Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi K A R A R Dava, ahzu kabz, sulh ve ibra yetkisi içermeyen vekaletnamedeki tevkil yetkisine dayalı olarak noter tarafından sonradan düzenlenen vekaletnameye ahzu kabz yetkisi eklenmesi sonucu yapılan işlemler nedeniyle oluşan zararın vekil olunanlar, noter ve noter katibinden tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kabul edilen alacak yönünden vekil olunanlar ve noterin müşterek ve müteselsil sorumluluğuna karar verilmiş olup, temyizin kapsamına göre noterin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümlerin değerlendirilmesi gerekeceğinden hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Vekil, vekalet yoluyla taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlerken müvekkilinin verdiği yetki kapsamının dışında işlem yapmamalıdır. Aksi takdirde vaad borçlusunun gerçek iradesini yansıtmayan sözleşmeye değer verilmez. Dosyada mevcut ... 1. Noterliği 14962 yevmiye 03.06.1980 tarihli vekaletnamenin incelenmesinde ...'ın 1372 parselde bulunan 29000/6825000 hissesinin 13000/6825000 hissesine yönelik satmaya ilişkin tevkil, teşrik ve azil yetkisi ile birlikte ...'...

      Edim sonucuna yönelik yapma borçlarında ise hukuki sonuç ve tatmin esas alındığından, borçlunun şahsı dışında diğer kişilerce yerine getirilebileceğinden aynen ifası istenilebilir. Bu nitelikteki yapma borçları irade beyanında bulunma hesap verme bilgi verme borcu şeklinde de görülebilir. Cebri tescil kararı irade beyanında bulunma yapma borcunun tipik bir tezahürüdür. Nama ifa ya da nama ifaya izin davası da aynen ifanın bir alt görünümü olduğundan, koşullarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. Yukarıda belirttiğimiz şekilde aynen ifaya uygun bir yapma borcu olacak, ifayı isteme koşulları bulunacak, ifayı isteme dürüstlük kuralına aykırılık içermeyecek, aşırı masraf gerektirmeyecek, ifadan vazgeçilip tazminat istenmemiş olacak, sözleşme feshedilmemiş olacak, imkansızlık bulunmayacak ve yapma borcu ifa edilmemiş olmalıdır. Nama ifa olumlu zararı telafi eder. Alacaklı için aynen ifa ayakta kalırken, borçlu açısından yapma borcu tazminat ödeme borcuna dönüşmektedir....

        Elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarının tamamının satış vaadi sözleşmesinde bulunmaları halinde sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığından söz edilemez. Eldeki davada, satış vaadi sözleşmesinde tapu malikinin tüm mirasçıları tarafından taşınmazların satışı vaat edildiğinden sözleşmenin ifa olanağı bulunmaktadır. Ayrıca, satış vaadi sözleşmesinde taşınmazların devrinin, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1980/37Esas sayılı davasının sonuçlanması sonrası bir ay içinde yapılacağı düzenlenmiştir. Anılan mahkeme kararı 1995/296Esas 2001/1179Karar sayılı ret kararı ile sonuçlanmıştır. Ayrıca, satış vaadi sözleşmeleri kişilerin kendisi tarafından düzenlenebileceği gibi vekil aracılığıyla da düzenlenebilir. Vekaletnamedeki yetkinin kullanıldığında taraflar arasındaki vekalet ilişkisi sona ermemiş veya iyiniyetli üçüncü kişiler sona erdiğini bilmiyorsa vekil eden vekilin yaptığı iş ve işlemlerden sorumludur....

          Dava, taraflar arasındaki Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesine dayalı nama ifaya izin ve tazminat istemine ilişkindir. Nama ifa, TBK nın 125/1. fıkrası kapsamında aynen ifa kapsamında değerlendirilir. Bir başka ifade ile nama ifa, arsa sahibinin ifa menfaatini sözleşmedeki şartlara uygun olarak sağladığından aynen ifa niteliğindedir. Bu nedenle arsa sahibi nama ifa talep ettiğinde aynı zamanda sözleşmenin aynen ifasını ve tasfiyesini de talep etmiş kabul edilir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Taraflar arasındaki, 3.kişinin İİK.nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkin olarak, mahkemece verilen 16.3.2011 tarihli karar, davacı 3.kişi vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olup, bilahare davacı vekili vekaletnamedeki yetkisine binaen 05.1.2012 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinden feragat etmiş bulunduğundan, davacı (3.kişi) vekilinin vaki temyiz talebinin feragat nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 9.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve davacı vekili tarafından gerekçeli temyiz dilekçesi verilmiş ise de, davacı vekili Av. ..., vekaletnamedeki yetkisine dayalı olarak 19/10/2016 tarihli dilekçe ile bu defa temyiz talebinden feragat etmiştir. Vaki feragat sebebiyle temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 15/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                -KARAR- Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz edilmişse de; davalı vekili, temyiz aşamasında ibraz ettiği dilekçe ile vekaletnamedeki yetkisine dayanarak temyizden feragat ettiğini bildirmiş, ancak dilekçede kimlik tespiti yapılmamıştır. Hal böyle olunca; temyizden feragat dilekçesinin davacı vekili tarafından verildiğine ilişkin kimlik tespitinin yapılması ve ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Bingöl Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 15.09.2008 gün, 4845-5382 sayılı, 18.Hukuk Dairesinin 26.06.2008 gün, 6834-7704 sayılı, 20.Hukuk Dairesinin 17.01.2008 gün, 18576-425 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, taşınmazın depreme karşı güçlendirilmesini amaçlayan sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı aynen ifa ve tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 15.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 15.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 13.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı aynen ifa ve tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 23. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu