WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, sunulan belgeler ve anlatımlarından davacının, davalının da içinde bulunduğu bir grup tarafından tehdit edilerek baskı sonucu 2016 yılında senedi düzenlendiği, sözleşmeyle bağlı olmadığı bildiriminin, 6098 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesinde belirtilen bir yıllık süre içinde karşı tarafa ulaştırılması gerektiği, sözleşmeyle bağlı olmama bildiriminde (iptal hakkı) bir yıllık kısa süre, iradeyi sakatlayan sebeplerin öğrenilmesi veya korkunun etkisinin ortadan kalkmasıyla başladığı, şekle bağlı bir sözleşmede de, örtülü irade beyanıyla iptal bildirimi yapılabileceği, Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre hata, hile, ikrahın her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasınında hiç bir şekle bağlı olmadığı, sözleşmeyle bağlı olmadığı bildiriminin (iptal hakkı), irade bozukluğunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde karşı tarafa yöneltilecek...

    "İçtihat Metni"Daire : YEDİNCİ DAİRE Karar Yılı : 1993 Karar No : 1463 Esas Yılı : 1989 Esas No : 1504 Karar Tarihi : 15/04/993 KATMA DEĞER VERGİSİ BEYANNAMESİNDE YÜRÜRLÜKTEKİ VERGİ ORANI YERİNE ÖNCEKİ VERGİ ORANININ YAZILMASI HALİNDE, İDARECE YENİ VERGİ ORANINA GÖRE YAPILAN İŞLEM YÜKÜMLÜ BEYANININ DEĞİŞTİRİLMESİ ANLAMINI TAŞIMADIĞI HK....

      Ne var ki, somut olayda davacı taraf feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan davada, baskı (davacıya ne olduğu açıklattırılmak suretiyle) nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürerek kararı istinaf etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile tapu iptali ve tescili talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır. 6100 s. HMK’nun 311. maddesinde ‘‘Feragat ve kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.’’ düzenlemesi yer almaktadır....

      Zımni irade beyanı ise, iradenin varlığını gösteren davranışı ifade eder. Bu anlamda, açık olmayan her türlü irade beyanı, zımni irade beyanıdır. İrade beyanının anlamının, yani sonuç (işlem) iradesinin doğrudan doğruya söz veya işaretlerden çıkmaması, anlaşılmaması halinde, zımni irade beyanı sözkonusu olur. Başka bir deyişle, zımni irade beyanlarında beyan sahibinin davranışı, işlem iradesini dolaylı bir şekilde ifade eder; onun davranışından, dolaylı olarak işlem iradesine sahip olduğu sonucu çıkar (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 11.Baskı, İstanbul 2009, Sahife:124). İcap (öneri), bir akdi meydana getirmek amacı ile bir şahsın teklifini ihtiva eden ve karşı tarafa yöneltilen bir irade beyanıdır. Kabul ise, yapılan bir öneriye karşılık karşı taraf(muhatap) tarafından önerene yöneltilen ve sözleşmeyi öneriye uygun olarak meydana getirme arzusunu kesin olarak ifade eden irade beyanıdır....

        Davalı Recai, davalı tapu müdürlüğünün yanlışlığından dolayı mağdur olduğunu, davanın kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini davaya diyeceği olmadığını savunmuştur. Davalı L.. M..'ne ise dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece, eldeki davanın tapu iptali ve tescil istemiyle açıldığı, davalı Recai'nin davayı kabul ettiği, yapılan uygulama ile parsel numarası yanlışlığının tespit edildiği, ancak söz konusu işlemin idari bir işlem olması, nedeniyle öncelikle idari makamlara başvurulabileceği, istek kabul edilmezse idari işleme karşı idare mahkemesinde dava açılması gerektiği, adli yargıda bu uyuşmazlığın çözülemeyeceği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK. nin 114 maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir....

          Mirasçılardan ... mirasın reddin iptalini kabul etmediğinden tüm mirasçıların mirasın reddinin iptalini kabul ettiği söylenemez. Bu durumda davanın reddi gerekirken kabule karar verilmesi doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY Dava, mirasın gerçek reddinin irade bozukluğu nedeniyle iptali isteğine ilişkindir....

            (TBK.36 ve 37/1) şeklindeki ibareler kullanılmak suretiyle irade bozukluğuyla yapılan sözleşmelerin, iradesi hata, hile veya ikrahla sakatlanan kimseyi bağlamayacağı öngörülmüş ve bu kişiye belli bir süre içerisinde kullanabileceği iptal hakkı tanımıştır. Ancak karşı taraf sözleşme ile bağlı olup, irade bozukluğu hâllerinin yaptırımı tek taraflı bağlamazlıktır. Görüleceği gibi irade bozukluğu hâlleri, tüm hukuki işlemler yönünden oldukça önem taşımakta ve koşulları oluştuğu takdirde yapılan işlemin iptal edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Kanunlarımızda iradeyi bozan sebepler üç durum olarak hüküm altına alınmış olup, yanılma (hata), aldatma (hile) ve korkutma (ikrah) gerçekleşme biçimleri bakımından birbirinden farklıdırlar. Ayrıca irade bozukluğu sadece sözleşmelere özgü bir sakatlık hâli olmayıp, tek taraflı hukuki işlemler için de geçerlidir....

            Kısaca, iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın(yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf yönünden(sübjektif unsur) hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki hatanın ileri sürülmesi TBK'nın 35. ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Hemen belirtmek gerekir ki, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir....

              Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 80.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir. KTK'nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res'en dikkate alınması gerekir....

                Sözleşmeyle bağlı olmadığı bildirimi (iptal hakkı), irade bozukluğunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. (1.Hukuk Dairesinin 2014/11612E, 2014/ 14462K, 18.9.2014 tarihli-, 2013/21405E, 2014/50K, 13.1.2014 t.li, 2016/11701E, 22.12.2016 t.li, 2003/52E, 2003/762 K, 22.1.2003 t.li v.d.birçok karar) Bu durumda gerek akademik görüşler, gerekse Yargıtayın ve özellikle Dairenin "..bir yıllık hak düşürücü süre içinde karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih veya zımni bir irade açıklaması ile sözleşme feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da iptal hakkı kullanılabilir." şeklindeki yerleşik uygulamaları nazara alındığında, iptal hakkının ileri sürülmesinin hiç bir şekle tabi bulunmadığı, hele hele dava açmanın zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu