrade bozukluğu hâlleri mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda "Rızadaki fesat" başlığı altında "Hata", "Hile" ve "İkrah" olarak 23 ila 31. maddeler arasında hükme bağlanmış iken, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda ise 30 ila 39. maddeler arasında bu defa "Yanılma", "Aldatma" ve "Korkutma" başlıkları altında düzenlenmiştir. Türk hukukunda irade bozukluğuna bağlanan yaptırım ise bir kesin hükümsüzlük (butlan) hâli olmayıp, HMK'nın 311. maddesinde de açıkça belirtildiği gibi irade bozukluğu hâllerinde kişiye iptal hakkı tanınmıştır....

                Bunlardan ilkini; davalı tarafından mahkemeye yöneltilmiş bulunan tek taraflı ve varması gereken bir irade beyanının mevcudiyeti oluşturur (Tanrıver, s. 221). Bu irade beyanının kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları doğurabilmesi mahkeme veya davacı tarafından kabul edilmesine bağlı değildir (Kuru, s. 3691). Diğer bir koşul, davayı kabule ilişkin irade beyanının, kayıtsız, şartsız ve açık olması gereklidir (6100 s. HMK m. 309/4). Usul işlemleri kural olarak şarta bağlı olarak yapılamayacağından, şarta bağlı olarak bir kabul beyanında bulunulmuş ise, davalının bu beyanının davayı kabul olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davalının, davanın kabulüne ilişkin davayı kabul eden irade beyanının, kayıtsız, şartsız olmasının yanı sıra, açık ve tereddüte yer vermeyecek bir biçimde kesin olmalıdır. Zımni olarak davayı kabul de mümkün değildir (Kuru, 3692-3694). Diğer taraftan, davalının kabule ilişkin irade beyanının davacının talep sonucunu konu alması gerekir....

                  Temyiz nedenleri Davacı mirasçısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakan babası tarafından her ne kadar davadan vazgeçilmiş ise de; vazgeçmenin geçerli kabul edilemeyeceğini, vazgeçmenin davalının etkisi ve tehdidi altında gerçekleştiğini, mirasbırakanın bazı psikiyatrik sorunları olduğunu, fiil ehliyetinin yerinde olmadığını, hastaneden kayıtlar getirtilerek tanıkların dinlenmesi halinde gerçeğin ortaya çıkacağını ve taşınmazın müvekkilinin katkılarıyla alındığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir. 3.Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311.maddesinde, “Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. 3.2.2 6098 s....

                    Temyiz nedenleri Davacı mirasçısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakan babası tarafından her ne kadar davadan vazgeçilmiş ise de; vazgeçmenin geçerli kabul edilemeyeceğini, vazgeçmenin davalının etkisi ve tehdidi altında gerçekleştiğini, mirasbırakanın bazı psikiyatrik sorunları olduğunu, fiil ehliyetinin yerinde olmadığını, hastaneden kayıtlar getirtilerek tanıkların dinlenmesi halinde gerçeğin ortaya çıkacağını ve taşınmazın müvekkilinin katkılarıyla alındığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir. 3.Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311.maddesinde, “Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. 3.2.2 6098 s....

                      UYAP Entegrasyonu